Beklenen oldu!

Türk Telekom resmen devredildi. Akbank, Garanti Bankası ve İş Bankası Türk Telekom’un çoğunluğuna sahip oldu.

Lübnanlı Hariri ailesinin doğrudan ve Saudi Telecom Company’nin dolaylı ortak olduğu OTAŞ, Türk Telekom hisselerini teminat göstererek 2013 yılında aldığı 4.75 milyar dolar tutarındaki krediyi geri ödeyemedi.

Kreditör bankalar bunun üzerine teminat hisseleri devralarak Telekom’un sahibi oldu.  Devralan bankalar Telekom’u kuracakları şirkete yerleştirecekler.

Buraya kadar aktardıklarımıza bakınca olay ticari bir haber gibi duruyor.

Oysa olayın perde arkası tam bir soygun hikayesi!

Anlatalım!

***

1993 yılında Telekom’a biçilen değer: 25-30 milyar dolar.

Kasım 2005’te AKP hükümeti şirketin hisselerinin yüzde 55’ini, 21 yıllığına devretti. Lübnan firması Oger Telecom’un Türkiye’de kurduğu Ojer Telekomünikasyon AŞ (OTAŞ) adlı şirkete.

6.5 milyar dolara...

Bu bedel karşılığında Telekom’la hükümet arasında satış değil devir sözleşmesi imzalandı.

Telekom 2026 yılında yine devlete geçecekti.

2005’te ihaleyi kazanan OTAŞ ilk etapta ihale bedelinin yüzde 20’sini peşin, kalanı ise beş eşit taksitte ödeyeceğini açıklamıştı.

Verdiği peşinat kadar zaten kurumun kasasında para vardı.

2004’te 2.2 milyar TL net kârı olan bir kurumdu.

Devirden önce üst üste 4 yıl en fazla Kurumlar Vergisi ödeyen Türk Telekom, 2005 yılında da devredildiği Kasım ayına kadar kasasını doldurmuştu.

Arap sermayesi devralmasına almıştı ama taksitleri ödemiyordu.

Parası olmadığı gerekçesi ile...

Bankalara başvurdu!

2007 yılında 4.3 milyar dolarlık kredi alarak, borcunu 4 yıl erken kapatıp hisselerin sahibi oldu.

Krediyi nasıl aldı?

Telekom’daki hisselerini rehin göstererek.

İyi de devir sözleşmesinde hisseleri rehin, ipotek, teminat göstermek gibi bir hakka sahip değillerdi ki...

Ne fark eder ki?..

Kredi bulmalarında arkalarında olan AKP hükümetinin desteği bu işe göz yummayı da kolaylaştırıyordu.

PARAYI ÖDEME, MALLARI SAT, KÂRI CEBE İNDİR!

Şirket çektiği krediyi ödemiyordu. Böylece sahip olduğu hisselerin parasını kendisinin yerine bankalara ödemiş oluyordu.

Türkiye’nin kuşunu Türkiye’nin taşı ile vuruyordu. Bu arada da kârına kâr katıyordu.

Türk Telekom satın alındığı günden 2013 yılına kadar 11.4 milyar dolar kâr elde etti. Bu kârın 6.3 miyar doları, hisselerin yüzde 55’inin sahibi Hariri’nin kasasına gitti.

Bitti mi hayır!

Telekom üzerinde kayıtlı, PTT’ye ait olan, Türkiye’nin dört bir yanında, kırsal kesimde, il ve ilçe merkezlerinde arsalar, araziler, binalar, eğitim tesisleri sayısız taşınmaz mülk vardı.

2026’da şirketi devretmesi gereken Telekom, kendisine ait olmayan ve geçici olarak devredilmiş olan mülkleri sattı.

Hatta bakır kabloları bile...

Milletin birikimleriyle elde edilmiş olan her şey satılarak, kurumun içi boşaltıldı. Telekom bu satışlardan kaç para kazandığı hiçbir zaman açıklanmadı.

Çektiği krediyi ödemeyen Telekom, paraları toplayıp kasaya koydu. Sonra bu paraları kâr payı olarak dağıtıp cebine koydu.

Borçlarını ödeyemeyince....

2013’te oluşturulan konsorsiyumdan 4 milyar 480 milyon dolar ve 211 milyon 970 bin kredi alan

Hükümetin de iteklemesi ile, üç büyük banka (Akbank, İş Bankası ve Garanti) şirkete 4 milyar 700 milyon dolarlık kredi açtı. İlk yılları ödemesiz olan bu kredinin de ödeme vakti geldiğinde OTAŞ bunu da ödemedi. Kaçınılmaz olarak Telekom bankalara kaldı.

Tabi bir de ortada cevaplanması gereken şu acil soru:  Hazine garantili kısım olduğu söyleniyor. Bu durumda milletten alınan vergiler, milletin birikimi iç eden şirket için bankalara mı verilecek?

ÇALIŞAN DA VATANDAŞ DA VURULDU

Telekom 2013 yılında itibaren zora girdikçe bunu vatandaşa yansıttı.

Vatandaş internet ya da ses hattını taşımaya kalktığında 5-6 ay sürdü.

Türk Telekom’un eski hesapları karıştırıp, müşterilerine artık dekontlarının bulunmasının zor olduğu borçlar çıkardı.

Operatörlere mevcut olmayan hatların faturaları gönderildi.

Yurtdışı hatları sıkıntı yarattı.

Prim almak isteyen çağrı merkezi elemanları, açıkça kandıran ifadelerle vatandaşı yanılttı vs.

Onca yıllık deneyim altyapı hizmetlerine aktarılmak yerine sadece kâr düşünüldü.

Öte yandan devredildiğinde 60 bin olan çalışan sayısı 20 bine düşürüldü.

2005 yılında 60 bin lira kâr elde eden kurum şimdi 20 bin çalışana rağmen yıllık 1 milyarın üzerinde zararda!

Altyapı tekeli olmasına ve 40 milyon abonesi bulunmasına rağmen.

Özelleştirme yağma mı, güzelleşme mi?

Karar sizin!

BU İLİŞKİLERE NE DEMELİ?

Mallar haraç mezat  satıldı.

Verilen meclis araştırma önergeleri AKP oylarıyla reddedildi.

Satışların izninin hangi devlet kurumunun verdiği öğrenilemedi.

Krediler yasalara aykırı verildi, Türkiye Türk Telekom özelleştirmesinden milyarlarca dolar zarar etti.

Hükümet batağa kredi sağladı ama hiç hesap vermedi.

Müdürler yüksek maaşlarını almaya devam ettiler.

Hatta terfi ettiler!

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, daha dönü kadar, Türk Telekom yönetim kurulu başkan yardımcısı görevdeydi.

Türk Telekom yönetim kurulun başında Cumhurbaşkanı Danışmanı Sefer Turan var.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut ve Fahri Kasırga Yönetim Kurulu’nun diğer isimleri.

O Yiğit Bulut ki...

Vakti zamanında, “Telekom vatandır, satılamaz’ sloganının öncülerindendi.

Bu ilişkilere ne demeli?

Ayrıca Arap sermayesi ile gizli kapaklı işler hiç gündemden düşmüyor.

Yine yoğun bir şekilde gündemde.

 ‘Acaba hangi kayırmalı işler dönüyor? sorusu da aklıma gelmiyor değil! (BÜLENT FALAKAOĞLU - EVRENSEL)
Daha yeni Daha eski