Kralları, kraliçeleri diğer insanlardan üstün hale getiren temel sebep nedir? Cevap göçebe geçmişimizde saklı ve yansımaları maalesef günümüze kadar geliyor...
Eğer bir gün İngiltere Kraliçesi ile tanışacak olursanız size sıkı sıkıya uymanız gereken birtakım talimatlar verilecektir. “Size söz verilinceye kadar konuşmayın, başınızı eğin, yapabiliyorsanız reverans yapın, majesteleri diye hitap edin, arada madam diye devam edin, en son ayrılırken de tekrar majesteleri diyerek sözünüzü bitirin, soyluluğuna zarar verecek davranışlardan kaçının....” Tabii ki unutmamak lazım; tüm bu saygıyı gösterirken her yıl İngiliz Hazinesi’nden aldıkları 40 milyon sterlin için teşekkür etmelerini de beklemeyin.
Aslında biraz mantıklı düşününce tüm bunlar insana oldukça garip geliyor. Kraliçeye bu kadar özel bir muamele gösterilmesinin sebebi nedir? Onu yüce yapan, ailesini sizinkinden daha saygın hale getiren nedir? Eğer insanların vahşi primat türleri olduğunu var sayarsak kraliçenin baskın dişi olduğunu kabul edebiliriz. Ancak baskın olma hali kazanılan ve sıklıkla saldırganlıkla, tehditlerle elde tutulan bir uzlaşma aracıdır. Günümüzde hiç kimse herhangi bir eylemi yapmadığı zaman kraliçe tarafından dövülme korkusu taşımaz ve hiç kimse onunla gizli bir liderlik mücadelesi içerisine girmez. İnsan toplulukları baskın bireylere sahiptirler ama kraliçenin baskınlığını saldırganlık ve tehdit unsurlarını dışarıda bırakan başka bir şeyle açıklayabiliriz: Prestij veya eski adıyla itibar. Ve işin kötü tarafı tüm insanlar prestij meraklısı haline gelmiş durumda.
Biyologlar, prestije karşı olan merakımızı küçük gruplar halinde göçebe yaşayan atalarımızdan evrilerek bizlere miras kaldığını savunuyor. İnsanlar yaşadıkları toplumdan ders alan canlılardır, yani bir şeyi sıfırdan öğrenmeye çalışmaktansa yanındakine bakarak kopyalamaya çalışırlar. Başarılı insanları kopyalayanlar avlanmak gibi hayatta kalmayı kolaylaştıracak davranışları öğrenirler. Ancak tüm bunlar için yetenekli olanlarla yakın temasta olmak ve öte yandan da onları sinirlendirmemek gerekir. İşte bunu başarabilmenin yegâne yolu, Pensilvanya Üniversitesi’nden psikolog Francisco Gil-White’a göre yetenekli olan kişilere “dalkavukluk etmek”ten geçer. Onlara iltifat etmek, iyiliklerde bulunmak, erdemli özelliklerine övgüler düzmek ve bazı sosyal zorunluluklardan onları muaf tutmak yetenekli bireylere yaltaklanmanın en basit yoludur. Böylece dalkavuk olanlar, avlanmak gibi hayati faaliyetleri öğrenirler, hayatta kalma şansları yükselir. Evrim de bu yolla dalkavuk olanlara daha fazla şans tanır.
Gelgelelim modern dünyada bu yaklaşım ters tepebilir. Günümüzde insanların saygınlıklarını doğrudan değerlendirmek yerine dolaylı yoldan onlar hakkında fikir sahibi oluyoruz. Bunu yapmak için doğal eğilimimiz olan diğerlerini izleyerek uyum sağlıyoruz. Bazı insanların rutin olarak saygı gördüğünü ve yüceltildiğini görüyorsak, bizde de onların yolundan gidiyoruz.
Prestij, insan zihninde hiyerarşilerin kurulmasının ve sürdürülmesinin kaçınılmaz olduğu izlenimini uyandırır. Laboratuvar deneylerinde net bir emir-komur-ta zincirinin kurulmuş olduğu koşullarda insanların sosyal durumlara daha kolay uyum sağladığı görülüyor. Tabii bu durumda insanlar hiyerarşilerin kurulmasından yana tercih kullanabiliyor. Ancak bizler en tepeye kimi koyacağımız konusunda daha seçici olabiliriz. Eğer itibar yeteneklere ve hakiki başarılara dayandırıbilirse, dalkavukluk beklentisi içindekiler hayal kırıklığına uğrayabilirler.
(Kaynak: https://www.newscientist.com/article/mg23631560-700-effortless-thinking-were-all-suckers-for-a-celebrity/)
Eğer bir gün İngiltere Kraliçesi ile tanışacak olursanız size sıkı sıkıya uymanız gereken birtakım talimatlar verilecektir. “Size söz verilinceye kadar konuşmayın, başınızı eğin, yapabiliyorsanız reverans yapın, majesteleri diye hitap edin, arada madam diye devam edin, en son ayrılırken de tekrar majesteleri diyerek sözünüzü bitirin, soyluluğuna zarar verecek davranışlardan kaçının....” Tabii ki unutmamak lazım; tüm bu saygıyı gösterirken her yıl İngiliz Hazinesi’nden aldıkları 40 milyon sterlin için teşekkür etmelerini de beklemeyin.
Aslında biraz mantıklı düşününce tüm bunlar insana oldukça garip geliyor. Kraliçeye bu kadar özel bir muamele gösterilmesinin sebebi nedir? Onu yüce yapan, ailesini sizinkinden daha saygın hale getiren nedir? Eğer insanların vahşi primat türleri olduğunu var sayarsak kraliçenin baskın dişi olduğunu kabul edebiliriz. Ancak baskın olma hali kazanılan ve sıklıkla saldırganlıkla, tehditlerle elde tutulan bir uzlaşma aracıdır. Günümüzde hiç kimse herhangi bir eylemi yapmadığı zaman kraliçe tarafından dövülme korkusu taşımaz ve hiç kimse onunla gizli bir liderlik mücadelesi içerisine girmez. İnsan toplulukları baskın bireylere sahiptirler ama kraliçenin baskınlığını saldırganlık ve tehdit unsurlarını dışarıda bırakan başka bir şeyle açıklayabiliriz: Prestij veya eski adıyla itibar. Ve işin kötü tarafı tüm insanlar prestij meraklısı haline gelmiş durumda.
Biyologlar, prestije karşı olan merakımızı küçük gruplar halinde göçebe yaşayan atalarımızdan evrilerek bizlere miras kaldığını savunuyor. İnsanlar yaşadıkları toplumdan ders alan canlılardır, yani bir şeyi sıfırdan öğrenmeye çalışmaktansa yanındakine bakarak kopyalamaya çalışırlar. Başarılı insanları kopyalayanlar avlanmak gibi hayatta kalmayı kolaylaştıracak davranışları öğrenirler. Ancak tüm bunlar için yetenekli olanlarla yakın temasta olmak ve öte yandan da onları sinirlendirmemek gerekir. İşte bunu başarabilmenin yegâne yolu, Pensilvanya Üniversitesi’nden psikolog Francisco Gil-White’a göre yetenekli olan kişilere “dalkavukluk etmek”ten geçer. Onlara iltifat etmek, iyiliklerde bulunmak, erdemli özelliklerine övgüler düzmek ve bazı sosyal zorunluluklardan onları muaf tutmak yetenekli bireylere yaltaklanmanın en basit yoludur. Böylece dalkavuk olanlar, avlanmak gibi hayati faaliyetleri öğrenirler, hayatta kalma şansları yükselir. Evrim de bu yolla dalkavuk olanlara daha fazla şans tanır.
Gelgelelim modern dünyada bu yaklaşım ters tepebilir. Günümüzde insanların saygınlıklarını doğrudan değerlendirmek yerine dolaylı yoldan onlar hakkında fikir sahibi oluyoruz. Bunu yapmak için doğal eğilimimiz olan diğerlerini izleyerek uyum sağlıyoruz. Bazı insanların rutin olarak saygı gördüğünü ve yüceltildiğini görüyorsak, bizde de onların yolundan gidiyoruz.
Prestij, insan zihninde hiyerarşilerin kurulmasının ve sürdürülmesinin kaçınılmaz olduğu izlenimini uyandırır. Laboratuvar deneylerinde net bir emir-komur-ta zincirinin kurulmuş olduğu koşullarda insanların sosyal durumlara daha kolay uyum sağladığı görülüyor. Tabii bu durumda insanlar hiyerarşilerin kurulmasından yana tercih kullanabiliyor. Ancak bizler en tepeye kimi koyacağımız konusunda daha seçici olabiliriz. Eğer itibar yeteneklere ve hakiki başarılara dayandırıbilirse, dalkavukluk beklentisi içindekiler hayal kırıklığına uğrayabilirler.
(Kaynak: https://www.newscientist.com/article/mg23631560-700-effortless-thinking-were-all-suckers-for-a-celebrity/)