HIDE
GRID_STYLE

OTORİTE VARSA ÖZGÜRLÜK YOKTUR!

SHOW_BLOG

Düşerse başın dara, hemen Bahçeli’yi ara... 2002’den bugüne koltuk değnekliği!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 3 Kasım 2019’a kadar dayanamayacaklarını söyleyerek erken seçim çağrısı yaptı. Oysa bu ilk değildi. Bahçe...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 3 Kasım 2019’a kadar dayanamayacaklarını söyleyerek erken seçim çağrısı yaptı. Oysa bu ilk değildi. Bahçeli, AKP ne zaman sıkışsa, ne zaman yardıma ihtiyaç duysa, ne zaman dayanamayacak olsa imdada koştu. Kimi zaman erken seçim çağrılarıyla, kimi zaman “Evet”leriyle AKP iktidarına koltuk değneği oldu, Tek Adam rejimini altın tepsi ile Erdoğan’a sundu…


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “3 Kasım 2019’a kadar dayanamayacaklarını” söyleyerek erken seçim çağrısı yaptı. AKP’nin kuruluşundan bu yana her çıkışıyla Tayyip Erdoğan’ın hesabına çalışan Bahçeli, böylece çetelesine bir madde daha eklemiş oldu.

İşte Bahçeli’nin Erdoğan’ın hesabına yaptığı çıkışlar:

AKP’nin yolunu açtı

1999 Nisan’ında yapılan genel seçimlerin ardından DSP ve ANAP ile koalisyon hükümetine dahil olup Başbakan Yardımcılığı görevi üstlenen Bahçeli, ekonomik krizin yıpratıcılığı ve çürümüşlüğün etkisiyle 7 Temmuz 2002’de erken seçim çağrısı yaptı ve 3 Kasım 2002 tarihini verdi.

Bahçeli’nin açıklamasından sonra Yeni Türkiye Partisi’ni kuracak isimler birer birer DSP’den istifa etti. 15 gün içinde vekil sayısı 128’den 64’e düşen DSP, Meclis’in dördüncü partisi oldu ve Meclis, 31 Temmuz’da erken seçim kararı aldı. Tarih için Bahçeli’nin önerisinde karar kılındı.

3 Kasım 2002 seçiminde henüz üç yıl önceki seçimde Meclis’e giren beş parti (DSP, MHP, FP, ANAP, DYP) baraj altı kaldı ve AKP yüzde 34’lük oy oranıyla tek başına iktidar oldu. Yaptığı açıklamayla erken seçimin ve AKP iktidarının yolunu açan Bahçeli’nin partisinin oy oranı yüzde 17,9’dan yüzde 8’e geriledi.

Bahçeli, seçim sonrasındaki ilk açıklamasında ise “Sonuçların milletimize hayırlı olmasın temenni ediyorum. Seçim sonuçlarının bir partiyi tek başına iktidara taşıdığı anlaşılmaktadır. Bu sonuca her kişi ve kurum saygı duymalıdır” dedi.

2007 krizinde imdada koştu

Bahçeli’nin koltuk değnekliği, AKP iktidarı süresince de eksik olmadı. 2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP Abdullah Gül’ü aday gösterince, CHP Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Anayasa Mahkemesi’nin “367 kararı” ile bir kriz oluşunca Bahçeli devreye girdi ve Gül’ün Çankaya’ya çıkma planına destek verdi. Böylece Gül’ün seçilmesi için gereken 367 sayısına erişildi.


7 Haziran akşamında erken seçim çağrısı

Bahçeli’nin tarihi hamlelerinden biri de 2015’te oldu. HDP’nin barajı aşmasıyla AKP’nin tek başına iktidarı kaybettiği 7 Haziran seçiminin henüz akşamında kameralar karşısına geçen Bahçeli, koalisyon tekliflerine kapıyı kapadı, diğer koalisyon seçeneklerini işaret etti, arkasından da “Bunların hiçbirisinden sonuç alınamıyorsa. En erken seçim ne zaman olacaksa o zaman da seçim olur” dedi.

Erdoğan’ın, sözü edilen “diğer koalisyon seçenekleri”ni savaş politikalarıyla bertaraf etmesiyle birlikte 1 Kasım 2015’te bir kez daha sandık başına gidildi ve AKP yüzde 49’luk oy oranıyla bir kez daha tek başına iktidar oldu.

Tek Adam rejimini altın tepsiyle sundu

Bahçeli’nin, bugün Saray iktidarının resmi müttefiki olmasının ilanı ise 11 Ekim 2016’da yaptığı açıklama oldu. Bahçeli, Tek Adam rejimini Erdoğan’a altın tepsiyle sunduğu sözleri sarf etti ve 16 Nisan referandumunun yolunu açtı:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin beka mücadelesi verdiği bugünlerde, siyasi iktidarın ve devletin en tepesinde bulunan Cumhurbaşkanının hukukla ters düşmesi geleceğimiz açısından çok mahsurlu, çok tehlikelidir. Bunlardan birincisi ve bizim açımızdan da en doğru, en sağlıklı olanı, Sayın cumhurbaşkanının fiilli başkanlık zorlamasından vazgeçmesi, yasa ve anayasal sınırlarına çekilmesidir. Şayet bu olmayacaksa, ikinci olarak, fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemlerinin aranmasıdır.”

Türban, Ergenekon-Balyoz davaları, 4+4+4, tezkereler…

İşte Bahçeli’nin seçimle kalmayan desteklerinden bazıları:

2007’de başlayan ve “kumpas davaları” olarak nitelendirilen Ergenekon, Balyoz davaları için “Adil yargılamayı etkilemeyelim, sonucunu görelim” dedi.

2008’de, bir dönem AKP’ye de açılan parti kapama davasının yolunu kapatan düzenlemeye “MHP, başka partilerin siyasetten men edilmesi için sandık dışındaki bir yöntemi asla benimsemeyen, rekabet ve yarışı demokrasinin kuralları içinde yapmayı kabullenmiş bir harekettir” diyerek destek verdi.

Yine 2008’de Erdoğan’ın üniversitelerde türban serbestisini savunması sonrasında “Üniversite yetmez, türban devlet memurlarına da serbest kılınsın” dedi ve tüm kamu kurumları için düzenleme yapılması çağrısında bulundu. Düzenleme, kısa bir süre sonra iki partinin oylarıyla Meclis’ten geçti.
2012’de imam hatiplerin ortaokul kısmını açan, türbanı ilköğretime sokan 4+4+4 düzenlemesine tam destek verdi.

2013’te AKP’nin hazırladığı 48 maddelik Anayasa değişikliği düzenlemesine “Evet” dedi, “Bunun kanunlaştırılması için MHP hazırdır” dedi.

2014’ten bu yana Suriye ve Irak’a asker gönderilmesi ve Türkiye’de yabancı asker konuşlandırılmasına izin veren Suriye-Irak tezkerelerine destek verdi. (SENDİKA.ORG)