İstanbul, İzmir, Manisa ve Diyarbakır Tabip Odaları uyarıyor: “Tablo vahim, vakalarda ciddi artış var”
Türkiye’de ‘normalleşme’ dönemi ile birlikte vaka sayıların tekrardan artış yaşanıyor. İstanbul, İzmir, Manisa ve Diyarbakır Tabip Odaları durumun kontrol altına alınmazsa daha vahim olacağını vurguladılar. İTO Genel Sekreteri Öztürk, "Vatandaşlarımız iki katı tedbirli olmalı çünkü bakanlık ipin ucunu kaçırmış durumda” diye konuştu...
Türkiye’de ‘normalleşme’ dönemi ile birlikte vaka sayıları tekrardan artışa geçti. Cumhuriyet.com.tr’ye konuşan, İstanbul, İzmir, Manisa ve Diyarbakır Tabip Odaları Başkanları, bakanlığın ipin ucunu kaçırdığını ve gerekli önlemler alınmazsa toplum sağlığının ciddi tehlikeye gireceğini söylediler.
“VİRÜSÜ SAHİLLERE İKTİDARIN POLİTİKALARI İNDİRDİ”
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk Sağlık Bakanlığı’nın ipin ucunu kaçırdığını, vatandaşların bireysel tedbirler alması gerektiğini söyledi. Öztürk, "Mayıs ve haziran aylarında kapanan servisler tekrar açılmaya başladı. Hastanelerde ve aile sağlık merkezlerinde vaka artışı çok yüksek. Yani bariz bir vaka artışı yaşanıyor. Başakşehir’de ve Yeşilköy’de açılan merkezleri çok verimli işlemiyor. Şu an en büyük sorun; insanlar test yaptıramıyor. Artık hekimler hastalara 'semptomlarınızı abartın' diyor. Bu normalde çok yanlış bir şey ama insanlar başka türlü test yaptıramıyor. Toplumsal hareketliliğin azaltılması lazım. Zaten gerekli tedbirler katı ve uzun süreli yapılmadığı için şu an tablo bu şekilde. Normalleştirme dediğiniz durum kapanma süreci kadar kolay değil. Nereyi, ne kadar normalleştireceğiniz çok önemli. İktidar salgının birinci haftasından beri destan yazdık diyor. Halk doğal olarak biz salgını yendik düşüncesine kapılıyor. İktidar insanlara tatil kredisi veriyor, sonra virüs sahillere indi deniliyor. Virüsü sahillere iktidarın politikaları indirdi. Vatandaşlarımız iki katı tedbirli olmalı çünkü bakanlık ipin ucunu kaçırmış durumda” diye konuştu.
“SINIRLI BİLGİ, SINIRSIZ PANDEMİYİ DOĞURUYOR”
Sağlık Bakanlığı’nın verileri kamuoyu ve sağlık meslek örgütleri ile paylaşması gerektiğini söyleyen İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. M.Lütfi Çamlı, “İzmir pandeminin ilk günlerinde en çok vaka görülen ikinci ildi. O dönemde bir takım kısıtlamalar getirildi ve vaka sayısında azalmalar yaşandı. Fakat pandemi daha kontrol altına alınmadan 1 Haziran’da yeni bir açılım süreci kararı verildi. Açılım kararı ile tedbirlerin birçoğu gevşetildi. Fakat bu tedbirleri kaldıracak ya da gevşetecek herhangi bir veri yoktu. Bilimsel verilere dayanmayan bu açılım süreci tamamıyla turizm ve ekonomi sektörü odaklıydı. Biz o dönemde bu kararlara karşı çıktık. Toplum sağlığının birinci öncelik olması gerektiğini her alanda aktardık. O süreçten sonra kısmi olarak azalan vakalar artış göstermeye başladı. İzmir’de haziran ayı ortalarından bu yana artış başlamıştı fakat bayramdan sonra vaka artışı çok hızlandı. Bu durumları verilerle konuşmak isterdim fakat Sağlık Bakanlığı bu bilgileri bizimle paylaşmıyor. Bu veriler pandemi sürecinin değerlendirilmesi ve karar alınması konusunda çok önemli. Bizde bu döneme katkı sunmak istiyoruz. Ayrıca bu veriler sadece bizimle değil kamuoyu ile de paylaşılmalıdır. Çünkü açıklanmayan veriler vatandaşlarda büyük bir rehavet oluşturuyor. İktidarın bir destan edasında anlattığı salgın dönemi insanlarda virüsün önemliliğinin düşmesine neden oluyor. Bayram döneminde sahiller, plajlar, kafeler, kurban alanlarından çok vahim görüntüler gördük. Ramazan Bayramı’nda çok sıkı tedbirler vardı, o dönemden bu döneme veri olarak değişen bir şey yok ama tedbirler gevşetildi. Bu rehavetin 10 gün içerisinde bize pozitif vaka olarak döneceğini düşünüyorum. Yapılan açılamalarla sahadaki veriler uyuşmuyor. Verilerin il il sağlık meslek örgütleri ve kamuoyu ile paylaşılması gerekir. Çünkü sınırlı veri sınırsız pandemiye yol açıyor” dedi.
"SADECE VESTEL'DE BİN CİVARI VAKA DUYDUK"
Manisa Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Şahut Duran, ilde vakaların haziran ayına göre neredeyse 3 katına çıktığı söyledi. Duran, “Manisa’da en son yani 1 Haziran tarihinde 2 bin vaka civarlarındaydık. Şu an ise vaka sayısı 5 bini geçti. Özellikle son haftalarda vakalar sanayi bölgesinin de etkisiyle çok arttı. Biz işçilerden aldığımız bilgilerde durumun çok kötü olduğunu duyuyoruz. İşçiler yardım istiyor. Sadece Vestel’de bin civarı pozitif vaka olduğunu duyduk. Fabrikalar sadece maske dağıtıp ateş ölçüyorlar, çalışanlar arasındaki mesafe kuralları dahi uygulanmıyor. Onun dışında fabrikalardaki filyasyon çalışması yeterli düzeyde yapılmıyor. Şu anda hiçbir patron çalışanlarını önemsemiyor, sadece üretime odaklandı. Tamamen kar hırsıyla üretimler devam ediyor. İlçelerde de benzer şekilde tekstil fabrikalarındaki vakalarda artış var. Covid-19 testi pozitif çıkan bir işçiyle temas halindeki başka bir işçi semptom göstermediği takdirde çalıştırılmaya devam ediyor. Aslında hemen o işçinin de test yapılıp izolasyona alınması lazım. Bu şartlarda testi pozitif çıkıp işi bırakmak zorunda kalan işçilerin yerine sürekli yeni işçide alıyor fabrikalar. Ne olursa olsun üretime devam ediyorlar. Fabrikalarda yayılmasının bir başka riski de genç hasta sayısında ve genç yaşta ölümlerde artış yaşanacak. Pozitif vakaların daha da artmasından korkuyoruz. Vakaların bu derece artması sadece Manisa Merkez’i değil, Manisa’nın ilçelerini ve İzmir’i komple etkileyecek. Çünkü Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki çalışanların neredeyse yarısı İzmir’den geliyor. Bu vakalarda yaşanan artışlar çok yeni. Bir hafta öncesinde yeterince önlem alınsaydı bu seviyeye hiçbir zaman gelinmeyebilirdi. Fabrikalarda denetim patronların inisiyatifine bırakılmış durumda. Bunun da başarılı bir süreç çıkartmadığını görüyoruz” diye konuştu.
DİYARBAKIR’DA GÜNDE 300 VAKA
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Elif Turan il genelinde günde 300 vaka geldiğini, normalleşme sürecinin başında 95 sağlık çalışanın enfekte olduğunu fakat şuan bu sayının 345 olduğunu aktardı.
Turan açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Diyarbakır’da son dönemlerde çok ciddi bir artış var. Pandemi bitmiş değil hala devam ediyor. Diyarbakır ve çevre illerden vahamet verici sayılar geliyor. Sahada çalışan arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre Diyarbakır’da günde 300 vaka çıkıyor. Hastaneler tam kapasite çalışıyor. Hastanelerin doluluğundan dolayı pozitif çıkan vakalar evlere yönlendiriliyor. Yer boşaldıkça hasta sirkülâsyonu sağlanıyor. Biz 4-5 aydır filyasyon çalışmalarına ağırlık verilmeli diyoruz. Önemli olan hastalığın bulaşmamasını sağlamak. Pandemi ile mücadele etmek hastalığı tedavi etmek değil koruyucu önlemlere ağırlık vermektir. Artan vaka sayılarını enfekte olan sağlık çalışanlarından da anlayabiliriz. 22 Mayıs tarihinde yaptığımız çalışmaya göre 95 sağlık çalışanı enfekte olmuş durumdaydı. Şu an ise 345 sağlık çalışanı enfekte olmuş durumda. Bu artıştan bile Diyarbakır’da ki artışı anlayabiliriz. Bu veriler sadece bizim tespit edebildiklerimiz”
Türkiye’de ‘normalleşme’ dönemi ile birlikte vaka sayıların tekrardan artış yaşanıyor. İstanbul, İzmir, Manisa ve Diyarbakır Tabip Odaları durumun kontrol altına alınmazsa daha vahim olacağını vurguladılar. İTO Genel Sekreteri Öztürk, "Vatandaşlarımız iki katı tedbirli olmalı çünkü bakanlık ipin ucunu kaçırmış durumda” diye konuştu...
Türkiye’de ‘normalleşme’ dönemi ile birlikte vaka sayıları tekrardan artışa geçti. Cumhuriyet.com.tr’ye konuşan, İstanbul, İzmir, Manisa ve Diyarbakır Tabip Odaları Başkanları, bakanlığın ipin ucunu kaçırdığını ve gerekli önlemler alınmazsa toplum sağlığının ciddi tehlikeye gireceğini söylediler.
“VİRÜSÜ SAHİLLERE İKTİDARIN POLİTİKALARI İNDİRDİ”
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk Sağlık Bakanlığı’nın ipin ucunu kaçırdığını, vatandaşların bireysel tedbirler alması gerektiğini söyledi. Öztürk, "Mayıs ve haziran aylarında kapanan servisler tekrar açılmaya başladı. Hastanelerde ve aile sağlık merkezlerinde vaka artışı çok yüksek. Yani bariz bir vaka artışı yaşanıyor. Başakşehir’de ve Yeşilköy’de açılan merkezleri çok verimli işlemiyor. Şu an en büyük sorun; insanlar test yaptıramıyor. Artık hekimler hastalara 'semptomlarınızı abartın' diyor. Bu normalde çok yanlış bir şey ama insanlar başka türlü test yaptıramıyor. Toplumsal hareketliliğin azaltılması lazım. Zaten gerekli tedbirler katı ve uzun süreli yapılmadığı için şu an tablo bu şekilde. Normalleştirme dediğiniz durum kapanma süreci kadar kolay değil. Nereyi, ne kadar normalleştireceğiniz çok önemli. İktidar salgının birinci haftasından beri destan yazdık diyor. Halk doğal olarak biz salgını yendik düşüncesine kapılıyor. İktidar insanlara tatil kredisi veriyor, sonra virüs sahillere indi deniliyor. Virüsü sahillere iktidarın politikaları indirdi. Vatandaşlarımız iki katı tedbirli olmalı çünkü bakanlık ipin ucunu kaçırmış durumda” diye konuştu.
“SINIRLI BİLGİ, SINIRSIZ PANDEMİYİ DOĞURUYOR”
Sağlık Bakanlığı’nın verileri kamuoyu ve sağlık meslek örgütleri ile paylaşması gerektiğini söyleyen İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. M.Lütfi Çamlı, “İzmir pandeminin ilk günlerinde en çok vaka görülen ikinci ildi. O dönemde bir takım kısıtlamalar getirildi ve vaka sayısında azalmalar yaşandı. Fakat pandemi daha kontrol altına alınmadan 1 Haziran’da yeni bir açılım süreci kararı verildi. Açılım kararı ile tedbirlerin birçoğu gevşetildi. Fakat bu tedbirleri kaldıracak ya da gevşetecek herhangi bir veri yoktu. Bilimsel verilere dayanmayan bu açılım süreci tamamıyla turizm ve ekonomi sektörü odaklıydı. Biz o dönemde bu kararlara karşı çıktık. Toplum sağlığının birinci öncelik olması gerektiğini her alanda aktardık. O süreçten sonra kısmi olarak azalan vakalar artış göstermeye başladı. İzmir’de haziran ayı ortalarından bu yana artış başlamıştı fakat bayramdan sonra vaka artışı çok hızlandı. Bu durumları verilerle konuşmak isterdim fakat Sağlık Bakanlığı bu bilgileri bizimle paylaşmıyor. Bu veriler pandemi sürecinin değerlendirilmesi ve karar alınması konusunda çok önemli. Bizde bu döneme katkı sunmak istiyoruz. Ayrıca bu veriler sadece bizimle değil kamuoyu ile de paylaşılmalıdır. Çünkü açıklanmayan veriler vatandaşlarda büyük bir rehavet oluşturuyor. İktidarın bir destan edasında anlattığı salgın dönemi insanlarda virüsün önemliliğinin düşmesine neden oluyor. Bayram döneminde sahiller, plajlar, kafeler, kurban alanlarından çok vahim görüntüler gördük. Ramazan Bayramı’nda çok sıkı tedbirler vardı, o dönemden bu döneme veri olarak değişen bir şey yok ama tedbirler gevşetildi. Bu rehavetin 10 gün içerisinde bize pozitif vaka olarak döneceğini düşünüyorum. Yapılan açılamalarla sahadaki veriler uyuşmuyor. Verilerin il il sağlık meslek örgütleri ve kamuoyu ile paylaşılması gerekir. Çünkü sınırlı veri sınırsız pandemiye yol açıyor” dedi.
"SADECE VESTEL'DE BİN CİVARI VAKA DUYDUK"
Manisa Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Şahut Duran, ilde vakaların haziran ayına göre neredeyse 3 katına çıktığı söyledi. Duran, “Manisa’da en son yani 1 Haziran tarihinde 2 bin vaka civarlarındaydık. Şu an ise vaka sayısı 5 bini geçti. Özellikle son haftalarda vakalar sanayi bölgesinin de etkisiyle çok arttı. Biz işçilerden aldığımız bilgilerde durumun çok kötü olduğunu duyuyoruz. İşçiler yardım istiyor. Sadece Vestel’de bin civarı pozitif vaka olduğunu duyduk. Fabrikalar sadece maske dağıtıp ateş ölçüyorlar, çalışanlar arasındaki mesafe kuralları dahi uygulanmıyor. Onun dışında fabrikalardaki filyasyon çalışması yeterli düzeyde yapılmıyor. Şu anda hiçbir patron çalışanlarını önemsemiyor, sadece üretime odaklandı. Tamamen kar hırsıyla üretimler devam ediyor. İlçelerde de benzer şekilde tekstil fabrikalarındaki vakalarda artış var. Covid-19 testi pozitif çıkan bir işçiyle temas halindeki başka bir işçi semptom göstermediği takdirde çalıştırılmaya devam ediyor. Aslında hemen o işçinin de test yapılıp izolasyona alınması lazım. Bu şartlarda testi pozitif çıkıp işi bırakmak zorunda kalan işçilerin yerine sürekli yeni işçide alıyor fabrikalar. Ne olursa olsun üretime devam ediyorlar. Fabrikalarda yayılmasının bir başka riski de genç hasta sayısında ve genç yaşta ölümlerde artış yaşanacak. Pozitif vakaların daha da artmasından korkuyoruz. Vakaların bu derece artması sadece Manisa Merkez’i değil, Manisa’nın ilçelerini ve İzmir’i komple etkileyecek. Çünkü Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki çalışanların neredeyse yarısı İzmir’den geliyor. Bu vakalarda yaşanan artışlar çok yeni. Bir hafta öncesinde yeterince önlem alınsaydı bu seviyeye hiçbir zaman gelinmeyebilirdi. Fabrikalarda denetim patronların inisiyatifine bırakılmış durumda. Bunun da başarılı bir süreç çıkartmadığını görüyoruz” diye konuştu.
DİYARBAKIR’DA GÜNDE 300 VAKA
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Elif Turan il genelinde günde 300 vaka geldiğini, normalleşme sürecinin başında 95 sağlık çalışanın enfekte olduğunu fakat şuan bu sayının 345 olduğunu aktardı.
Turan açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Diyarbakır’da son dönemlerde çok ciddi bir artış var. Pandemi bitmiş değil hala devam ediyor. Diyarbakır ve çevre illerden vahamet verici sayılar geliyor. Sahada çalışan arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre Diyarbakır’da günde 300 vaka çıkıyor. Hastaneler tam kapasite çalışıyor. Hastanelerin doluluğundan dolayı pozitif çıkan vakalar evlere yönlendiriliyor. Yer boşaldıkça hasta sirkülâsyonu sağlanıyor. Biz 4-5 aydır filyasyon çalışmalarına ağırlık verilmeli diyoruz. Önemli olan hastalığın bulaşmamasını sağlamak. Pandemi ile mücadele etmek hastalığı tedavi etmek değil koruyucu önlemlere ağırlık vermektir. Artan vaka sayılarını enfekte olan sağlık çalışanlarından da anlayabiliriz. 22 Mayıs tarihinde yaptığımız çalışmaya göre 95 sağlık çalışanı enfekte olmuş durumdaydı. Şu an ise 345 sağlık çalışanı enfekte olmuş durumda. Bu artıştan bile Diyarbakır’da ki artışı anlayabiliriz. Bu veriler sadece bizim tespit edebildiklerimiz”