İstanbul’u kaybettikten sonra,
tekrar geri alabilmek için,
herkesin, hepimizin gözleri önünde
bütün kanunları,
hem de üzerlerine acımasızca basa basa
tek tek çiğneyerek,
akıllarına gelen
her yolu denediler…

Önce günler boyu ve döne döne
oyları saydırdılar…
Ama olmadı.

Sonra mükerrer oy dediler…
O da olmadı.

Daha sonra seçmen kaydırılmış dediler…
Yine olmadı.

Kapılara öbek öbek polis yığdılar,
bir şey çıkmadı.

Hatta evet inanılmaz ama,
KHK’lılar aday olamıyorsa,
oy da kullanamaz bile dediler
fakat bunu da tutturamadılar.

Ve sonunda…
bütün o kopardıkları yaygaralar ve kanunsuzluklar,
gelip de
sadece kısıtlı ve zihinsel engelli seçmen üzerinden yaptıkları
itirazla şimdilik noktalandı…

YSK, kısıtlı ve engelli seçmen üzerinden yaptıkları bu itirazı da
normal olarak reddetmeli…

Çünkü diğer her şey bir yana, 
her kısıtlı ve zihinsel engelli seçmenin
hangi adaya ne oy verdiğini
kim bilebilir, bu nasıl belirlenebilir…

Kaldı ki,
kısıtlıların ve zihinsel engellilerin her biri için
öyle olduklarına dair
kanuni bir rapor gerekiyor…

Uzun sözün kısası,
iktidarın,
İstanbul seçimini tekrarlattırma odaklı
1 ayı aşan bu illegal ısrarının asıl nedenlerini
artık sağır sultanların tamamı bile
gördü, anladı ve kavradı.

Her şeylere ve özellikle de kanunlara rağmen,
YSK adlı kurum
İstanbul seçimi yenilensin der ise
bütün muhalefet partilerinin
yerine getirmeleri gereken
bir tek sorumluluk kalıyor geriye…
BOYKOT!

Bu BOYKOT = “Sokarım bu aşkın ızdırabına, biz hıyar mıyız ulan”
anlamına gelecektir!
Bu anlamsa, bütün anlamların, en anlamlısı olacak ve
başka türlü mücadele ve direnme biçimlerinin
Önünü açacaktır hepimize…

Unutmayalım ki,

kanunsuzluklar karşısında,
mücadele
direniş
ve sokak
artık meşrudur!

Sevgiyle, dirençli ve uyanık kalın! (HAYRİ GÜNEL)
Daha yeni Daha eski