Endüstriyel futbolun dayattığı kültürsüzlük ve tüketimin vücut bulmuş hali Paris St. Germain.

Ne yaparsa yapsın, ne kadar para harcarsa harcasın ve ne kadar en iyileri transfer ederse etsin, hep bir yerde eksiği var.

Büyük bir ihtişama ve zenginliğe sahip olan Fransız kulübünün, kökleri yok maalesef. İçinde hikayesi, duygusu ve kültür yaratan bir geçmişten mahrum Paris St Germain. Ve bunları da para ile satın alması, mümkün değil.

Parıltılı PSG kadrosu, Avrupa'da birçok kulübün sahip olduğu geçmişin mirasını temsil eden bir gelenekten, yoksun gözüküyor sahaya her çıktığında.

Bu mahrumiyet, Şampiyonlar Ligi maçlarında açıkça gözüküyor ve kırılmalar yaratıyor.

Uzun süredir Avrupa şampiyonluğuna takıntılı olmuş kulüp, saygınlığı Şampiyonlar Ligi'ni alarak kazanmak istiyor.

Carlo Ancelotti, Laurent Blanc, Unai Emery, Thomas Tuchel, Mauricio Pochettino gibi üst düzey teknik adamlarla şampiyonluk kovalayan Paris St. Germain, köksüzlük sebebi ile ne şampiyon olabildi ne de bir futbol ekolü yaratabildi şu ana kadar.

Geçen hafta Real Madrid karşısında aldığı mağlubiyet ile Şampiyonlar Ligi'nden eli boş döndü Fransız kulübü.

Sonrasında lig maçında sansasyonel transferleri Messi ve Neymar yuhalanırken, milyonlarca Euro harcadığı stadında, istifaya davet edildi Başkan Naseer Al-Khelaifi.

Kısacası modern futbolun yapay kulübü Paris St Germain.

Para ile saadet olmadı

Avrupa en önemli başkentlerinden Paris'te, bir güçlü bir futbol kulübü eksikliği hissediliyordu.

Bu amaçla 1970 yılında Paris'in seçkinleri tarafından Paris FC ve Stade Saint-Germain'in birleşmesi ile kuruldu Paris St Germain.

Gerçi 2 yıl sonra Paris FC ayrılarak, yoluna yalnız devam etti. Avrupa'nın birçok kulübü, işçiler, öğrenciler ya da yoksullar tarafından kurulmuştu ve bu şekilde bir kültür, gelenek ve hikayeleri vardı bu kulüplerin.

Kimileri savaşta düşmana direnmiş, kimisi kulüpleri ile işçi eylemlerinde örgütlenmiş, kimisi limanda kurulmuş kulübü ile var olmuş, kimisi de baskılara karşı mücadele etmiş kulüpleri ile.

Ve bu kulüplerin tarihi kimlikleri ve insan hikayeleri, böyle oluşmuştu.

Karakteristik bir kimliği olmayan, seçkinlerin takımı Paris St. Germain'in kaderi, 2011 yılında değişti.

Kısa tarihinde çok fazla başarısı olmayan kulübün, 2 şampiyonluğu ve bir Kupa Galipleri Kupası vardı.

Katar Spor Yatırımları, kulübü satın aldı.

İlk önce, taraftar profilini ve stadının içini değiştiren kulübün yeni sahipleri, PSG'yi bir pazarlama ürünü haline getirdiler. Pahalı ve havalı oyuncular ile satın alınabilir başarıya odaklandılar.

İbrahimoviç, Beckham, Edison Cavani, Di Maria, Thiago Silva, Neymar, Mbappe, Messi gibi en iyilerini alarak, 7 lig şampiyonluğu eklediler tarihlerine.2011 yılından beri transferlere, 1,3 milyar euro harcadılar.

Paris St. Germain'in köksüzlük sorunu

Bununla beraber büyük markalar ile sponsorluk anlaşmaları ve iş birliği yapan kulüp, sürekli Asya ve ABD pazarında, pazarlama çalışmaları yaptı.

Kulübün sahipleri, statlarına para harcayan seyirciyi çekmek için çalıştılar ve stratejiyi, ürün satma üzerine kurdular.

Avrupa'nın çok sayıdaki kulübü, Finansal Fair Play kurallarına tabi iken PSG bu kuralları, bol sıfırlı şişirilmiş sponsorluk anlaşmaları ile deldi. Ve UEFA ile anlaşmanın da bir yolunu da buldular bir şekilde.

Tahmini olarak 2,2 milyar değerinde Paris St. Germain.

Paraları ve güçlü anlaşmaları var. Statlarında en lezzetli Fransız yemeklerini sunarak, seyircilerine konfor yaratabiliyorlar ve para da kazanabiliyor Fransız kulübü.

Fakat Real Madrid karşısında kaybetti Paris St. Germain. Yaklaşık 1,5 yıl önce, Bayern Münih'e kaybettikleri final gibi.

Hem İspanyolların hem de Almanların sahip oldukları kökler, sahanın her tarafında hissedildi bu iki maçta da.

Ve ne kadar gücü ve parası olursa olsun Paris St. Germain'in, bir geçmiş ve bir tarih satın almasına yetmiyor. (OKAN CAN - INDEPENDENT TÜRKÇE)

Daha yeni Daha eski