Tayyip Erdoğan, 7 Haziran 2015 seçimlerindeki yenilgiden sonra terör stratejisini uygulamadan önce, karşı cepheden Deniz Baykal’la bağ kurup onun vasıtasıyla Meclis’i kilitlemiş, böylece yeni bir seçime gitmenin ilk adımını atmıştı. Bundan sonra, bildiğimiz gibi, PKK’nin de içinde yer aldığı terör ve provokasyon eylemlerine girişerek, 1 Kasım 2015 seçimlerinin yolunu açmış, terör yoluyla ürküttüğü, MHP’ye kaymış orta Anadolu’daki muhafazakâr oyları ve HDP’ye kaymış, Kürt bölgelerindeki muhafazakâr Kürt oylarını yeniden AKP’ye çekerek mecliste çoğunluğu sağlayabilmişti.
31 Mart Belediye seçimlerinde Ankara, İstanbul vb. gibi büyük kentleri kaybederek ağır bir yenilgi alan Tayyip Erdoğan’ın, bugün de durumu yeniden lehine çevirmek için bazı planlar, oldukça tehlikeli planlar içinde olduğuna kuşku yok. Sanırım, Çukurca’da dört askerin öldürülmesiyle ve ardından Çubuk’ta Kılıçdaroğlu’na linç saldırısıyla bu süreç başlamış bulunuyor.
Bu oldukça açık duruma rağmen, Tayyip Erdoğan’ın ağzından birkaç gün önce ortaya atılan “Türkiye ittifakı” ve “kızgın demirin soğutulması” laflarına dayanılarak ve Bahçeli’nin buna karşı çıkması dikkate alınarak, hem Cumhur ittifakı’nda bir çatlak meydana geldiği hem de Tayyip Erdoğan’ın mecburen görece ılımlı bir yöneliş içine girdiği umut edilmektedir.
Kanaatimce bu tür görüşler oldukça hatalı, hatta yanıltıcıdır. Şu nedenle ki;
Birincisi, her ne kadar her ittifak aynı zamanda bir iç çelişmeyi, hatta çatışmayı barındırsa da, bugün AKP ile MHP arasında yarılmaya varacak bir çatışma beklemek hayaldir.
İkincisi, baskı rejimleri, geri adım atmamaya dayanır. Belki baskıyı artırdıkça da yıkılacaktır sonunda ama baskıyı gevşetmek, her baskı rejiminin yıkılışının başlangıcıdır. Bu yüzden Tayyip Erdoğan rejiminin yumuşamasını beklemek de hayaldir.
Üçüncüsü, bugün Tayyip Erdoğan’la Devlet Bahçeli arasında göze çarpan farklılıklar “iyi polis”-“kötü polis” oyununun bir yansıması olarak görülmelidir. “Kötü polis”, mantığı zorlayan sert çıkışlarıyla “iyi polis”e serbest hareket alanı yaratmakta; “iyi polis” de “demiri soğutma” beyanlarıyla “kötü polis”e ya da “polislere” karanlık köşelerde “demiri kızdırma”ları için bir sis perdesi oluşturmaktadır.
Evet, ne yazık ki şu anda muhalefet saflarında kargaşalık ve yılgınlık yaratmak amacıyla “demir kızdırılmakta”, gizli istihbarat örgütleri yeni provokatif eylemler planlamakta, Yeni Osmanlılar vb gibi “karayüz” çeteleri bıçaklarını bilemektedir.
Yüzeydeki suyun derinliklerine bakıldığında çok tehlikeli oyun ve provokasyonların hazırlanmakta olduğunu görmek mümkün olacaktır. Bu yüzden çok tetikte, çok uyanık olmak zorundayız.
(Gün Zileli - 23 Nisan 2019 - www.gunzileli.com - gunzileli@hotmail.com)