Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ) mezuniyet töreninde açtıkları pankart nedeniyle üç kişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'...
Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ) mezuniyet töreninde
açtıkları pankart nedeniyle üç kişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a
hakaret suçlamasıyla göz altına alındı. Açılan pankartlardan birisi de
'Tayyipler Alemi' karikatürüydü. BBC Türkçe'nin derlediği habere göre, daha
önce de söz konusu karikatür için dava açılmış, ancak mahkeme karikatürün
"ifade özgürlüğü" olduğuna karar vermişti…
ODTÜ mezuniyet töreninde taşıdıkları pankartlarla birlikte
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettikleri iddia edilen üç kişi göz altına
alındı. O pankartlardan birisi de kapanan Penguen dergisinde çıkan ‘Tayyipler
Alemi’ karikatürüydü. Söz konusu karikatür daha önce de davaya konu olmuştu.
Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart, 2005’te dönemin
başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ipliklere dolanmış bir kedi olarak çizmiş ve o
dönem çok konuşulan İmam Hatip Liseleri’yle ilgili gündeme gönderme yapmıştı.
Kart’ın karikatürü daha dava edilmiş ve usta çizer ceza almıştı. Bunun üzerine
Penguen çizerleri de 24 Şubat 2005’te bu davayı eleştirerek, ‘Tayyipler Alemi’
karikatürünü kapağında yayınlanmıştı.
DAVA REDDEDİLMİŞTİ
Erdoğan, Penguen’e 40 bin TL tazminat talebiyle dava açmış,
yargılama 2006’da Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından reddedilmişti.
Mahkeme hakimi Beyhan Azman, hazırladığı gerekçeli kararda, geniş kitlelere
ulaşan karikatürlerle ilgili davada, hukuka ve adalete duyulan güvenin
sarsılmaması için hakimin siyasi bir refleksle hareket etmemesi gerektiğini
vurgulamıştı. Karikatürün, “kişilerin ya da olayların gülünç, alışılmadık,
çelişkili yanlarını yakalayarak, bazen de yazı ile desteklenen, abartılmış
çizgilerle mizaha dönüştürme sanatı” olduğu ifade edilen kararda, karikatürün
amacının insanların anlık algılarına yönelerek güldürmek ve güldürürken
düşündürmek olduğu ifade edilirken, karikatürün esasında ele aldığı unsurun
insan olmadığına, onun tutum ve davranışları olduğuna dikkat çekilmişti.
İnsanların karikatürler nedeniyle gülünç duruma düşebileceği
belirtilen karar, “Bu durum karşısında kişilik haklarının ihlal edildiği her
zaman ileri sürebilecek. O zaman da karikatürün aslında bir sanat türü
olmadığı, sadece hakaret etmenin bir yolu olduğu sonucu çıkar ki bu sonuç da
karikatürü tamamen yasaklamayı gerektirir” ifadeleri yer almıştı.
Gerekçeli karar, şöyle devam etmişti:
“Tazminat, hakkın korunmasında kullanılan bir yoldur, ancak
bu yolu fikirlerin serbestçe ifade edilmesinin karşısında bir silah durumuna
getirmemek gerekir. Zira bilim adamları ve sanatçıları, düşünürleri, yazarları,
şairleri tazminat silahı ile susturulmuş bir toplumda ilerlemeyi sağlayacak
fikir zenginliği ortamının oluşması beklenemez. Fikir öyle bir şeydir ki,
kimine göre doğru olan öbürünün doğrusu olmamaktadır. Hatta bu doğrular zamana
göre kişinin kendisinde bile değişebilmektedir. Düşünce ve fikirler olumluyu
değil, olumsuzu da içerebilir. İncitici, aykırı ve endişe yaratıcı da olabilir.
Önemli olan değer yargılarına ilişkin düşünce ve fikirlerin serbestçe ifade
edilebilmesidir. Çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereği
olduğu için demokratik toplumun temel taşlarından biri, hatta en önemlisi
düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüdür. Sanatçıların fikir ve düşüncülerini
serbestçe açıklayabilmesi ile toplumun demokratikleşmesine katkısı göz ardı
edilemez. Toplumu etkileme ve ileriye götürme gücünü sahip olan davacının,
sahip oldukları güç nispetinde eleştiriye açık olması ve katlanması gerekir. Bu
nedenle karikatürlerin hakaret amacı taşımadığı, kişilik haklarını ihlal
etmediği kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.”
‘TEKRAR YARGITAY ÜYESİ SEÇİLDİ’
Erdoğan, söz konusu tartışmalarla ilgili ise “İnsanları
karikatürize edebilirsiniz. Ama kalkıp da siz bu ülkenin başbakanını veya
herhangi bir şahsı, hayvanla karikatürize etmeye yönelirseniz buna hiçbir zaman
özgürlük denmez” açıklamasını yapmıştı.
Söz konusu davayı reddeden mahkemenin hakimi Azman ise 15
Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından tekrardan Yargıtay üyesi
seçilmişti.