Geçen hafta tartışılan konulardan biri Bor Şeker
Fabrikası’nın hülleyle Dişli Ailesi’ne satışı oldu. Dişli Ailesi denince düşünmek
gerek. Amca Hasan Dişli, MC hükümeti döneminde köylülerin merasına ‘çöktü’. ABD
ile ilişkileri yürüten Şaban Dişli, AKP iktidarının her döneminde vazgeçilmezi
oldu. Şimdi Lahey’de büyükelçi. Kardeş General Mehmet Dişli, FETÖ davasında
yargılanıyor…
Hasan Dişli köy merasına zorla el koyunca köylüler
traktörlerle eylem yaptı. Bu olay tarihe Umurbey direnişi olarak geçti.
Basının geçen hafta en çok tartışılan gündem konusu Bor
Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesinin üzerinden 6 ay geçmeden hülle yolu ile
Dişli ailesine satışı oldu. Bor Şeker Fabrikası Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı’nca satışa çıkarıldığında Doğuş Yiyecek ve İçecek Üretim A.Ş, 336
milyon liraya fabrikayı almıştı. Altı ay gibi kısa sürede fabrikayı alan Doğuş
Yiyecek ve İçecek Üretim AŞ, bu fabrikadan ‘soğumuş’ ve DSL İnşaat Sanayi ve
Ticaret A.Ş’ye devretmek için resmi kurumlara başvurmuş. Özelleştirmeden Bor
Şeker’i satın alan şirket bu kadar kısa sürede fabrikayı neden devretmek
istemişti. Kârlı bulmadı desek, özelleştirme ihalesine teklif verirken tüm
bilonçosunu incelemiş ve ona göre teklif vermiş olması gerek. Fabrikayı daha
iyi bir fiyata devredip satıştan kâr elde etmesi için desek, fabrikaya 6 ay
içinde kuş mu kondurdular da fiyatı birden bire arttı diye düşünüyor insan. Hem
fabrikaya özelleştirme ihalesindeki fiyattan daha yukarı bir bedel ödeyecekse
DSL İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin kendisi niye ihaleye girip bu fiyatı
vermedi sorusu geliyor akla. Geriye tek seçenek kalıyor o da DSL İnşaat San.ve
Tic. Aş, Bor Şeker’i direkt kendisi alamadı; çünkü Dişli ailesinin AKP’de etkin
olması nedeniyle skandal olacaktı. O nedenle belli ki emanetçi kullandı ve
şimdi de hülle yoluyla fabrikayı alıyor.
Arsa oyunu
Dişli ailesi denince biraz durup düşünmek gerek. Eski AKP
Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli daha iki hafta önce Lahey Büyükelçisi
olarak atandı. O Şaban Dişli ki 2008’de Silivri’de İngiliz Tesca Şirketi’ne ait
bir arazide imtiyazlı imar değişikliği için 1 milyon dolar karşılığında
protokol imzalamış ve 3 trilyonluk arsa 48 saat içinde 17 trilyonluk değere
ulaşmıştı. Bu aracılık işi belgelerle kanıtlandığı halde Dişli, aylar sonra
sadece AKP Genel Başkan Yardımcılığından istifa ederek zevahiri kurtarmıştı.
Dişli’nin yaptığını bir muhalefet milletvekili yapsa anında dokunulmazlığı
kaldırılır ve yargılanırdı.
İmar planını değiştirdi
Dişli’nin imar konusunda tek mahareti Silivri’deki arsa ile
sınırlı değil. Sapanca’da kuzenine ait dere yatağına yapılan fabrikanın
mühürlenmesi üzerine imar planını değiştirerek fabrikanın yıkımdan
kurtarılmasını sağladı. Hakkını yemeyelim bu imar planı değişikliğinde
Adapazarı Büyükşehir Belediye Başkanı olan diğer kuzeni Süleyman Dişli de
kendisine yardımcı oldu elbette. Şaban Dişli, AKP iktidarının her döneminde
vazgeçilmez isim oldu. Partinin iktidara geldiği 2002’de MYK’ye giren Dişli,
ABD ile ilişkileri yürüten iki isimden biriydi. Cüneyt Zapsu ile birlikte,
“Bizi deliğe süpürmeyin kullanın” diyaloğunun geçtiği toplantının da
katılımcısıydı. 1 Mart tezkere krizinden sonra ABD ile ilişkileri düzeltmek
için Dişli, Temsilciler Meclisi üyelerinin görüştüğü tek isimdi.
Şaban Dişli’nin tek görevi ABD ile ilişkileri yoluna koymak
değildi. Kıbrıs’ta Annan Planı’nı Türk tarafında kabul ettirmek için de yoğun
mesai harcadı. Bu plana direnen Denktaş’ı yola getiremeyince Salamis Bay
Oteli’nde kamp kurarak milletvekilleri için ikna odasında günlerce dil döktü.
Otele kendi adı yerine Şaban Bolel, Şaban Bolek ve Şaban İpek gibi sahte
isimlerle kayıt yaptıran Şaban Dişli, Denktaş’ın partisinden milletvekili
ayartıp, Kıbrıs’ta Maraş’ın Rumlara verilmesi, Gazi Magosa Limanı’nın AB ile
ortak yönetime açılması için az mı uğraştı.
O şimdi büyükelçi
Bütün bu olayların hiçbirisi onun o kadar canını sıkmadı ama
ah şu 15 Temmuz darbe girişiminde kardeşi General Mehmet Dişli’nin rolünün
ortaya çıkması yok mu, işte o zaman hayli sıkıntılı günler geçirdi. AKP ’li
arkadaşları bile istifasını istedi. Epey bir direndikten sonra partideki
görevinden istifa etti. Neyse ki Reis, onun yeteneklerinin ve becerisinin
farkındaydı da bir kenarda oturmasına gönlü razı olmadı. 7 Eylül 2018’de Lahey
Büyükelçisi olarak atandı. Kardeşi Mehmet Dişli, hâlâ FETÖ darbe girişimi
davasında yargılanıyor. Darbeye adı karışan bırakın generalleri, en alt
kademedeki subayların bile yedi göbek sülalesi KHK’lerle işten atılırken, Dişli
ailesine bu kurallar uygulanmadı tabii ki...
Amca Hasan Dişli
Dişli ailesine ‘devletin dişi’ sadece AKP döneminde değil
Milliyetci Cephe (MC) döneminde de geçmiyordu. Dişli ailesi sayesinde
Türkiye’nin ilk köylü direnişi yaşandı bu ülkede. Şaban Dişli’nin amcası Hasan
Dişli 1976 yılında Geyve’de AP ilçe başkanıydı. Geyve’nin Sapanca Nehri
kıyısında bulunan Umurbey Köyü’nde nehir kıyısındaki hazineye ait ve köyün
merası sayılan arazilere ekim yapan köy halkını silahla vurarak, sopalarla darp
ederek korkutup el koyması üzerine bütün köy halkını ayaklandırmıştı. İlçe
kaymakamı, valisi ve Emniyet Müdürü’nden torpilli olan AP İlçe Başkanı Hasan
Dişli, silahla adam yaralama ve darp suçlarından gözaltına alınıyorsa da her
seferinde bir gün sonra serbest kalıp yine Umurbey köylülerini tehdit ediyordu.
Ali Fuat Paşa Ortaokulu öğretmenini dövüşü, Mal Müdürü’nü tokatlayışı, ineği
arazisine girdi diye bir genci iplerle bağlayarak Sakarya Nehri’ne atışı hep
cezasız kalmıştı.
Merayı zorla aldı
Köylülere “Benim deli raporum var 50 kişi öldürsem yine de
içeride tutamazlar” beni diyerek köyün bin dönümlük merasına çöküyordu.
Köylülerin kadastroya, kaymakama, valiye ve emniyete yaptığı başvurular
sonuçsuz kalıyordu. En son bir arkadaşlarının daha silahla yaralanması üzerine
köylülerin canına tak etti ve traktörlerle ilçe merkezinde eylem yaptılar.
Umurbeyliler’in 100 kadar traktörle Geyve’nin ana caddesini trafiğe kapattığı
eylem Türkiye’de büyük yankı yaptı. O dönem gazetemizden Yalçın Pekşen abimiz
de Geyve’ye giderek olayları yerinde inceledi ve iki günlük bir dizi hazırladı.
Dişli ailesi 70’lerden bugüne hep devlet himayesini arkasına
aldı. Helal olsun Dişli ailesine, darbe girişimine de katılsa, hülle yoluyla
özelleştirmeden fabrika da kapatsa, kupon arsalara kişiye özel bedeli
mukabilinde imar değişikliği de yapsa bedel ödemek bir yana hep
ödüllendiriliyor.
Ne diyelim hayırlı işler... (CUMHURİYET)