Eğitim Sen, Tayyip Erdoğan’ın “Yanlış buluyorum ve kaldırılması lazım” demesinin ardından kaldırılan TEOG’un yerine getirilen yeni sistemle ilgili genel merkez binasında hazırlamış olduğu raporu kamuoyuyla paylaştı…


Tayyip Erdoğan, bir canlı yayın esnasında “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da yanlış buluyorum. TEOG’un kaldırılması lazım” şeklindeki açıklamasının ardından Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TEOG’un kaldırılacağını duyurmuştu. Yılmaz, kaldırılma gerekçesi olarak ise TEOG’un öğrencileri okul dışı kaynaklara yönlendirmesi, özel okul öğrencisi ile devlet okulu öğrencisi arasında ayrımı derinleştirmesi, sınava hazırlanan öğrencilerin okulda devamsızlık yapması ve hayatlarını yaşayamıyor olmasını ileri sürmüştü. Yılmaz, kaldırılan TEOG’un yerine ise mahalli yerleştirme uygulamasının yapılacağını ve isteyenlerin “nitelikli” okula girmek için sınava girebileceği bir sisteminin uygulanacağını söylemişti.

Eğitim Sen, bugün (16 Mart) genel merkez binasında “Yeni Ortaöğretime Geçiş Sistemi ve Gerçekler” başlığıyla hazırlamış olduğu raporu kamuoyuyla paylaştı. Açıklamayı Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan yaptı.

Yeni ortaöğretime geçiş sistemiyle ilgili satırbaşları şöyle:

Proje okulların kuruluşunun düzenleyen yönetmelikte öğretmenlerin siyasi iktidar tarafından atamasının yapılacağı belirtiliyor. Ortaöğretime geçişte öğrencilerin yalnızca yüzde 10 “nitelikli” okullara girebilirken, bu öğrenciler siyasi iktidarca belirlenmiş olan “makbul öğretmen”lerden ders alacak. Açıklamada konuya ilişkin “MEB sınavla öğrenci alacak okulların isimlerini belirlerken bu hedefi gözetmiş ve baştan kendi politikalarına onay vermeyen öğretmenlerin akademik eğitim alacak öğrencilerle buluşmasını engellemeyi hedeflemiştir” ifadelerine yer verildi.

MEB’in okulları “nitelikli” olarak adlandırması, belirlenen okullarında dışındakilerin niteliksiz olduğunu ifade etmektedir. “Bu anlayış okulun öğrencilerin kişilikleri, sosyalleşmeleri, geliştirdikleri insan ilişkileri, yeteneklerini keşfederek geliştirmeleri gibi temel işlevlerini ıskalamaktadır.”

Öğrencilerin yalnızca yüzde 10’unun sınavla giriş yapabilecek olması, velilerin özel okullara yönelimini artıracak ve bu durum eğitimin kamusal bir hizmet olma özelliğini zayıflatacaktır.

Kentlerde semtlerin ekonomik duruma göre farklılaştığı bir dönem ve coğrafyada okullar da bu farklılıktan nasibini almaktadır. Haliyle öğrencilerin adres esasına göre “ortaöğretim kayıt alanları” içindeki okullardan tercih yapması eğitim hakkının engellenmesi ve sınırlandırılmasıdır.

Herhangi bir MEB yetkilisi bugüne kadar neden üç anadolu, üç imam hatip, üç meslek teknik Anadolu lisesi seçilmesi gerektiğine, velilerin beş okul okul seçmesi gerektiğine ya da “ortaöğretim kayıt alanları”nın hangi ölçütlere göre belirlendiğine tatmin edici yanıt vermiş durumda değil. Her okul türünden de eşit sayıda tercih yapmanın fiziksel koşulları her bölgede bulunmamaktadır.

Belirlenecek dokuz okuldan beşinin tercih edilmesi, öğrencilerin gitmek istemedikleri okullara gitmek zorunda kalmaları sonucunu doğurur.


Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a 11 soru

Eğitim Sen Genel Başkanı Aydoğan, kamuoyuyla paylaştığı raporun ardından Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a şu soruları yöneltti:

Okulların coğrafi bütünlüğü ve öğrencilerin mezun olacakları ortaokullar düşünüldüğünde, lise tür ve sayılarının eşitsizliğinden kaynaklı çemberlerin oluşturulması mümkün görünmemektedir. MEB bu çemberleri nasıl planlayacaktır?

Var olan okul sayı ve türleri dikkate alındığında, her çemberde üç okul türünden (Anadolu, Mesleki ve Teknik, İmam Hatip ) birer tane bulunacaksa, bu durum bazı okulların İmam Hatip Lisesine dönüşmesine neden olacak mıdır?

Orta Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Orta Öğretim Kayıt alanı içerisinde kaç okul olacağına dair bir belirleme yapılmamasına rağmen MEB yönetiminin içerisinde dokuz okul bulunan üçlü çember sistemi uygulanacağını ifade etmektedirler. Üçlü çember sistemi kim tarafından ve hangi yasal dayanakla üretilmiştir?

Bir ilçe sınırları içerisinde bulunan bir okul başka bir ilçe sınırı içerisinde bulunan bir okulla aynı 9 okulluk çember içerisinde bulunabilir mi?

Bir ilçe sınırları içerisinde toplam dokuz okul yoksa söz konusu ilçe başka ilçelerle beraber mi “Orta Öğretim Kayıt Alanı” oluşturacak?

Öğrencilerin istemedikleri okul türlerine yerleşmesinin önünü açacak bu sistemin asıl hedefi nedir?
TEOG kaldırılırken ortaya konulan gerekçelerden her hangi biri ortadan kalmış mıdır?

Milli Eğitim Bakanı İsmet YILMAZ 5 Kasım 2017 tarihinde yeni sistemi şu şekilde açıklamıştı:

"Başvuruda öğrencinin karşısına 5 okul çıkacak, tercih yapacak. Hiçbir öğrencimizi istemediği başka bir okul türüne yerleştirmeyeceğiz. Öğrencinin ve velinin tercihi esas olacak."

Aynı konuyla ilgili MEB Müsteşarı Yusuf Tekin 8 Ocak tarihinde bir gazeteye mülakat vermişti:

"Öğretmen doluluk oranlarını eşitledik, binaların ihtiyaçlarını giderdik. Ortaokullarda adrese dayalı nüfus kayıt sistemi var. Oturduğun yer veridir benim için. Peki, çocuğunu özel okula gönderen veliler ne yapacak? Onlar için de diyorum ki ben oturduğun yere bakarım. Bu veri etrafında her öğrenci için 3 çember oluşturuyoruz. 3 okul türümüz var. Meslek, imam hatip ve Anadolu lisesi. Her bir çember bu üç okulun bulunduğu bir daireyi kapsıyor. Öğrencinin karşısına bu tercih çıktı. 5 tercih yapacak."

Her iki açıklamada da öğrencilerin istemediği okula zorla gönderilmeyeceği ifade edilse de tercih sitemi durumun böyle olmadığını ortaya koymaktadır.

Öğrencilerin neden beş tercih yapmak zorundalar? Öğrenciler neden bir, iki veya üç tercih yapamamaktadır?

Toplam dokuz okulun üçü Anadolu LİSESİ, üçü mesleki ve teknik Anadolu Lisesi ve üç tanesi de imam hatip lisesi olacaksa ve öğrenciler bu dokuz okuldan beş tanesini seçmek zorundaysa bu durumda öğrenciler istemediği okula zorlanmış olmuyor mu?

MEB öğrencilerin istemediği okula gitmemesi konusunda samimiyse 5 tercih zorunluluğunu kaldırmayı düşünmekte midir?

MEB okullaşma politikasını nasıl belirlemektedir ?

Daha yeni Daha eski