Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) 2017 yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu açıklandı. Rapora göre milyonlarca vatandaş sigorta ve genel sağlık sigortası primlerini ödeyemiyor. Kurumun alacağı 80 milyarı aşmış durumda…


Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç, SGK'ye ait 2017 yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu'nu inceledi. İncelemenin sonuçlarını kamuoyuyla paylaşan iki hekim, "13 milyon vatandaşın sigorta ve genel sağlık sigortası primlerini ödeyemediklerini ve kuruma borçlandıklarını tespit etmiştir" sonucuna ulaştı.

Dr. Demir ve Dr. Kılıç'ın hazırladığı çalışma şöyle:

Sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi öncelikle mali açıdan sürdürebilir bir gelir politikasının oluşturulması ve buna bağlı olarak giderlerin karşılanabildiği finansal dengenin kurulmasına bağlıdır. Kurumun en önemli finans kaynağı ise sigorta ve genel sağlık sigortası primleridir.

Sayıştay denetim raporuna göre işverenler tarafından çalıştırılanlar ile kendi adına ve hesabına çalışan esnaf ve sanatkarlardan oluşan 13 milyon yurttaşın sigorta ve genel sağlık sigortası primlerini ödeyemedikleri ve kuruma borçlandıkları tespit edilmiştir.


'KRİZ YOK' YALANI...

"Kriz yok, herkes mutlu mesut yaşamaktadır" diyen iktidar sahipleri, 2017 yılında milyonlarca yurttaşın sigorta ve genel sağlık sigortası primlerini neden ödeyemediklerini kamuoyuna açıklamak durumundadırlar.

SGK, PRİM ALACAKLARINI TAHSİL EDEMİYOR

Sayıştay denetim raporuna göre SGK, finansal sıkıntı yaşamasına karşın 2017 yılı prim gelirinin yüzde 40’ına denk gelen (83 Milyar TL) alacaklarını tahsil edememiştir. 31 Aralık 2017 tarihi itibariyle SGK’nin toplam 83.055.810.495,86 TL tutarında prim aslı alacağı bulunmaktadır.


BELEDİYELERİN YÜZDE 77'SİNDE PRİM BORÇLARI TAHSİL EDİLEMİYOR 

Sayıştay denetim raporuna göre 30 Büyükşehir belediyesi, 519 büyükşehir ilçe belediyesi, 51 il belediyesi, 400 ilçe belediyesi ve 397 belde belediyesinden oluşan toplam 1397 belediyenin 1084’ünün Sosyal Güvenlik Kurumuna olan toplam 8.784.476.879,43 TL prim borcunun tahsil edilemediği tespit edilmiştir.

Kurum, borçlu belediyelerin menkul ve gayrimenkullerine haciz işlemi uygulamıştır. Ancak bugüne kadar haciz işlemi uygulanan belediye mallarından satışa çıkartılan olmamıştır. Dolayısıyla SGK’nİn prim borçları için belediyelere başlattığı icra takiplerinin alacakları tahsil etmede etkisinin olmadığı ve herhangi bir sonuç alınmadığı görülmektedir.

KURUMUN NAKİT İHTİYACI ve HAZİNENİN BORÇLANMA MALİYETİ ARTIYOR

Mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminde gelir ve gider arasındaki farkın azaltılması büyük önem arz etmektedir. Kurumun her yıl bütçe açığı verdiği ve bu açığın Hazine tarafından borçlanma suretiyle finanse edildiği düşünüldüğünde, Kurumun 2017 yılı prim gelirinin yüzde 40’ına denk gelen (83 Milyar TL) borçlarını tahsil edememesi Kurumun nakit ihtiyacını ve Hazinenin borçlanma maliyetini artıracağı aşikardır.

SGK'NİN FİNANSMAN AÇIĞINI KAPATMAK ÜZERE YAPILAN BÜTÇE TRANSFERLERİ


(Bütçe transferlerine ek ödeme, teşvik, açık ve faturalı ödemelerle devlet katkısı dahildir)

Yıllar itibarıyla SGK finansman açığını kapatmak üzere yapılan Hazine yardımı giderek artmaktadır.

SGK 2017 yılı toplam bütçe giderinin;

206.871.787.108,46 TL’si malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı ödemesi,
8.811.745.852,23 TL’si ek ödeme,
3.172.696.918,67 TL’si emzirme, cenaze, evlenme ve geçici iş göremezlik yardımlarını içeren diğer sigorta ödemeleri,
78.682.839.820,09 TL’si ise tedavi ve sağlık malzemesi ile ilaç giderlerinden oluşmaktadır.
SGK toplumun tüm kesimlerine hitap etmekle birlikte en çok çalışanlar, emekliler ve bunların eş ve çocukları ile sağlık hizmetlerine ihtiyacı olanları ilgilendirmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu 2017 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporunda;

Kurum alacaklarının mali tablolarda tam, doğru ve zamanında muhasebeleştirilemediği ve raporlanmadığı,

Kurumun mali sisteminin, cari ve geçmiş dönemde Kurum alacağına dönüşmüş tutarların gerçek durumunu göstermediği,

Alacakların yönetiminde mali saydamlığın ve hesap verilebilirliğin tam olarak sağlanmadığı,

Alacakların takip ve tahsilat sürecinin etkin ve verimli şekilde yürütülmediği görülmüştür.

Sayıştay denetim görüşü olarak bildirilmektedir ki; Sosyal Güvenlik Kurumu 2017 yılına ilişkin mali rapor ve tablolarının “Denetim Görüşünün Dayanakları” bölümünde açıklanan nedenlerden dolayı doğru ve güvenilir bilgi içermediği kanaatine varılmıştır.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun mali rapor ve tablolarının doğru ve güvenilir bilgi içermemesi mali saydamlığın olmadığını göstermektedir.

ÖZETLE;

İktidar yetkililerinin açıklamalarına bakılacak olursa işsizlik azalmakta, prim borçları ödenmekte, vatandaşlar mutlu mesut yaşamaktadırlar. Oysa 2017 yılı SGK Sayıştay denetim raporu 13 milyon vatandaşın sigorta ve genel sağlık sigortası primlerini ödeyemediklerini ve Kuruma borçlandıklarını tespit etmiştir.

SGK finansal sıkıntı yaşamasına karşın prim alacaklarını tahsil edememektedir. Kurumun 2017 yılı prim gelirinin  % 40’ına denk gelen (83 Milyar TL) prim borçlarını tahsil edememesi kurumun nakit ihtiyacını ve Hazinenin borçlanma maliyetini artıracaktır.

İktidar yetkililerinin kriz yok söylemleri, döviz artışının dış güçlere ve rahip meselesine bağlanmalarına karşın, Sayıştay 2017 yılı SGK denetim raporunda belirtilen milyonlarca vatandaşın primlerini ödeyememesi ve SGK’nin prim alacaklarını tahsil edememesi tespiti krizin kronik hal almış olduğunu ve önümüzdeki günlerde derinleşerek artacağını göstermektedir.

Krizin etkisinin giderek artması ile birlikte binlerce işyeri konkordato ilan etmekte, kapanmakta, on binlerce işçi işten çıkarılmaktadır. İnsani koşullarda yaşamı sürdürebilmek için yeterli gelire sahip olamama durumu yani yoksulluk da giderek artmaktadır.

Kurumun en önemli finans kaynağı sigorta ve genel sağlık sigortası primleridir. Prim ödeyemeyenlerin sayısının giderek artması ve prim alacaklarının tahsil edilememesi ile SGK gelir gider dengesi olumsuz etkilenecek ve finansman açığı tarihi zirve yapacaktır.

Bu durum ise en çok işçileri, emeklileri, sağlık hizmetine gereksinimi olanları, kamu ve özel tüm sağlık kurumlarını etkileyecektir.

Sosyal devlet anlayışına sahip ülkelerde sosyal güvenlik politikalarının asli önceliğini vatandaşların sağlık hizmetlerine erişebilmeleri ve işsizlik ile yaşlılık durumlarında gelir güvencesine sahip olmaları oluşturur. (SOL.ORG)
Daha yeni Daha eski