TSK’nin ÖSO desteğiyle 20 Ocak’ta Afrin merkezini hedef alan
operasyon, ikinci ayını doldurmak üzere.
Afrin kent merkezine giriş yapan TSK ve ÖSO güçlerinin görüntüleri de AA tarafından gün içerisinde servis edildi. Afrin kentinin, TSK ve ÖSO tarafından alınmasının ardından aralarında DTK, HDP, DBP, ÖSP, DDKD, AZADİ HAREKETİ ve EMEP’in bulunduğu 49 parti ve STK tarafından ortak bir basın açıklaması yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumartesi günü
“Afrin’le ilgili müjdeyi her an verebiliriz” şeklinde açıklamada bulunmuştu.
Açıklamanın ardından gece yarısı Afrin merkeze operasyon başladığı bilgisi
gelmişti. Erdoğan, Pazar günü sabah yaptığı konuşmada ise, "Afrin şehir
merkezi 08.30 itibarıyla tamamen kontrol altına alındı" diyerek TSK ve ÖSO
güçlerinin Afrin'e girdiğini duyurdu.
Afrin kent merkezine giriş yapan TSK ve ÖSO güçlerinin görüntüleri de AA tarafından gün içerisinde servis edildi. Afrin kentinin, TSK ve ÖSO tarafından alınmasının ardından aralarında DTK, HDP, DBP, ÖSP, DDKD, AZADİ HAREKETİ ve EMEP’in bulunduğu 49 parti ve STK tarafından ortak bir basın açıklaması yapıldı.
Açıklamada yüzlerce sivilin hayatını kaybederek savaş suçu
işlendiği iddia ediliyor. Ayrıca kentin elektrik ve suyunun kesilerek Afrin
halkının açlık ve susuzluğa mahkum edildiği ifade ediliyor.
Yapılan açıklamanın tam metni ise şöyle:
"Bizler aşağıda imzası bulunan siyasi parti ve sivil
toplum örgütleri olarak TSK ile birlikte ÖSO çetelerinin, Afrin’e yaptıkları
saldırının Afrin kent merkezine kadar ulaşması ve büyük bir insanlık
trajedisinin yaşanma olasılığı karşısında bütün uluslararası topluma aşağıdaki
çağrıyı yapmayı ulusal, toplumsal,
ahlaki ve vicdani bir sorumluluk olarak gördük.
Afrin’e yapılan askeri müdahale 58’nci gününe girdi. Bu süre
içerisinde yapılan hava ve kara bombardımanları sonucunda yüzlerci sivil
yaşamını yitirdi, Afrin’in köyleri ve
kasabaları yapılan bombardımanlar sonucunda tam bir harabeye çevrildi.
Kadim bir Kürdistan şehri Afrin kent merkezinin kuşatma
altına alınması, şehrin elektrik ve su şebekelerinin hedef alınarak hava
bombardımanları ile tahrip edilmesi ve kontrol altına alınması nedeniyle günlerdir
Afrin halkı susuzluk ve susuzluğun yol açtığı ciddi sağlık ve yaşam
sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Hastanelerin bombalanarak onlarca yaralı
sivil insanın ölümüne neden olarak savaş suçu işlenmiştir. Aynı zamanda Afrin’in insanlık mirası olan tarihi dokusu
ve ekolojik yapısı tahrip edilmiştir.
Afrin köyleri, beldeleri ve kasabalarına yapılan
bombardımanlar sonucu yerleşim yerlerini terk ederek Afrin kent merkezine
sığınanlarla birlikte şehir büyük bir nüfus kalabalığına ulaştı.
Ve şimdi Afrin şehir merkezi kuşatma altına alınarak havadan
ve karadan bombardımana tabi tutulmuş, daha şimdiden şehir tam bir harabeye
dönmüş, onlarca sivil yaşamını yitirmiştir.
Afrin’de büyük bir insanlık trajedisinin yaşanması an
meselesidir.
Afrin tek başına Afrin değildir. Afrin, DAİŞ çetelerinin
bütün Ortadoğu’yu cehenneme ve kan gölüne çevirdiği süreçte, DAİŞ zulmünden
kaçanlara ev sahipliği yapan, onlarla ekmeğini, suyunu, havasını ve bütün
değerlerini paylaşan, Ortadoğu’nun bütün kültürleri, inançları ve dillerinin
bir ararda ve birlikte yaşayabileceğine ışık tutan bir ortak yaşam, barış ve
kardeşlik vahasıydı.
Şimdi bu barış, kardeşlik ve birlikte yaşam vahası
kurutulmak isteniyor.
Bu nedenle Afrin, tek başına bir Afrin değildir. Afrin semboldür,
Afrin Ortadoğu halklarının birlikte ve kardeşçe yaşayabilecekleri yeni bir
medeniyetin filizlendiği aydınlık şehridir.
Afrin, Kürt sorununun, demokratik, adil ve barışçıl
yöntemlerle çözümüne model oluşturan, ışık tutan bir barış şehridir.
Afrin, bu nedenle yok edilmek, Afrin’in gerçek sahipleri
yurtsuzlaştırılarak, dışarıdan getirtileceklere “yurt” edilmek isteniyor.
Afrin’in demografik yapısı değiştirilmek isteniyor.
Afrin şahsında, Kürt halkının kendi vatanında bir statü
sahibi olması engellenmek isteniyor, Kürt halkının bütün kazanımları yok
edilmek isteniyor.
En başta Kürt ve Türk halkları olmak üzere, bütün uluslar
arası toplum yaşanacak bu insanlık trajedisi karşısında daha fazla sessiz
kalmamalıdır. Sessiz kalmak, Afrin’e sahip çıkmamak DAİŞ çeteleri ve onların
yeni türevlerinin yeniden palazlanarak insanlığın başına yeni ve daha büyük
belalar açmasına bile bile göz yummakla eşanlamlıdır.
Kaldı ki, ne özelde Afrin, ne de genelde Rojava’nın halkı ve
onun siyasi-askeri dinamikleri ne Türkiye için, ne de Suriye için bir tehdit
unsuru olmamışlardır. Demokratik bir Suriye’de bütün halkların, inançların ve
kültürlerin adil, demokratik ve eşitlikçi bir düzende kardeşçe yaşamak istemi
ve talebi neden başka ülkeler ve halklar için tehdit oluştursun.
Bu talepler, üç yıl öncesine kadar, Türkiye’nin de yaşadığı
çıkmazlardan kurtulmak, huzur, refah, adalet,
barış ve kardeşlik ülkesi olmak için AKP hükümetinin gündeminde olan
taleplerdi. Bunun için tüm toplumsal kesimlerin büyük bir destek verdiği görüşme
ve müzakerelerle çözüm arayışları söz konusuydu.
Kürt sorununun, demokratik ve adil bir şekilde barışçıl
yöntemlerle çözümünden başka bir yol ve çıkışın olmadığı, acı ve ağır bedeller
ödeten kırk yıllık tecrübelerle gerek siyasi ve askeri kurumların gerekse de
diğer tüm sivil toplum örgütleri ve diğer toplumsal dinamiklerin bildiği bir
realitedir.
Daha fazla acı çekilebilir, daha fazla insan yaşamını
yitirebilir, daha büyük ve ağır yeni bedeller ödenebilir; ama bu somut realite
asla değişmez. Kürt sorunu bu yöntemlerle çözülemez. Bu yöntemler, Türkiye’nin
daha büyük çıkmazların, sorunların, çelişki ve çatışmaların içerisinde bütün
enerjisini tüketmesi ve zayıf düşmesinden başka bir sonuç doğurmaz.
Bu nedenle, Kürt’ü düşman gören değil, dost ve kardeş gören
bir politika Türkiye’ye kazandırır.
Türkiye’yi esas olarak, gerek bölgede, gerekse de tüm
Dünya’da güçlü kılacak esas dinamik, gerek Türkiye’deki, gerekse de diğer
Kürdistan parçalarındaki Kürt halkını düşman gören değil, temel bir ittifak
gücü görmesi ve buna göre yaklaşmasını gerektirirdi. Bu, bin yıllık tarihi
yaşanmışlıklarla somutlaşan bilimsel bir gerçekliktir.
2011 yılından beri devam eden Suriye savaşının ve DAİŞ
zulmünün tam da bitmeye yüz tuttuğu, Suriye’de, demokratik yeni bir sistemin kurulmasının
gündemleştiği bir zamanda Afrin’e saldırı ile Suriye’de yeniden bir savaş
sürecinin başlatılmasını uluslar arası toplum ve Suriye’deki uluslar arası
koalisyon güçleri iyi okumalı ve doğru değerlendirmelidirler.
Birleşmiş Milletlerin bir aylık ateşkes kararının, Avrupa
Parlamentosun Türkiye’nin bütün askeri güçlerini Afrin’den çekme ve soruna
diyalogla çözüm bulma kararı, ABD, Avrupa Konseyi ve diğer uluslar arası
kurumların, aydınların çağrılarının Türkiye tarafından dikkate alınmaması, AKP
Genel Başkanı Erdoğan’ın Afrin’deki harekatın bir fetih harekatı olduğunu
dillendirmesi gerçeği de bu kararları
alan ve çağrıları yapanlar tarafından doğru anlaşılmalıdır.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Parlamentosu ve diğer uluslar
arası kurumlar aldıkları kararlarının arkasında olmalıdırlar.
Afrin’de gelinen süreç ve büyük bir insanlık trajedisinin
yaşanmasının kaçınılmaz olduğu da dikkate alınırsa, bu soyut ve geçiştirmeci karar
ve çağrıların sorun çözücü olmaktan uzak olduğu bir gerçektir. Bu nedenle,
Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, Suriye’deki uluslar
arası koalisyon güçleri, Rusya, İslam ülkeleri ve topyekün uluslar arası toplum
daha acil ve somut girişimlerde bulunmalı, Afrin’de olası bir insanlık
trajedisinin önüne geçmelidir.
Yarın çok geç olabilir!
Uluslar arası toplumun, hem siyaseten, hem de ahlaken Afrin
şahsında Rojava halkına karşı sorumlulukları ve görevleri vardır. Bütün uluslar
arası toplumun başına müsallat olan, tüm Avrupa’yı gerçekleştirdiği
bombalamalar ve katliamlarla korku cehennemine çeviren DAİŞ zulmünün bertaraf
edilmesi için omurgasının ağırlığını Kürtlerin oluşturduğu SDG güçleri kadın ve
erkek binlerce kahraman evladını şehit vermiştir. Büyük ve ağır bedeller ödeme
pahasına çağın direnişini
gerçekleştirerek uluslararası toplumu DAİŞ terör çetesinden kurtarmıştır. İşte
tam da bu gerçek nedeniyledir ki, şimdi Afrin şahsında Kürt halkına karşı
sorumluluklarını yerine getirme sırası uluslar arası toplumun omuzlarındadır.
Afrin halkına sahip çıkmak, Afrin direnişinin yanında olmak
siyaset üstü bir mesele olarak bütün insanlığın ahlaki ve vicdani görevidir.
Bu nedenle, başta Birleşmiş Milletleri, Avrupa Konseyini,
Avrupa Parlamentosunu, uluslar arası koalisyon güçlerini, İslam ülkelerini ve
topyekün uluslar arası toplumu çok acil olarak Afrin’deki trajedinin önüne
geçmek için girişimlerde bulunmaya, Afrin’e giren bütün silahlı güçlerin
Afrin’den çekilmesi de dahil somut sonuçlar ortaya çıkarmaya çağırıyoruz.
Afrin gerçeği, tüm Kürdistan’da bütün siyasi partilerin,
sivil toplum örgütlerinin, inanç topluluklarının ve kanaat önderlerinin
ideolojik farklılıkları bir kenara bırakarak ulusal birlik ruhunu ve pratiğini
hayata geçirmesini zorunlu ve ertelenmez bir görev olarak dayatmaktadır. Bu
tarihi ve acil görev bütün Kürdistan’i
kurum ve şahsiyetlerin ertelenmez
sorumluluğundadır. Halkımız, yaşadığı zorlukları ve sorunları ancak ulusal
birliğini tesis ederek çözebilecektir.
Kürt halkı başta olmak üzere, Türkiye’deki bütün halkları ve
inanç topluluklarını Afrin halkıyla dayanışmaya, seslerini yükseltmeye,
Afrin’ne yapılan saldırının son bulması için çok acil bir tutum almaya
çağırıyoruz.
Halkımızın diriliş ve varoluş günü olan 21 mart NEWROZ
bayramı, Newroz’un direniş ruhu ile
Afrin halkı ve direnişiyle dayanışmak
için tüm halkımızı Newroz alanlarına
davet ediyoruz."
İMZACILAR
1. DTK
2. HDP
3. DBP
4. ÖSP
5. DDKD
6. AZADİ HAREKETİ
7. EMEP ( AMED ,ELAZIĞ
)
8. ESP
9. BARIŞ ANNELERİ
10. TÜMBELSEN
(AMED,VAN,MARDİN
11. ZİRAAT
MÜHENDİSLERİ ODASI
12. SES ( AMED ,
BATMAN , ELAZIĞ , URFA , MARDİN ,VAN) ,
13. EĞİTİMSEN (
MARDİN , ELAZIĞ ,BİNGÖL ,BATMAN,AMED ,VAN)
14. DİK (AMED
,ANTEP)
15. EKOLOJİ
PLATFORMU (AMED ,BATMAN )
16. PİR SULTAN
ABDAL DERNEĞİ
17. SİLVAN DERNEĞİ
18. BÖLGE İLLERİ
TABİP ODALARI
19. TJA
20. SKM
21. 78 LER DERNEĞİ
22. MİMARLAR ODASI
23. BARIŞ
ANNELERİ
24. MEYADER
25. SOSYALİST
MECLİS’LER FEDERASYONU
26. SYKP( AMED ,
GAZİANTEP )
27. MAZIDAĞI
DERNEĞİ
28. ÖHP
29. DİSK ( AMED ,
MARDİN ,VAN)
30. MAHALLİ
DERNEKLER PLATFORMU
31. DİYARBAKIR
AMED KADIN PLATFORMU
32. BES( AMED
,VAN, MARDİN )
33. MED
34. MARDİN ŞAHMARAN KADIN PLATFORMU
35. ZİRAAT
MÜHENDİSLERİ ODASI
36. YAPIYOL SEN
(AMED,VAN)
37. HABERSEN
(AMED, VAN )
38. TARIM ORKAMSEN (AMED,VAN )
39. ESM (AMED,VAN)
40. BTS (AMED,VAN)
41. EZİDİLER
MECLİSİ
42. SÜRYANİ
DERNEKLERİ FEDERASYONU
43. HARİTA
MÜHENDİSLERİ ODASI
44. MADEN
NÜHENDİSLERİ ODASI
45. MADENOCAKLARI
ODASI
46. BESOP BATMAN
47. MİMARLAR ODASI
48. ELEKTİRİK
MÜHENDİSLERİ ODASI
49. KÜRTPEN