Saray-AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi’ni hedef almasına karşı Kadıköy’de bir araya gelen yüzlerce kadın, “Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, İ...
Saray-AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi’ni hedef almasına karşı Kadıköy’de bir araya gelen yüzlerce kadın, “Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi’ni uygula” dedi...
İstanbul’da birçok kadın örgütü, İstanbul Sözleşmesi’nin hedef alınmasına karşı Kadıköy’de bulunan Beşiktaş İskelesi önünde bir araya geldi. Eyleme, HDP milletvekilleri de destek verdi.
Yüzlerce kadının bir araya geldiği eylemde “Peymana Stenbole dide jiyandin”, “Tek başına olmaz, kadınlar birlikte güçlü”, “İstanbul Sözleşmesini uygula” ve “Kadın cinayetlerini acil önle” pankartları açıldı ve “Dayanışma yaşatır”, “İstanbul Sözleşmesi’ni uygula”, “Kadınlar şiddeti affetmeyecek” dövizleri ile yaşamını yitiren kadınların isimlerinin yazıldığı dövizler taşındı.
Açıklama boyunca kadınlar, “Kadınlar birlikte, birlikte güçlü”, “ Jin, jiyan, azadi”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Kadınlar sokağa özgürleşmeye”, “Kadın cinayetleri politiktir” ve “Kadın, isyan, devrim” sloganlarını attı. Kadınlar ayrıca, yaşamını yitiren kadınların isimlerini okuyarak “Burada” diye haykırdı. Kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi’ni uygula” yazılı mor maske taktı.
Serbest kürsü kuruldu
Açıklama öncesi serbest kürsü kuruldu. Burada söz alan kadınlar Kürtçe ve Türkçe İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasına dair düşüncelerini dile getirdi. Açık kürsüde katledilen kadınlara dikkat çeken kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin içeriğine dikkat çekti. Kadın cinayetlerinin önlenmesine dair konuşan kadınlar, birlikte mücadele etmenin önemine vurgu yaptı.
Daha sonra hazırlanan ortak basın açıklamasını kadınlar adına Sezen Yılmaz okudu.
“Kaldırılmasını gündeme getirenler suç ortağıdır”
Kadına yönelik şiddet her gün arttığı halde İstanbul Sözleşmesi’nin etkin şekilde uygulanmasını değil, kaldırılmasının gündeme getirildiğini belirten Yılmaz, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
“Bunu gündeme getirenler cinayetlerin suç ortağıdır. Bize, yarın bir gün bu dövizlerde bizim de ismimizin olabileceğini hissettirenler cinayetlerin sorumlularıdır. Sözleşme imzalandığı gün hükümette olup imza attığı halde, bugün şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri gerektiği şekilde cezalandırma sözünü yerine getirmekten vazgeçeceğini ilan edenler, bu cinayetlerin suç ortağıdır, her gün uğradığımız şiddetin failidir. İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin karalama kampanyalarına göz yumanlar, bizzat bu kampanyalara sözcülük yapar hale gelenler, kadınların, LGBTİ’lerin, göçmenlerin, mültecilerin, engellilerin, yaşlıların, çocukların haklarını tarikat ve cemaat çevreleriyle pazarlık konusu haline getirenler kadın cinayetlerinin, nefret cinayetlerinin, çocuk istismarlarının, göçmen, mülteci kadınlara dönük saldırıların suç ortağıdır.”
“Devlete açık ve net yükümlülükler getiren uluslararası bir metin”
“Biz kadınlar yaşamak istiyoruz” diyen Yılmaz, kadınların ülkenin dört bir yanında sokakta olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Tekrar ediyoruz: İstanbul Sözleşmesi, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, bir insanın cinsiyeti üzerinden şiddete maruz bırakılmasının önlenmesi, şiddete uğrayanların korunması ve şiddet faillerinin gerektiği şekilde cezalandırılması için somut hukuki ve toplumsal adımları tanımlayan, devlete açık ve net yükümlülükler getiren uluslararası bir metindir. İstanbul Sözleşmesi kadınların ve çocukların hayatlarını korumak için verilen bir sözdür ve bu ‘sözden dönmek’, her yıl yüzlerce kadının öldürüldüğü, şikayet edilen en az 28 bin 360 çocuk istismarı vakasının olduğu bir ülkede kadınları ve çocukları ateşe atmaktır.”
“Geri adım atmayacağız”
“Sözleşmeden çekilmek, sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu tüm diğer temel insan hakları belgelerini de tartışmalı hale getirmek, kadınların mücadeleyle kazandığı tüm hakları tartışmaya açmak demektir. Sözleşmeden çekilmek, ‘Kadınlarla erkekler fıtratları gereği eşit değildir’ sözüyle her fırsatta saldırıya uğrayan haklarımızın, yasal güvencelerimizin tümüyle terk edileceğinin dünyaya ilan edilmesidir” diyen Yılmaz, sözlerinin devamında kadınların sokaktaki kararlılığı nedeniyle AKP’nin sözleşmenin görüşüleceği MYK toplantısının ertelemek zorunda kaldığını belirtti:
“İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini bir partinin yönetim kurulunda karar altına almak isteyenlere haklarımız ve hayatlarımız için bir araya gelerek, mahalle mahalle, park park, meydan meydan, işyeri işyeri, üniversite üniversite buluşarak, forumlar yaparak, sesimizi duyurabileceğimiz, sesimizi birleştirebileceğimiz her yöntemi kullanarak yanıt verdik. Bu kararın tartışılacağı toplantının ertelenmesini kadınların bu mücadelesi, birlikteliği ve kararlılığı sağladı.”
Kadınlardan 11 talep
Mücadeleden geri adım atmayacaklarını sözlerine ekleyerek konuşmasını sürdüren Yılmaz, kadınların taleplerini şu şekilde sıraladı:
– Kadınların 7/24 ulaşabileceği, farklı dillerde hizmet, ücretsiz, sadece kadın yönelik şiddet alanında çalışan ayrı bir Alo Şiddet Hattı kurulsun.
– Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle ilgili bağımsız bir veri toplama yöntemi geliştirilsin ve kamuoyuna düzenli olarak bu veriler açıklansın.
– Devletin tüm kademelerinde eşitliği sağlayacak, ayrımcılığa son verecek düzenlemeler yapılsın. Eşit yurttaşlığın tüm gereklerini sağlamak için acilen somut adımlar atılsın.
– Cinsel şiddetle mücadele koordinasyon ve kriz merkezleri kurulsun.
– Dijital şiddet ve ısrarlı takip yasalarda tanımlansın ve cezası belirlensin.
– Toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimin her kademesinde zorunlu ders olarak müfredata eklensin.
– İstanbul Sözleşmesi’nin de hükme bağladığı üzere, ülkemizde mülteci ve sığınmacı olarak yaşayan bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunmasında eşit haklara sahip olması için açık ve net düzenlemeler yapılsın.
– Her mahallede kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreşler açılsın.
– Kadınların rahatça 7/24 ulaşabileceği kadın danışma merkezleri ve yeterli sayıda sığınak açılsın.
– Nafaka tartışmalarına, boşanma süreçlerinde arabuluculuk vs. uygulamalarına, boşanma süreçlerinin zorlaştırılmasına kısacası kadınların kazanılmış haklarına yönelik tüm tartışmalara bir son verilsin. Boşanma süreçlerinde kadınlara istihdam, barınma, sağlık ve eğitim olanakları sağlansın. Kadınları şiddete karşı güçlendirecek politikalar hayata geçirilsin.
– Kadın / Toplumsal Cinsiyet Bakanlığı kurulsun.
“Mücadeleye devam”
Yılmaz, son olarak “Biz kadınlar bu haklarımızın gereğinin yerine getirilmesi için yan yana durmaya, hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz! Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi’ni uygula” diye seslendi.
Açıklanın ardından kadınlar müzik eşliğinde alandan ayrıldı.
(Fotoğraflar: Vedat Örüç - Sendika.Org - Mezopotamya Ajansı)
İstanbul’da birçok kadın örgütü, İstanbul Sözleşmesi’nin hedef alınmasına karşı Kadıköy’de bulunan Beşiktaş İskelesi önünde bir araya geldi. Eyleme, HDP milletvekilleri de destek verdi.
Yüzlerce kadının bir araya geldiği eylemde “Peymana Stenbole dide jiyandin”, “Tek başına olmaz, kadınlar birlikte güçlü”, “İstanbul Sözleşmesini uygula” ve “Kadın cinayetlerini acil önle” pankartları açıldı ve “Dayanışma yaşatır”, “İstanbul Sözleşmesi’ni uygula”, “Kadınlar şiddeti affetmeyecek” dövizleri ile yaşamını yitiren kadınların isimlerinin yazıldığı dövizler taşındı.
Açıklama boyunca kadınlar, “Kadınlar birlikte, birlikte güçlü”, “ Jin, jiyan, azadi”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Kadınlar sokağa özgürleşmeye”, “Kadın cinayetleri politiktir” ve “Kadın, isyan, devrim” sloganlarını attı. Kadınlar ayrıca, yaşamını yitiren kadınların isimlerini okuyarak “Burada” diye haykırdı. Kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi’ni uygula” yazılı mor maske taktı.
Serbest kürsü kuruldu
Açıklama öncesi serbest kürsü kuruldu. Burada söz alan kadınlar Kürtçe ve Türkçe İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasına dair düşüncelerini dile getirdi. Açık kürsüde katledilen kadınlara dikkat çeken kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin içeriğine dikkat çekti. Kadın cinayetlerinin önlenmesine dair konuşan kadınlar, birlikte mücadele etmenin önemine vurgu yaptı.
Daha sonra hazırlanan ortak basın açıklamasını kadınlar adına Sezen Yılmaz okudu.
“Kaldırılmasını gündeme getirenler suç ortağıdır”
Kadına yönelik şiddet her gün arttığı halde İstanbul Sözleşmesi’nin etkin şekilde uygulanmasını değil, kaldırılmasının gündeme getirildiğini belirten Yılmaz, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
“Bunu gündeme getirenler cinayetlerin suç ortağıdır. Bize, yarın bir gün bu dövizlerde bizim de ismimizin olabileceğini hissettirenler cinayetlerin sorumlularıdır. Sözleşme imzalandığı gün hükümette olup imza attığı halde, bugün şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri gerektiği şekilde cezalandırma sözünü yerine getirmekten vazgeçeceğini ilan edenler, bu cinayetlerin suç ortağıdır, her gün uğradığımız şiddetin failidir. İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin karalama kampanyalarına göz yumanlar, bizzat bu kampanyalara sözcülük yapar hale gelenler, kadınların, LGBTİ’lerin, göçmenlerin, mültecilerin, engellilerin, yaşlıların, çocukların haklarını tarikat ve cemaat çevreleriyle pazarlık konusu haline getirenler kadın cinayetlerinin, nefret cinayetlerinin, çocuk istismarlarının, göçmen, mülteci kadınlara dönük saldırıların suç ortağıdır.”
“Devlete açık ve net yükümlülükler getiren uluslararası bir metin”
“Biz kadınlar yaşamak istiyoruz” diyen Yılmaz, kadınların ülkenin dört bir yanında sokakta olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Tekrar ediyoruz: İstanbul Sözleşmesi, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, bir insanın cinsiyeti üzerinden şiddete maruz bırakılmasının önlenmesi, şiddete uğrayanların korunması ve şiddet faillerinin gerektiği şekilde cezalandırılması için somut hukuki ve toplumsal adımları tanımlayan, devlete açık ve net yükümlülükler getiren uluslararası bir metindir. İstanbul Sözleşmesi kadınların ve çocukların hayatlarını korumak için verilen bir sözdür ve bu ‘sözden dönmek’, her yıl yüzlerce kadının öldürüldüğü, şikayet edilen en az 28 bin 360 çocuk istismarı vakasının olduğu bir ülkede kadınları ve çocukları ateşe atmaktır.”
“Geri adım atmayacağız”
“Sözleşmeden çekilmek, sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu tüm diğer temel insan hakları belgelerini de tartışmalı hale getirmek, kadınların mücadeleyle kazandığı tüm hakları tartışmaya açmak demektir. Sözleşmeden çekilmek, ‘Kadınlarla erkekler fıtratları gereği eşit değildir’ sözüyle her fırsatta saldırıya uğrayan haklarımızın, yasal güvencelerimizin tümüyle terk edileceğinin dünyaya ilan edilmesidir” diyen Yılmaz, sözlerinin devamında kadınların sokaktaki kararlılığı nedeniyle AKP’nin sözleşmenin görüşüleceği MYK toplantısının ertelemek zorunda kaldığını belirtti:
“İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini bir partinin yönetim kurulunda karar altına almak isteyenlere haklarımız ve hayatlarımız için bir araya gelerek, mahalle mahalle, park park, meydan meydan, işyeri işyeri, üniversite üniversite buluşarak, forumlar yaparak, sesimizi duyurabileceğimiz, sesimizi birleştirebileceğimiz her yöntemi kullanarak yanıt verdik. Bu kararın tartışılacağı toplantının ertelenmesini kadınların bu mücadelesi, birlikteliği ve kararlılığı sağladı.”
Kadınlardan 11 talep
Mücadeleden geri adım atmayacaklarını sözlerine ekleyerek konuşmasını sürdüren Yılmaz, kadınların taleplerini şu şekilde sıraladı:
– Kadınların 7/24 ulaşabileceği, farklı dillerde hizmet, ücretsiz, sadece kadın yönelik şiddet alanında çalışan ayrı bir Alo Şiddet Hattı kurulsun.
– Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle ilgili bağımsız bir veri toplama yöntemi geliştirilsin ve kamuoyuna düzenli olarak bu veriler açıklansın.
– Devletin tüm kademelerinde eşitliği sağlayacak, ayrımcılığa son verecek düzenlemeler yapılsın. Eşit yurttaşlığın tüm gereklerini sağlamak için acilen somut adımlar atılsın.
– Cinsel şiddetle mücadele koordinasyon ve kriz merkezleri kurulsun.
– Dijital şiddet ve ısrarlı takip yasalarda tanımlansın ve cezası belirlensin.
– Toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimin her kademesinde zorunlu ders olarak müfredata eklensin.
– İstanbul Sözleşmesi’nin de hükme bağladığı üzere, ülkemizde mülteci ve sığınmacı olarak yaşayan bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunmasında eşit haklara sahip olması için açık ve net düzenlemeler yapılsın.
– Her mahallede kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreşler açılsın.
– Kadınların rahatça 7/24 ulaşabileceği kadın danışma merkezleri ve yeterli sayıda sığınak açılsın.
– Nafaka tartışmalarına, boşanma süreçlerinde arabuluculuk vs. uygulamalarına, boşanma süreçlerinin zorlaştırılmasına kısacası kadınların kazanılmış haklarına yönelik tüm tartışmalara bir son verilsin. Boşanma süreçlerinde kadınlara istihdam, barınma, sağlık ve eğitim olanakları sağlansın. Kadınları şiddete karşı güçlendirecek politikalar hayata geçirilsin.
– Kadın / Toplumsal Cinsiyet Bakanlığı kurulsun.
“Mücadeleye devam”
Yılmaz, son olarak “Biz kadınlar bu haklarımızın gereğinin yerine getirilmesi için yan yana durmaya, hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz! Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi’ni uygula” diye seslendi.
Açıklanın ardından kadınlar müzik eşliğinde alandan ayrıldı.
(Fotoğraflar: Vedat Örüç - Sendika.Org - Mezopotamya Ajansı)
Hiç yorum yok