HDP eski milletvekili Hasip Kaplan'ın Twitter hesabından yaptığı açıklamalara Sırrı Süreyya Önder'den de çok sert tepki geldi… ...
HDP eski milletvekili Hasip Kaplan'ın Twitter hesabından
yaptığı açıklamalara Sırrı Süreyya Önder'den de çok sert tepki geldi…
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplan kongre öncesinde sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulundu. Bu
paylaşımlar HDP ve DBP Genel Merkezleri ile Sırrı Süreyya Önder tarafından
tepkiyle karşılandı. Kaplan daha sonra yaptığı açıklamayla partiyi ve siyaseti
bıraktığını açıkladı.
HDP VE DBP'DEN KAPLAN'A TEPKİ GELDİ
Hasip Kaplan'ın paylaşımları sosyal medyada gündem olurken,
HDP Genel Merkezi ve DBP'den açıklama geldi.
Resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada "Hasip
Kaplan Twitter hesabından yapılan ırkçı, ayrımcı ve ötekileştirici
paylaşımların HDP anlayışı ve politikaları ile hiçbir ilgisi yoktur. Kınıyor ve
ayıplıyoruz." ifadeleri yer aldı.
Öte yandan Demokratik Bölgeler Partisi Genel Merkezi
kurumsal hesabından da, "bütün halkların partisi olup, halkların kendi
emek, kimlik, inanç, renk ve tonlarıyla oluşturmuş oldukları bir Türkiye
demokrasi zenginliğidir. Hasip Kaplan'ın açıklamalarını kınıyoruz."
şeklinde açıklama geldi.
KAPLAN SİYASETİ VE PARTİYİ BIRAKTIĞINI AÇIKLADI
Kaplan açıklamaların ardından yine sosyal medya hesabından
yaptığı açıklamayla siyaseti ve partiyi bıraktığını açıkladı. Kaplan konuya
ilişkin; "HDP’de görevim yok, 2 dönem kuralına takıldım HDP’nin bu kurala
takılmayan ayrıcalıklı vekilleri var, açıklamaya üzüldüm, ırkçılık mı?
Disipline mi? vereceksiniz, gerek yok, siyasetten de, partiden istifa ediyorum.
Kürt ulusal kongresine 1 Türk temsilci seçilirken yapmalıydım, bağışlayın"
ifadelerini kullandı.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER: IRKÇILIK, İNSANI İNSANLIĞINDAN EDER
HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Hasip Kaplan’ın yaptığı
açıklamalara cevap verdi. Önder’in açıklaması şöyle:
"İlkel milliyetçilik yani ırkçılık hastalıklı bir
duygudur. Bazen Hasip örneğinde görüldüğü gibi insanı insanlığından eder. Bu
siyasal çizgi Kürt, Türk, Ermeni, Süryani, Çerkez ve cümle Türkiye Halklarının
evlatlarının Onur, Cesaret, Özgürlük İnancı ve eşsiz fedakarlıklarıyla bugüne
gelmiştir. Rojava’da, Suruç’ta, Şengal’de, Ankara Garı’nda barış ve özgürlük
uğruna gözünü kırpmadan hayatını veren Türkler dahil bütün dünya halklarının
çocukları için Hasip zihniyeti, ancak tükürülecek değersizliktedir. İçinde
zerre utanma duygusu olan birisi onların aziz hatırasından biraz olsa utanır,
utanmalıdır.
Binlerce kamu çalışanı, Barış Akademisyenleri, öğrenciler,
sanatçılar, basın emekçileri zor zamanlarda Kürt Halkıyla omuz omuza durmanın
bedelini aşından, işinden, canından, özgürlüğünden mahrum edilmekle öderken ve
bir tekinden bile bir ‘ah!’ işitilmemişken bu soytarılık hangi mazeretle
açıklanabilir? Kürtlükle ve Kürt halkını gözetmekle olabilir mi? Öyle olsaydı
eğer, Cizre, Sur, Nusaybin yanıp kül olurken bir kez olsun ekmeğini yediği,
suyunu içtiği, vekilliğini yaptığı bu yerlere gelip bir dayanışma göstermek
gerekirdi. İktidara ve zalimlere karşı o günlerde gayet ‘tutumlu’ ve ‘sinik’
davranan birisi, sıra yoldaşlık yapanlara gelince böyle salyalar saçıyor.
İbretliktir.
Kendi adıma Kürt halkından öğrendiklerim ve bu halkın bana
kattıkları benim verdiğim emeğin katbekat üstündedir. Bu itibarla ben bu halkın
öğretmeni değil öğrencisiyim. Ve hep böyle kalacağım. Son nefesime kadar bu
halka borçlu olduğumu biliyorum. Bu sorumluluk ve borçluluk duygusu, hayatı ve
mücadeleyi milletvekilliğinden ibaret sayanların anlayacağı bir hal değildir.
Burada olan Türklerin tek bir sevdası vardır: İnsan kalmak! Kürtlerle yoldaşlık
etmek hep ağır bedeller pahasınadır. Burası ‘abad’ olunacak bir yer değildir,
bu kesin. Ama insan kalınacak bir yerdir bu da kesin.
Kongremizi, eş genel başkanlarımız Sayın Demirtaş ve
Yüksekdağ’ın önerisiyle bir barış ve özgürlük hamlesine dönüştüreceğiz. Eş
başkan seçerken Kürtlüğüne ya da Türklüğüne bakmayacağız. Fedakarlık ve
kararlılığına bakarak, emek sahibi tüm bileşenlerimizin önerilerini gözeterek,
birisi kadın iki yoldaşımıza bu onurlu sorumluluğu teslim edeceğiz. Geriye
kalanlarımız bir eş başkan sorumluluğu ve gayretiyle demokrasi, barış ve
özgürlük sürecine omuz verecektir. Olumlu yapıcı ve yol açıcı bütün öneriler ve
değerlendirmeler başımız gözümüz üzeredir. Bu bize güç katacaktır ama
kongreleri hiyerarşiden ibaret zanneden hiç kimsenin bu kongreyi zayıflatmasına
ve itibarsızlaştırmasına izin vermeyeceğiz."
NE OLMUŞTU?
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu
Edirne Cezaevi'nden partisinin kongresi için mesaj göndermiş ve 11 Şubat'ta
yapılacak kongreye aday olmayacağını açıklamıştı. Bunun üzerine Diyarbakır'da,
2 gün kamp yapan HDP Meclis grubu, Demirtaş'ın bu kararını saygıyla
karşıladıklarını belirtmişti.