“Sonuç olarak, son Dünya Kupası finallerinden etkilenerek söyleyecek olursak, Türk ulusalcılığı da, Kürt ulusalcılığı da, ABD emperyalizmin...
“Sonuç olarak, son Dünya Kupası finallerinden etkilenerek
söyleyecek olursak, Türk ulusalcılığı da, Kürt ulusalcılığı da, ABD
emperyalizminin iki kaleye de attığı penaltılarda ters köşeye yatarak golü
yemiş bulunuyorlar”
ABD emperyalizmi gibi süper güçler, hegemonya mücadelesi
verdikleri Ortadoğu gibi bölgelerde, süper güç olmalarının gereği olarak
bölgedeki farklı, hatta birbiriyle savaş halindeki bütün güçlere yatırım
yaparlar ve bu “taktik esnekliğin” sonucu olarak bir birine, bir diğerine,
hatta aynı anda her ikisine birden oynarlar. Bu gayet doğaldır ama bölgedeki
farklı ve çatışan güçlerin paradigmalarını ABD “taraftarlığı” ya da
“karşıtlığı” üzerine kurmaları, bu paradigmaların her an yerle bir olması
riskini taşır.
Bugün gördüğümüz gibi, ABD’nin bir anda, silah yardımı
yaptığı YPG’yi en azından bir dönem için yüz üstü bırakıp Menbiç’te TSK’yı
devriye gücü olarak kullanması, PKK-YPG’nin ABD’nin desteğinde iş görme
stratejisini en azından bir dönem için boşlukta bıraktığı gibi, aşırı Kürt
hareketi düşmanı Vatan Partisi’nin ya da Doğu Perinçek’in “ABD ve PKK”ye karşı
ilan ettiği “vatan savaşını” da boşlukta bırakmış ya da ters köşeye
yatırmıştır.
TSK’yı “vatan savaşı”nın biricik gücü ilan edip “ABD
emperyalizminin namlularını Türkiye’ye çevirdiğini” söyleyen VP, şimdi TSK’nın
ABD’nin desteğiyle Menbiç’te devriye gücü rolü oynamasını nasıl izah
edeceklerdir? Belki de yüzsüzlüğü elden bırakmayıp, ABD’nin “vatan savaşına”
boyun eğmek zorunda bırakıldığını iddia edeceklerdir ama sanmıyorum ki bu,
“vatan kurtaran aslan”ların ABD himayesinde devriye gücü rolü oynamayı sineye
çekmenin utancını örtebilsin. Tabii, utanmak diye bir şey kaldıysa!
Öte yandan, ABD himayesinde “ulusal kurtuluş” hareketi
yürütmeye ve bunu hiç utanmadan ABD himayesinde vermeye kalkan PKK veya YPG
önderliğinin durumu nasıl izah edeceği de bilinmemektedir. Aslında bu,
emperyalist himaye politikalarından kurtulmaları için bir fırsattır ama
sanmıyorum ki, en az TC kadar reelpolitik olan PKK önderliği bu durumdan
dersler çıkarıp bir silkiniş içine girsin.
Sonuç olarak, son Dünya Kupası finallerinden etkilenerek
söyleyecek olursak, Türk ulusalcılığı da, Kürt ulusalcılığı da, ABD
emperyalizminin iki kaleye de attığı penaltılarda ters köşeye yatarak golü
yemiş bulunuyorlar.
Ulusalcılığın makûs talihi!
(Gün Zileli - 7 Temmuz 2018 - www.gunzileli.com - gunzileli@hotmail.com)