Seçimden bu yana nelerle yatıp kalktık? Onlarca partinin, daha da çok sayıda TV kanalı ve gazetenin halka dayattığı gündemler neler oldu?
Bir Erdoğan’la burjuva muhalefetin çekişmeleri… Bir de burjuva muhalefetin iç çekişmeleri.
Enflasyonla zamlar da tartışıldı. Tartışılmayacak gibi değildi. Enflasyon emeğiyle geçinenleri eziyor, iğneden ipliğe zamlar durmaksızın devam eden zam yağmuru gündem olmasına oldu. Karşısında seyyanen zamla en düşük memur maaşının 22 bin TL olması, ama emekli maaşlarına yansımaması da gündem oldu. Ama nasıl?
Erdoğan’la burjuva muhalefet arasındaki çekişme bağlamında konu oldular hep. Hatta CHP ve diğerleri faiz artırımı ve rakamları doğru vermelerinden yola çıkarak, zamcı M. Şimşek ve MB Başkanı Gaye Yılmaz’ı savundu bile.
Burjuva muhalefetin işçilerle, emekçi halkın çilesini çektikleri enflasyonla zamları dert edindiği yok. Seçimi kazansalar aynısını yapacaklardı. Dertleri, enflasyon ve zamlar dolayısıyla Erdoğan’ı güçsüzleştirip yerini alma. Bu nedenle işlerine yaramasa dönüp bakmayacaklar bile! M. Şimşek’e yumuşamalarından belli.
Bir diğer yatıp kalktığımızsa “değişim”! Emekçi halkın çalışma ve yaşam koşullarının değişip düzelmesi değil, CHP yönetiminin değişmesi! Kılıçdaroğlu yerine İmamoğlu. Sanki bir gelse ne enflasyon ne de zam derdi kalacak! Ne nasıl bir politika izleyeceğini ne de enflasyonu nasıl durduracağını söylüyor. Varsa yoksa, o gitsin ben geleyim!
Herkese bu çekişmeyi dayatıyorlar. Kırk TV kanalı kırk ağızdan bu sorunu tartışıyor. Her gece bir tartışma programı. Kılıçdaroğlu’yla, İmamoğlu ne demiş. İşçi ve emekçi halka bir hayrı var mı? Yok! İşçi ne etsin Ali’yi ya da Veli’yi? İkisi de derdiyle ilgilenmiyor ki.
İlgilendikleri iddiasındalar. Rakipleriyle çekişmelerini öyle pazarlıyorlar. Burjuva politikasının başlıca özelliği bu. Burjuvazinin çıkarlarını halkın çıkarıymış gibi göstermek ve yalan dolanla halkı söylediklerine inandırmaya çalışmak. En iyi ve en ikna edici yalanı söyleyen en usta politikacı oluyor!
Kılıçdaroğlu, CHP’ye başkan olmayı kafasına koyan İmamoğlu’nun İBB Başkanlığını sürdürmesini istiyor. “Sadece sen kazanırsın” diyor. Muhalefet eskisi gibi birlik değil, Millet İttifakı dağıldı denince, “Türkiye’yi seven bir araya gelir” deyip çıkıyor işin içinden.
Nasıl olacak? Yine, halkın da CHP’nin de bir hayrını görmediği Millet İttifakı bir araya gelecek. Yetmediği biliniyor. HDP’nin de içinde yer aldığı Emek ve Özgürlük İttifakı da destekleyecek ve önümüzdeki martta Ekrem Bey tekrar seçilecek. Gene Akşener… Gene Babacan ve Davutoğlu! Ya enflasyonla zamlar, geçim derdi, yasaklar?
İmamoğlu seçilince ne olacak? Ne değişecek? “Ben” “ben” demeye devam edecek. Ama gündemimiz bu olsun, tartışalım. Ninni de ninni!
Hem yeni bir tartışma da sürülüyor piyasaya. Bahçeli, İYİ Parti’yi ittifaka çağırıyor. Ne yanıt verilecek… Ne olacak?.. Tartış da tartış! Sonuç? Sıfıra sıfır elde var sıfır.
Bir de gerçek gündem var oysa!
Antep’te 6 işletmedeki Şireci işçileri 6 gün direndi. Patron, enflasyon ve zamların erittiği ücretlerine zam isteyip iş durduran 2 bin işçiyi işten attı, işçiler eylemde. Enflasyonla zamlar vıdı vıdı edilip tweetler atılarak değil, ancak böyle tartışılır!
Ne bir TV kanalına ne de yandaş basına konu oluyor. Sadece dün sabah Halk TV sabah programında şöyle bir geçti görüntüler.
Üstelik patronla enflasyon ve zamlara sadece Şireci işçileri direnmiyor. Örneğin Antep’te ASKO Tekstil aynı taleplerle direnip istediğini almıştı. En son Renault işçisi eyleme geçti. Eskiden taban ücret asgari ücretin 2,5 katıydı, şimdi eşitlendi diyor ve deneyleriyle satacağını düşündüğü Türk-Metal’e güvenmiyor. Eylemine gelen sendikacıları bantlara sokmuyor.
Yol budur. Sen-ben kavgası, işçi ve emekçi halkın yolu değildir. Sen-ben çekişmesi yapanlar halka sokağa çıkmayı yasaklıyor. İşçilerse hakkını patronun ve iktidarın anlayacağı tek dille, sokakta arıyor. Ancak buradan yürünebilir. Değişim ancak buradan sağlanır! (MUSTAFA YALÇINER - EVRENSEL)