Özellikle toplumsal bunalım dönemlerinde böyle olur. Siyasi
güçler birbirinin ardından ve hatta birbirinin peşine takılarak sağa doğru
kayarken temeldeki toplumsal muhalefet gittikçe sola, daha sola doğru kayar ve
sonunda siyasi güçlerle toplumsal güçler karşı karşıya gelir. Bu aynı zamanda
toplumun devrimin eşiğine geldiğinin de göstergesidir. Fransız Devrimi’nde de
böyle olmuştur, Rusya’daki 1917 Şubat-Ekim Devrimi’nde de ve 1936 İspanya
Devrimi’nde de.
Siyasi muhalefetleri sağa doğru çeken iki temel etken
vardır. Bunlardan birincisi, iktidardaki sağcı rakipleriyle rekabet ederken,
giderek onu daha fazla taklit ederler ve giderek sağa kayarlar. Çünkü bu siyasi
muhalefete göre, iktidardaki rakiplerinin “başarı”sının temel nedeni,
toplumdaki sağcı potansiyeli değerlendirmeleridir. O halde rakiplerini
yenebilmek için neden onlar da aynı şeyleri yapmasınlar dır. Örneğin,
Cumhurbaşkanı adaylarını açıkladıklarında hep birlikte Hacı Bayram Camiine
gidip toplu namaz kılarlarsa, mütedeyyin sağcı seçmenin sempatisini
kazanacaklarını ve bu yolla rakiplerini açığa düşüreceklerini düşünürler. Bu
bir bakıma doğrudur da. Gerçekten de böyle yaparak rakiplerinin silahlarını bir
bir elinden alabilirler ama sonunda bir de bakarsınız, kendilerinin
rakiplerinden hiçbir farkı kalmamış.
İkincisi, siyasi muhalefetin gözü hep yukarıda,
iktidardadır. Bu yüzden aşağıda, yani gerçek toplumda neler olup bittiğini bir
türlü anlayamazlar. Oysa orada yepyeni bir şey mayalanmaktadır. Bu yeni şey,
sağa kayan siyasi alana tepki olarak toplumun sola doğru hareketlenmesidir.
Bugün de aynı şey oluyor. Siyasi muhalefet, Meral Akşener ve Muharrem İnce gibi
sağcı adaylara tutunurken toplumsal muhalefet sessizce sola, daha sola kaymakta
ve şu anda kendini siyasi planda kısmen temsil edecek bir aday olarak
Selahattin Demirtaş’ı görmekte, onun etrafında toplanmaktadır ister istemez. Şu
anda sola kaymakta olan toplumsal muhalefet kendini C. Başkanlığı seçimlerinde
Selahattin Demirtaş’la, meclis seçimlerinde de HDP (HDP’nin “solculuğu”ndan
bağımsız olarak) ile ifade edecektir.
Toplumsal muhalefeti bugün için Selahattin Demirtaş’tan
başka ifade edecek bir aday ya da siyaset gözükmüyor. Aslında böylesine rezil
ve eşitsiz koşullar toplumsal muhalefet açısından seçimlerin boykot edilmesini
gerektiriyor ama şu koşullarda böyle bir tepkinin toplumsal muhalefete hiçbir
yararı olmaz. Selahattin Demirtaş, bugün, sadece Kürt muhalefetinin değil,
bütün toplumsal muhalefetin adayıdır, çünkü bir kere, “Seni Başkan
Yaptırmayacağız” siyasetiyle teslimiyetçi PKK politikasını bozguna uğratıp Kürt
hareketini AKP diktatörlüğüne karşı kararlı mücadele çizgisine getiren
Selahattin Demirtaş olmuştur. Bu çıkış, 7 Haziran seçimlerinde, AKP iktidarının
meclis çoğunluğunu kaybetmesine yol açmıştır. Her şeyden önce bu politika, toplumsal
muhalefetin gönlünü kazanmaya yeter.
AKP’nin 7 Haziran’dan sonra bir karşı hamleyle hendekler
provokasyonunu başlattığı ve bu noktada PKK ile işbirliği yaptığı ortamda
Selahattin Demirtaş bir ölçüde kontrpiyede kalmış ve hatta Kürt hareketi
içindeki AKP İle iş tutma taraftarları tarafından önemli ölçüde marke
edilmiştir. Bunların bir kısmını kendisi yargılanmakta olduğu mahkemelerde
açıklamaktadır. Bununla birlikte ben şahsen Demirtaş’ın o dönemde Kandil’e
karşı daha dirençli olmasını beklerdim. Bunu onun bir zaafı olarak bir kenara
kaydetmekte fayda var. Kusursuz liderler ya da adaylar peşinde değiliz.
Tersine, gerçek bir toplumsal muhalefet, ön plana çıkardığı politik adaylarını
kıyasıya eleştirebilmesini bilmelidir. Hayatta mutlak iyi, mutlak doğru diye
bir şey yok. “Hakikat yarılması” adını verdiğim durum, her mücadelede
kaçınılmaz olarak ortaya çıkacaktır. Yani doğrunun ya da hakikatin bütünü tek
bir merkezde temsil edilemez genellikle. Hakikatin bir kısmı bir yerde, başka
bir kısmı başka bir yerde kendini ifade edebilir.
Sonuç olarak durum şudur: bir tarafta gittikçe sağa kayan
politik güçlerin adayları ve partileri vardır; diğer tarafta sola kayan
toplumsal muhalefetin desteklediği bir aday ve bir parti.
Sonuç ne olursa olsun, önümüzdeki dönemde toplumsal
muhalefetin itici gücüyle toplum da bu bunalım döneminden çıkışı sola kaymakta
bulacaktır.
(Gün Zileli - 4 Mayıs 2018 - www.gunzileli.com - gunzileli@hotmail.com)