Türkiye'de ülkeye has sebeplerden dolayı dolar 7.3046 TL ile tarihi zirveye çıktı. Altının onsu 2 bin 58 doları geçerek rekor kırdı. Borsa İstanbul günü yüzde 5.26 kayıpla kapattı. Uzmanlara göre, küçük çaplı bir devalüasyon oldu...
Türk Lirasında gelişmekte olan benzer para birimlerinden negatif ayrışma daha da belirgin hal almaya başladı. Son iki ayda 6,85 civarında yatay seyreden kur, 7 liranın üzerine çıkmasının ardından yükselişini kademeli olarak sürdürdü.
İki gündür Londra swap piyasasında gecelik TL faizlerinde yaşanan volatil hareketler çerçevesinde kurda da oynaklık düzeyi oldukça arttı.
DOLAR/TL'DE TARİHİ ZİRVE YENİLENDİ
Türk Lirası'nda son günlerde yaşanan değer kayıpları bugün ise daha da hız kazandı. 7,05 seviyelerinden güne başlayan dolar/TL, 7,29'u aşarak tarihi zirvesini yeniledi. Kur en yüksek 7,2839 seviyesini gördü ve saat 18:11'de 7,3046 seviyesinde yer aldı.
AVRO/TL'DE YENİ ZİRVE; 8,67
Zirve seviyelerde işlem görmeyi sürdüren euro/TL ise bugün en yüksek 8.6710 seviyesini gördü. Avro/TL'deki yükselişte ise euro/dolar parite etkisi hala ana belirleyici konumunda. Avro/TL saat 13:30'da 8,6620 seviyesinde.
TCMB'nin politika faizinin enflasyonun 4 puan altında kalması ile yatırımcılarının TL mevduat getirisi elde edememesi nedeniyle dövize, altına ve son dönemde bu araçları barındıran yatırım fonlarına yönelme eğilimi dikkat çekiyor. Yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatları 204 milyar dolarla tarihi zirvede bulunuyor.
Öte yandan TL reel faizinin Türkiye için yeterli bulmayan yabancı yatırımcıların sabit getirili ve hisse senetlerinden yılbaşından beri çıkışı da 11 milyar doları aşmış durumda.
BORSA YÜZDE 5.26 KAYIP YAŞADI
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günün ilk yarısında yüzde 3,24 değer kaybederek 1.056,39 puana geriledi. Günün ilk yarısında düşüş eğiliminde hareket eden BIST 100 endeksi, saat 13.00 itibarıyla önceki kapanışa göre 35,40 puan azalarak 1.056,39 seviyesine inerken, toplam işlem hacmi 10 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. İlk yarıda bankacılık endeksi yüzde 2,55 ve holding endeksi yüzde 3,91 değer kaybetti. Tüm sektör endeksleri gerilerken, en çok kaybettiren yüzde 8,24 ile spor oldu. Barsa İstanbul günü yüzde 5.26 kayıpla 1.034 puan seviyelerinde kapattı.
DOLAR NEDEN YÜKSELİYOR?
Önceki gün Londra’daki swap (döviz takası) faizlerinin astronomik seviyelere çıkmasıyla birlikte dolar/TL 7 seviyesinin altına çekilmiş hatta bazı yabancı bankalar yerli bankalara ödeyecek TL bile bulmakta zorlanmış bunun üzerine Borsa İstanbul’da hisse satmışlardı. BIST 100 endeksi bu adımların etkisiyle önceki gün yüzde 3’ün üzerinde kayıp vermişti.
ÜNLÜ & Co bilgi notunda ise, Londra swap piyasasına sunulan TL likiditesinin azalmasına paralel olarak swap faizlerinde yaşanan keskin yükselişin önceki gün dolar/TL'nin 6,90'ın altını test etmesini sağladığı belirtilmişti.
Ancak swap faizlerindeki yükselişin TL'ye ilk etapta değer kazandırabilecek olsa da bu tip fiyat hareketlerinin sağlıklı olmayacağı için kısa vadede volatilitenin devam edebileceğini göz önünde bulundurmak gerektiği belirtilen açıklamada, “Kaldı ki, dünkü geri çekilmenin kalıcı olamaması da bu görüşümüzü destekler nitelikte. Öte yandan enflasyon ise temmuz ayında %0,85'lik piyasa beklentisinin altında %0,58 artış gösterdi. Böylece 12 aylık TÜFE %12,62 seviyesinden %11,76'ya gerilemiş oldu.” ifadeleri kullanılmıştı.
MERKEZ BANKASI FAİZ YÜKSELTEBİLİR
Döviz piyasalarının yarattığı baskı ile Merkez Bankası’nın (TCMB) düşük faiz politikasının ise sürdürülebilir olmaktan çıktığı dile getiriliyor. ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs, mevcut politikalar nedeniyle Türkiye’de artık “önden yüklemeli” bir faiz artış süreci beklediğini açıklamıştı. ABD’li yatırım bankası yıl sonuna kadar 175 baz puan, önümüzdeki yıl ise 400 baz puan faiz artışı öngördü.
Ekonomistler, kredilerdeki artışın yavaşlatılmasının, enflasyonla uyumlu faiz politikasına geçilmesinin kurlarda daha istikralı bir seyir yaratacağını belirterek “Bu aynı zamanda dolarizasyonu kontrol etmemizi kolaylaştıracak” değerlendirmesini yaptı.
REZERVLERDEN 100 MİLYAR DOLAR KULLANILDI
Reuters, kur artışını durdurmak için geçen yıldan bu yana TCMB rezervlerinden 100 milyar doların üzerinde kaynak kullanıldığını öne sürdü. Kamu bankalarının döviz açığı da 10 milyar doları aştı. 110 milyar dolarlık müdahaleye rağmen, kurda rekor seviyeler engellenemedi.
KÜÇÜK ÇAPLI BİR DEVALÜASYON OLDU!
* Prof. Dr. Refet Gürkaynak: "Ekonomimiz çok iyi, başka türlü söyleyen haindir teröristtir" demekten başka iktisat politikası düşündülerse uygulamak için yarın geç olacak.
Bir yönüyle yazık bu memlekete, bir yönüyle böyle olması için yıllardır canla başla uğraşıldı.
Türk lirası rekor değersizlikte. CDS (dolar cinsinden TR tahvili için sigorta primi) yine uzaya gidiyor, ABD hazinesi 10 yıl borç için yıllık %0.53, TR (dolar cinsinden) %7.61 ödüyor.
Merkez Bankası'nın bir eliyle lira arzını artırırken kur hemen patlamasın diye diğer eliyle 6.85'ten ezdiği onmilyarlarca doları alanlar ne seviniyordur.
* TÜSİAD Başekonomisti Zümrüt İmamoğlu: Uzun süre baskılanan kur yeni denge arayışında. Paniğe kapılmamak lazım. Dengeye müdahale zaman zaman geçici sarsıntılar yaratır. En iyisi müdahaleleri sınırlı ve şeffaf yapmaktır.
* Prof. Dr. Veysel Ulusoy: Küçük çaplı bir devalüasyon oldu.
BloombergHT'ye açıklama yapan Koç Üniversitesi ve Bilim Akademisi Üyesi, Prof. Dr. Kamil Yılmaz, pandemi sürecinde dövizde yaşanan yükselişi değerlendirdi. Ülke olarak sadece cari açık sorununun olmadığını söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, finans kanalından da çıkış başladığını kaydetti.
Türkiye’de son 20 yıldır cari açığın sermaye girişleriyle finanse edildiğini aktaran Yılmaz, bu uygulamanın uzun vadede tercih edilen bir sistem olmadığını ve yapısal sorunlara sebep olduğunu söyledi. Hem kuru, hem de faizi aynı anda kontrol etmeye çalışmanın mümkün olmadığının altını çizen Yılmaz'a göre, son dönemde döviz kurunda yaşanan yükselişin bir uyarı olduğunu ve Merkez Bankası’nın bir ölçüde faiz politikasını devreye sokmasının gerekli olduğunu sözlerine ekledi. Yılmaz, doğru politikalar uygulayarak yaşanılan ekonomik sorunların çözebileceğini söyledi.
"KURDA İSTİKRAR İÇİN OFFSHORE PİYASALARDA LİKİDİTE TEKRAR AZALTILABİLİR"
Dolar/TL’nin gün içerisindeki yükselişini BloombegHT.com’a değerlendiren Monex Europe FX Piyasaları Analisti Simon Harvey “Ekonomik ve finansal faktörler düşünüldüğünde Dolar/TL’nin piyasa koşullarından dolayı 7.00 seviyelerini geçmesi zaten bekleniyordu. Bugün de o güne denk geldik” dedi.
Pandeminin başlangıcından bu yana rezervlerin Dolar/TL seviyesini 7.00’nin altında tutmak için kullanılmasının ve offshore likidite hatlarıyla sermaye piyasalarına getirilen kısıtlamaların yabancı yatırımcı güvenini zedelediğini söyleyen Harvey, “Tüm bu önlemler döviz piyasasındaki açığa satış hareketlerini kısıtlamak için getirildi, fakat bu önlemler yatırımcıların güvenini de zedeledi” diye ekledi.
Yakın zamanda spekülatif kısa pozisyonları engellemek için tekrardan sermaye kontrolleri kullanılabileceğine dikkat çeken Harvey, “Kuru istikrara kavuşturabilmek için offshore piyasalarda likiditenin tekrardan azaltılabileceğini” beklediklerini söyledi.
“Uzun dönemde ise tek bir çözüm” olduğunu belirten Harvey, bunun da faiz oranlarının tekrardan yükselmesinin gerekliliği olduğunu kaydetti. Son olarak, 2018’deki yükseliş ile bugünü karşılaştıran Harvey, “Eğer 2018 yılı referans alınırsa, Türkiye ekonomisi TL’yi faiz artırımlarıyla savunmaya çalışmanın sonuçlarını hissedecektir” dedi.
"TCMB REZERVLERİ YETERİNCE HIZLI YENİLEYEMEYEBİLİR"
Rabobank Gelişen Piyasalar Kıdemli FX Stratejisti Piotr Matys ise paylaştığı bir notta dolar/TL’deki yukarı yönlü baskının yapısal yüksek enflasyon, halihazırdaki geniş bütçe açığı ve ekonomiyi canlandırmak için kredi kullanılmasından dolayı olduğunu belirtti.
“Merkez bankası kısa vadeli swapları kullanarak ticari bankalardan borçlanabilir” diyen Matys, yerel bankaların kısa dönemde merkez bankasına verebilecek 204 milyar dolar yurt içi yerleşik dolar mevduatları olduğuna dikkat çekti.
Bankalara olan güvenin gelecek aylar, hatta haftalar için çok kritik bir unsur olduğunu belirten Matys, bankalardan dolar mevduatlarının çekilmemesi için bu güvenin yüksek kalmasının gerekliliğinin altını çizdi.
Son olarak ise Matys “TCMB bu döviz mevduatları olmadan TL’nin dolar karşısında önemli ölçüde değer kaybetmesine müdahale etmek için rezervleri yeterince hızlı yenileyemeyebilir” dedi.
Türk Lirasında gelişmekte olan benzer para birimlerinden negatif ayrışma daha da belirgin hal almaya başladı. Son iki ayda 6,85 civarında yatay seyreden kur, 7 liranın üzerine çıkmasının ardından yükselişini kademeli olarak sürdürdü.
İki gündür Londra swap piyasasında gecelik TL faizlerinde yaşanan volatil hareketler çerçevesinde kurda da oynaklık düzeyi oldukça arttı.
DOLAR/TL'DE TARİHİ ZİRVE YENİLENDİ
Türk Lirası'nda son günlerde yaşanan değer kayıpları bugün ise daha da hız kazandı. 7,05 seviyelerinden güne başlayan dolar/TL, 7,29'u aşarak tarihi zirvesini yeniledi. Kur en yüksek 7,2839 seviyesini gördü ve saat 18:11'de 7,3046 seviyesinde yer aldı.
AVRO/TL'DE YENİ ZİRVE; 8,67
Zirve seviyelerde işlem görmeyi sürdüren euro/TL ise bugün en yüksek 8.6710 seviyesini gördü. Avro/TL'deki yükselişte ise euro/dolar parite etkisi hala ana belirleyici konumunda. Avro/TL saat 13:30'da 8,6620 seviyesinde.
TCMB'nin politika faizinin enflasyonun 4 puan altında kalması ile yatırımcılarının TL mevduat getirisi elde edememesi nedeniyle dövize, altına ve son dönemde bu araçları barındıran yatırım fonlarına yönelme eğilimi dikkat çekiyor. Yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatları 204 milyar dolarla tarihi zirvede bulunuyor.
Öte yandan TL reel faizinin Türkiye için yeterli bulmayan yabancı yatırımcıların sabit getirili ve hisse senetlerinden yılbaşından beri çıkışı da 11 milyar doları aşmış durumda.
BORSA YÜZDE 5.26 KAYIP YAŞADI
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günün ilk yarısında yüzde 3,24 değer kaybederek 1.056,39 puana geriledi. Günün ilk yarısında düşüş eğiliminde hareket eden BIST 100 endeksi, saat 13.00 itibarıyla önceki kapanışa göre 35,40 puan azalarak 1.056,39 seviyesine inerken, toplam işlem hacmi 10 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. İlk yarıda bankacılık endeksi yüzde 2,55 ve holding endeksi yüzde 3,91 değer kaybetti. Tüm sektör endeksleri gerilerken, en çok kaybettiren yüzde 8,24 ile spor oldu. Barsa İstanbul günü yüzde 5.26 kayıpla 1.034 puan seviyelerinde kapattı.
DOLAR NEDEN YÜKSELİYOR?
Önceki gün Londra’daki swap (döviz takası) faizlerinin astronomik seviyelere çıkmasıyla birlikte dolar/TL 7 seviyesinin altına çekilmiş hatta bazı yabancı bankalar yerli bankalara ödeyecek TL bile bulmakta zorlanmış bunun üzerine Borsa İstanbul’da hisse satmışlardı. BIST 100 endeksi bu adımların etkisiyle önceki gün yüzde 3’ün üzerinde kayıp vermişti.
ÜNLÜ & Co bilgi notunda ise, Londra swap piyasasına sunulan TL likiditesinin azalmasına paralel olarak swap faizlerinde yaşanan keskin yükselişin önceki gün dolar/TL'nin 6,90'ın altını test etmesini sağladığı belirtilmişti.
Ancak swap faizlerindeki yükselişin TL'ye ilk etapta değer kazandırabilecek olsa da bu tip fiyat hareketlerinin sağlıklı olmayacağı için kısa vadede volatilitenin devam edebileceğini göz önünde bulundurmak gerektiği belirtilen açıklamada, “Kaldı ki, dünkü geri çekilmenin kalıcı olamaması da bu görüşümüzü destekler nitelikte. Öte yandan enflasyon ise temmuz ayında %0,85'lik piyasa beklentisinin altında %0,58 artış gösterdi. Böylece 12 aylık TÜFE %12,62 seviyesinden %11,76'ya gerilemiş oldu.” ifadeleri kullanılmıştı.
MERKEZ BANKASI FAİZ YÜKSELTEBİLİR
Döviz piyasalarının yarattığı baskı ile Merkez Bankası’nın (TCMB) düşük faiz politikasının ise sürdürülebilir olmaktan çıktığı dile getiriliyor. ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs, mevcut politikalar nedeniyle Türkiye’de artık “önden yüklemeli” bir faiz artış süreci beklediğini açıklamıştı. ABD’li yatırım bankası yıl sonuna kadar 175 baz puan, önümüzdeki yıl ise 400 baz puan faiz artışı öngördü.
Ekonomistler, kredilerdeki artışın yavaşlatılmasının, enflasyonla uyumlu faiz politikasına geçilmesinin kurlarda daha istikralı bir seyir yaratacağını belirterek “Bu aynı zamanda dolarizasyonu kontrol etmemizi kolaylaştıracak” değerlendirmesini yaptı.
REZERVLERDEN 100 MİLYAR DOLAR KULLANILDI
Reuters, kur artışını durdurmak için geçen yıldan bu yana TCMB rezervlerinden 100 milyar doların üzerinde kaynak kullanıldığını öne sürdü. Kamu bankalarının döviz açığı da 10 milyar doları aştı. 110 milyar dolarlık müdahaleye rağmen, kurda rekor seviyeler engellenemedi.
KÜÇÜK ÇAPLI BİR DEVALÜASYON OLDU!
* Prof. Dr. Refet Gürkaynak: "Ekonomimiz çok iyi, başka türlü söyleyen haindir teröristtir" demekten başka iktisat politikası düşündülerse uygulamak için yarın geç olacak.
Bir yönüyle yazık bu memlekete, bir yönüyle böyle olması için yıllardır canla başla uğraşıldı.
Türk lirası rekor değersizlikte. CDS (dolar cinsinden TR tahvili için sigorta primi) yine uzaya gidiyor, ABD hazinesi 10 yıl borç için yıllık %0.53, TR (dolar cinsinden) %7.61 ödüyor.
Merkez Bankası'nın bir eliyle lira arzını artırırken kur hemen patlamasın diye diğer eliyle 6.85'ten ezdiği onmilyarlarca doları alanlar ne seviniyordur.
* TÜSİAD Başekonomisti Zümrüt İmamoğlu: Uzun süre baskılanan kur yeni denge arayışında. Paniğe kapılmamak lazım. Dengeye müdahale zaman zaman geçici sarsıntılar yaratır. En iyisi müdahaleleri sınırlı ve şeffaf yapmaktır.
* Prof. Dr. Veysel Ulusoy: Küçük çaplı bir devalüasyon oldu.
BloombergHT'ye açıklama yapan Koç Üniversitesi ve Bilim Akademisi Üyesi, Prof. Dr. Kamil Yılmaz, pandemi sürecinde dövizde yaşanan yükselişi değerlendirdi. Ülke olarak sadece cari açık sorununun olmadığını söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, finans kanalından da çıkış başladığını kaydetti.
Türkiye’de son 20 yıldır cari açığın sermaye girişleriyle finanse edildiğini aktaran Yılmaz, bu uygulamanın uzun vadede tercih edilen bir sistem olmadığını ve yapısal sorunlara sebep olduğunu söyledi. Hem kuru, hem de faizi aynı anda kontrol etmeye çalışmanın mümkün olmadığının altını çizen Yılmaz'a göre, son dönemde döviz kurunda yaşanan yükselişin bir uyarı olduğunu ve Merkez Bankası’nın bir ölçüde faiz politikasını devreye sokmasının gerekli olduğunu sözlerine ekledi. Yılmaz, doğru politikalar uygulayarak yaşanılan ekonomik sorunların çözebileceğini söyledi.
"KURDA İSTİKRAR İÇİN OFFSHORE PİYASALARDA LİKİDİTE TEKRAR AZALTILABİLİR"
Dolar/TL’nin gün içerisindeki yükselişini BloombegHT.com’a değerlendiren Monex Europe FX Piyasaları Analisti Simon Harvey “Ekonomik ve finansal faktörler düşünüldüğünde Dolar/TL’nin piyasa koşullarından dolayı 7.00 seviyelerini geçmesi zaten bekleniyordu. Bugün de o güne denk geldik” dedi.
Pandeminin başlangıcından bu yana rezervlerin Dolar/TL seviyesini 7.00’nin altında tutmak için kullanılmasının ve offshore likidite hatlarıyla sermaye piyasalarına getirilen kısıtlamaların yabancı yatırımcı güvenini zedelediğini söyleyen Harvey, “Tüm bu önlemler döviz piyasasındaki açığa satış hareketlerini kısıtlamak için getirildi, fakat bu önlemler yatırımcıların güvenini de zedeledi” diye ekledi.
Yakın zamanda spekülatif kısa pozisyonları engellemek için tekrardan sermaye kontrolleri kullanılabileceğine dikkat çeken Harvey, “Kuru istikrara kavuşturabilmek için offshore piyasalarda likiditenin tekrardan azaltılabileceğini” beklediklerini söyledi.
“Uzun dönemde ise tek bir çözüm” olduğunu belirten Harvey, bunun da faiz oranlarının tekrardan yükselmesinin gerekliliği olduğunu kaydetti. Son olarak, 2018’deki yükseliş ile bugünü karşılaştıran Harvey, “Eğer 2018 yılı referans alınırsa, Türkiye ekonomisi TL’yi faiz artırımlarıyla savunmaya çalışmanın sonuçlarını hissedecektir” dedi.
"TCMB REZERVLERİ YETERİNCE HIZLI YENİLEYEMEYEBİLİR"
Rabobank Gelişen Piyasalar Kıdemli FX Stratejisti Piotr Matys ise paylaştığı bir notta dolar/TL’deki yukarı yönlü baskının yapısal yüksek enflasyon, halihazırdaki geniş bütçe açığı ve ekonomiyi canlandırmak için kredi kullanılmasından dolayı olduğunu belirtti.
“Merkez bankası kısa vadeli swapları kullanarak ticari bankalardan borçlanabilir” diyen Matys, yerel bankaların kısa dönemde merkez bankasına verebilecek 204 milyar dolar yurt içi yerleşik dolar mevduatları olduğuna dikkat çekti.
Bankalara olan güvenin gelecek aylar, hatta haftalar için çok kritik bir unsur olduğunu belirten Matys, bankalardan dolar mevduatlarının çekilmemesi için bu güvenin yüksek kalmasının gerekliliğinin altını çizdi.
Son olarak ise Matys “TCMB bu döviz mevduatları olmadan TL’nin dolar karşısında önemli ölçüde değer kaybetmesine müdahale etmek için rezervleri yeterince hızlı yenileyemeyebilir” dedi.