Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Reviews

HIDE_BLOG

Malatya’da köylüler madene karşı açtıkları davayı kazandılar!

Doğanşehir’de yürütülmek istenen maden faaliyetleri için verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararına karşı açılan dava kazanıldı. Avukat Erdoğan...

Doğanşehir’de yürütülmek istenen maden faaliyetleri için verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararına karşı açılan dava kazanıldı. Avukat Erdoğan, “En büyük mücadeleyi köylüler verdi” dedi.


Esan Eczacıbaşı şirketinin
Malatya’nın Doğanşehir ilçesine bağlı Hudut, Kalecik, Dedeler köylerinde yürütmek istediği madencilik faaliyetlerine karşı köylüler açtığı davayı kazandı.

Şirket için verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararı, Danıştay tarafından hukuka aykırı bulunarak iptal edildi. Malatya Çevre Platformu avukatlarından Gül Erdoğan, köylülerin madene karşı örgütlendiğini ve büyük bir mücadele sergilediğini söyledi.  

DANIŞTAY KARARI HUKUKA AYKIRI BULDU

Danıştay 6. Dairesi, Hudut köyü mevkiinde dördüncü grup maden arama ruhsatı için verilen ‘ÇED Yönetmeliği Hükümlerinin Uygulanmasına Gerek Bulunmadığına’ ilişkin kararı, oy birliği ile hukuka aykırı bularak iptal etti.

Esan Eczacıbaşı şirketinin Malatya’nın Doğanşehir ilçesine bağlı Hudut, Kalecik, Dedeler köylerinde 26 bin metrekarelik alanda demir, kurşun, altın ve gümüş aramak için yaptığı başvuruda, Malatya Valiliği tarafından 2020 yılında ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildi.

İdarenin kararına karşı köylüler, şirketin sondaj çalışmalarının bölgedeki içme sularına zarar vereceği, bölgedeki madencilik faaliyetlerinin maden arama sınırlarını aştığı, yaban hayatının ve endemik türlerin zarar göreceği gerekçesiyle yürütmeyi durdurma istemiyle Malatya 2. İdare Mahkemesi’ne dava açtı.

’46 FARKLI NOKTADA SONDAJ YAPILMASI PLANLANIYORDU’

Malatya Çevre Platformu avukatlarından Gül Erdoğan, en büyük mücadeleyi köylülerin verdiğini belirterek hukuki sürece ilişkin bilgileri paylaştı. Erdoğan, 46 farklı noktada sondaj yapılmasının planlandığını, bu durumu da mahkemeye gerekçe olarak sunduklarını ifade etti.

Erdoğan, “Kanunda sayılan sathi hazırlık işlemleri arasında sondajın bulunmadığını, maden araması yapılacak bölgenin tamamıyla bir deprem bölgesi olduğunu, Sürgü Barajı’na, yerleşim yerlerine çok yakın olduğunu, alanın tamamen ormanlık alan olduğunu, endemik bitki türlerinin zarar görebileceğini gerekçe göstererek iptal talebinde bulunduk ve yürütmenin durdurulmasını talep ettik“ dedi.

Erdoğan, aynı zamanda bilirkişi raporuna da itiraz ettiklerini fakat Malatya 2. İdare Mahkemesi’nin iptal istemlerini reddetmesi üzerine Danıştay’a başvurduklarını belirtti.

‘KÖYLÜLER ÖRGÜTLENDİ’

Danıştay, 11 Eylül 2022 tarihinde ‘ÇED gerekli değildir’ kararını iptal etti. Erdoğan, Danıştay’ın gerekçeli kararının birkaç gün önce ellerine ulaştığını ifade ederek “Sondaj işleminin kanunda sayılan sathi hazırlık işlemlerinden olmadığı ve bilirkişi raporunun eksik hazırlandığı, sondajın kaç metre derine kadar inildiğinden bahsedilmediği gerekçe gösterildi. Bizim savlarımız da teyit edilmiş oldu” diye konuştu.

Kararın kesin olduğunu ve itiraz yolu olmadığını sözlerine ekleyen Erdoğan, şunları söyledi: “Burada en büyük direnişi ve mücadeleyi köylüler verdi. Köylüler, örgütlendi, bizlere destek oldu. Gerek mahkeme heyetine gerekse de bilirkişi heyetine gerekli tepkiyi verdiler. Onların sahadaki mücadelesini biz hukuki olarak devam ettirdik. Sonrasında bu önemli kazanımı elde ettik.” (DUVAR)

Hiç yorum yok