Dünya çapında bir pandemiyle karşı karşıyayız. Kriz herkesi etkilese de, maruz kaldığımız adaletsizlikler salgın günlerinde de hayatımız...
Dünya çapında bir pandemiyle karşı karşıyayız. Kriz herkesi etkilese de, maruz kaldığımız adaletsizlikler salgın günlerinde de hayatımızı eşitsiz biçimlerde etkiliyor ve hepimizin sağlığını tehlikeye düşürüyor.
İstanbul Kent Savunması olarak;
• Pandeminin ülkemizdeki gerçek durumu, hasta-ölüm sayıları ve yapılan test sayılarıyla ilgili şeffaflık, yurttaşlık hakkımızdır. Herkesin tablo hakkında doğru fikir sahibi olabilmesi için salgınla ilgili bilgilerin açık ve şeffaf biçimde paylaşılmasını, bu ortamda halkın haber hakkı için çalışan gazetecilere yönelik baskıların durmasını talep ediyoruz.
• Tehlikeye en çok maruz kalan grupların başında gelen sağlık emekçilerinin güvende tutulması, kamu sağlığı için yaşamsaldır. Ön cephede salgınla mücadele eden sağlıkçıların mesleklerine kutsiyet atfedilerek, güvenlikleri sağlanmadan sahaya sürüldüklerinde, bir süre sonra hastalanıp hizmet veremedikleri başka ülkelerdeki deneyimlerle de sabittir. Ayrımsız tüm sağlık personelinin her türlü kişisel koruyucu ekipman ihtiyacının acilen karşılamasını talep ediyoruz.
• Kriz derinleştikçe sağlık emekçilerinin üzerindeki baskının da artacağı şüphesizdir. Sağlık emekçilerine yönelik olası şiddet vakalarının önüne geçmek için can güvenliklerinin sağlanmasını talep ediyoruz.
• Sağlık emekçilerinin mesleki yetkinlikle yaptıkları uyarıları kriminalize etmek için harcanan enerjinin, bu uzmanlara daha fazla kulak verilerek salgınla mücadele için kullanılmasını talep ediyoruz.
• Başta test uygulaması olmak üzere, tanı ve tetkik olanaklarının herkes için ayrımsız ve eşit biçimde yaygınlaştırılmasını ve erişiminin kolaylaştırılmasını talep ediyoruz.
• Yüksek risk gruplarını barındıran hapishaneler, huzurevleri, kimsesiz çocuk yurtları, kadın sığınma evleri, göçmen-sığınmacı kampları gibi toplu yaşam alanlarında barınanların acilen testten geçirilmesini, bu yerlerde temel sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasını talep ediyoruz.
• Pandemiyle mücadelede kurumsal acziyet belirtileri görünmeye başlamışken, her türlü maddi imkâna ve lojistik donanıma sahip iki kurum olan AFAD ve KIZILAY’ın derhal göreve çağrılmasını ve yerel yönetimler dahil tüm kurumların eşgüdümle hareket etmesini talep ediyoruz.
• Pandemiyle mücadelede en etkili yöntemin siyasi irade göstermekten ve bütün kurumlarla ayrım göstermeksizin eşgüdümle çalışmaktan geçtiğini biliyoruz. Bu nedenle Türk Tabipler Birliği’nin daha fazla gecikmeden sürece dahil edilmesini ivedilikle talep ediyoruz.
• Sosyal mesafenin yaşamsal olduğu bilinciyle, evde kal çağrılarının tüm yurttaşlar için uygulanabilir hale getirilmesi için, zorunlu iş kolları haricinde, kamu-özel sektör çalışanlarına ücretli izin verilmesini; işten çıkarmaların, zorunlu ücretsiz izin, zorunlu yıllık izin gibi uygulamalara son verilmesini talep ediyoruz.
• Zorunlu iş kollarında çalışma düzeninin ve saatlerinin çalışanların sağlıklarını koruyacak her türlü malzeme ve önlemle sürdürülmesini talep ediyoruz.
• Konut-kira ödemelerinde kiracıların haklarını gözeten uygulamaların yaygınlaştırılmasını, kira ödemelerinde erteleme sağlanmasını; geçimini sadece kirayla karşılayanları mağdur etmemek için bu sürede bu kişilerin zararlarının tazmin edilmesini talep ediyoruz.
• Elektrik, su, doğalgaz, tüketici kredisi ve prim borçları gibi borçların ertelenmesini, pandemi süresince temel hizmetlerde hiçbir kesintiye gidilmemesini ve hatta temel hizmetlerin ücretsiz olmasını talep ediyoruz.
• Pandemiyle sebebiyle işsiz kalan yurttaşların geçimlerinin güvence altına alınmasını, kentlerimizi ve doğamızı yağmalayan şirketlere tahsis edilen kaynakların yurttaşların sağlığı, iyilik hali ve geçimi için kullanılmasını talep ediyoruz.
• Kentlerimizi paylaştığımız sokak hayvanlarının ve barınaklardaki hayvanların hayatını güvence altına alacak önlemler alınmasını ve covid – 19 virüsünün sokak hayvanlarından insanlara geçmediğinin her yerde duyurulmasını talep ediyoruz.
• Doğal sit alanlarını turizm, madencilik vb. ekonomik aktiviteye açan yönetmelik 16 Mart 2020 tarihinde sessizce yayımlandı. Böylesine hayati bir dönemde, tüm toplum seferberlik halinde mücadele etmeye çalışırken, doğamızı yok edecek bu tür kar odaklı yasal müdahalelerin gerçekleştirilmesinin yasaklanmasını, çıkanların geri alınmasını talep ediyoruz.
İçinden geçmekte olduğumuz kriz, kentlerimizi ve doğamızı savunmak için bugüne kadar savunduğumuz dayanışmacı, kolektif, kamusal değerlerin haklılığını bir kez daha kanıtlamaktadır. Salgının en az hasarla atlatılabilmesinin aynı değerleri mevcut şartlarda savunarak gerçekleşebileceğini biliyoruz.
Tüm yurttaşlarımızı kendilerine iyi bakmaya, birbirimize sahip çıkmaya, mümkün olan tüm yollarla dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz.