"Dışarıda bir şeyler oluyor, farkında mısınız?" Öyleyse biz devam ediyoruz... GAZETE DEMOKRAT devam ediyor!


Hayır, bir tekimiz bile inkar edemeyiz... "Yalan değilmiş eskiden her şeyin daha güzel olduğu; bir nostalji sayıklaması değilmiş. Sokaklar eğri büğrü olsa da, kâgir evlerin hepsi bahçe içinde tek ya da iki katlı, kiremit damlı. Bütün şehir gibi burada da yüksek duvarların arkasından sokağa sarkmış portakal ve turunç ağaçları, nar dalları var, aralık kalmış kapılardan içeri çekincesiz göz attığımda taşlığın iki yanına sıralanmış gülhatmiler, sarmaşık gülleri, büyük ve keskin kokulu karanfiller, duvar diplerinde mor, kurmuştu, pembe, beyaz sardunyalar. Hepsinin güzelliğine işte ben tanığım." (NAR AĞACI - NAZAN BEKİROĞLU)


Oysa şimdi "Dünya ne kadar da değişmişti. Keşke para denen şey hiç olmasaydı. Silah satabilmek için savaşlar çıkarıyorlardı.Gencecik insanlar ölürken, dünya üzerindeki silah tüccarlarının cepleri doluyordu. Uyuşturucu tüccarlarının kızları oğulları ultra lüks hayatlar yaşayacaklar diye, sokaklar madde bağımlılarıyla doluyordu. Çocuklar ölüyordu. Kadın ticareti... Dünya çok kötü bir yer olmuştu. Birkaç yüz adam çok zengin olacak diye ,bir başka ülkede insanlar açlıktan ölüyordu. En tepedekiler,onların altındakiler, maşalar... Belki de kıyamet gerçekten kopmalıydı!" (BEN İYİ BİR KIZDIM - SELVİ ATICI)


Evet, kıyamet kopmalıydı. Kopmalı. Niye biliyor musunuz, çünkü her şeye, evet her şeye rağmen "Sokak bizimdir. Üstümüzdeki yıldızlar, altımızdaki güneşten sıcak taşlar. Şarkı yüklü rüzgâr ve toprak kokulu yağmur. Sokak bizimdir. Bizler kalbimizi, masumluğumuzu, annemizi, evimizi ve savaşı yitirdik, ama sokağımızı, sokağımızı yitirmeyiz asla. O bizimdir... Sokak bizimdir. Emaye ebe tabelalarıyla ve sağda solda kelebeklerin uçuştuğu mezarlıklarıyla, unutulmuş uçuşan dünya dünüyle ve yarının önümüzdeki sezilmedik ülkesiyle bizim" (AMA FARELER UYURLAR GECE - WOLFGANG BORCHERT)... Ve elbette ve hiç tartışmasız, bizim olanları vermemek için, sokak için, ülke için kopmalı kıyamet!


Ne diyordu "Selimiye Mektupları" adlı kitabının girişinde Yılmaz Güney... "Arkadaşlar!  Dışarıda bir şeyler oluyor, farkında mısınız? Uykuda olanları sarsın, uyandırın… Herkese söyleyin, yakında ışıklar kesilebilir. Karanlıkta ne yapacaksınız?"

Öyleyse biz yeniden başlıyoruz... Sokak başlıyor! GAZETE DEMOKRAT başlıyor! Yeniden başlıyor! Yeni formatıyla başlıyor! Çünkü GAZETE DEMOKRAT burada ve devam ediyor!
Blogger tarafından desteklenmektedir.