Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Reviews

HIDE_BLOG

Meclis Başkanı'na açık mektup (Fikret İlkiz)

Gelin görün ve utancımıza tanık olun… Cumhuriyet kimsenin babasının malı değil, yargı organı da kimsenin babasının malı değil!     Sayın Tür...


Gelin görün ve utancımıza tanık olun…

Cumhuriyet kimsenin babasının malı değil, yargı organı da kimsenin babasının malı değil!    

Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, 

Sayın Başkan, 

TBMM Başkanı olarak 27 Ekim 2023 tarihinde Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Meclis Başkanlığı'nın 2024 yılı bütçesine ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtlıyordunuz. 

Milletvekili seçilmiş Şerafettin Can Atalay hakkında TBMM’nin tavrının çok açık olduğunu vurgulayarak, mecliste milletvekillerinin ant içme gününde Can Atalay'ın ismi okunarak milletvekili listesinde olduğunun TBMM kayıtlarına geçirildiğini, özlük haklarının verildiğini, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi olarak seçildiğini anlattınız.  

Aynı gün 27 Ekim 2023 günü geç saatlerde, meslektaşlarım avukatlar İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kapısı önünde “karar” verilmesini bekliyorlardı. Daha doğrusu 25 Ekim 2023 tarihinden itibaren bir mahkemenin kapısı önünde bekletilmeleri devam ediyordu.   

Siz Meclis’teydiniz; bir üyeniz hapiste…

Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın bireysel başvurusu (B.B. 2023/53898) hakkında Anayasa Mahkemesi Genel Kurul Kararı 25.10.2023 tarihinde verildi. Herkes kararı öğrendi. Anayasa Mahkemesi; Milletvekili Can Atalay’ın Anayasa'nın 67. maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ve Anayasa'nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verdi. 

Bu nedenle Anayasa Mahkemesi; “D-Kararın bir örneğinin hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2021/178) GÖNDERİLMESİNE” karar verdi. 

AYM kısa karar örneğini 25.10.2023 tarihinde akşam saatlerinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Kısa kararın mahkemesine "hemen" gönderilmesinin amacı kararın "gecikmeden ve derhal" uygulanmasını sağlamaktır. 

Anayasa Mahkemesi kararı uygulanmadı! Bekleniyor. 

Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararı 27 Ekim 2023 tarihli Resmî Gazetenin 32352 sayılı nüshasında yayımlandı. Anayasanın 153’üncü maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. 

Hayır, bağlamıyor… 

Milletvekilinin mahkûmiyet hükmünün infazı durdurulacak, ceza infaz kurumundan tahliyesi sağlanacak… Yeniden yargılama süreci başlatılacak…  

Hayır öyle olmuyor ve olmadı Sayın TBMM Başkanı… 

Anayasa Mahkemesi ne karar verirse versin! 

25 Ekim 2023 Çarşamba gününden beri 26 Ekim 2023 Perşembe, 27 Ekim 2023 Cuma günü dahil Anayasa Mahkemesinin kararına uygun “bir karar” verilmedi…

Belki de verildi, bilmiyoruz…Kimse bir şey söylemiyor? UYAP’ta ses yok… 

UYAP Mahkemesi sayfasında sadece iki ayrı tahliye talebini içeren 26 Ekim 2023 ve 27 Ekim 2023 tarihli dilekçelerimiz ile AYM’nin gönderdiği kısa karar durduğu yerde duruyor. 

Mahkeme kapalı, tık yok… 

Arada 27 Ekim Cuma gününden sonra Cumartesi ve pazar günü var. Tatil ve adliye kapalı. 

29 Ekim 2023 Pazar Cumhuriyet Bayramı… 

Sizlere kutlu olsun Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı…

Bütün siyasi partilere kutlu olsun. 

Türkiye Büyük Millet Meclisine ve üyelerinize kutlu olsun!  

TBMM’nin bir üyesi olan Ş. Can Atalay 25 Ekim 2023 tarihinden beri hapiste tutuluyor. 

Türkiye Büyük Millet Meclisinin hapiste bulunan üyesine kutlu olsun! 

27 Ekim 2023 günü gecesi TBMM Başkanı olarak Mecliste şöyle söylediniz: 

"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kendisini mahkeme yerine koyup Can Atalay'ın kararıyla ilgili bir mahkeme kararı çıkartması herhalde düşünülemez, böyle bir şey beklenemez. Meclis Başkanı olarak şunu yaptım. Daha önce yaşanan durumlarla karşılaşmamak için 28 Eylül 2023'te Yargıtay kararı onadı ve bu karar hemen bir gün sonra TBMM'ye gönderildi. Ben bugüne kadar bu kararı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden Genel Kurul'a sevk etmedim. Anayasa Mahkemesi'nin kararı ortadadır. Anayasa Mahkemesi kararından sonra herhalde ilgili mahkeme de kararını verecek ve Meclis de gereğini yerine getirecektir."

Kimse sizden mahkeme yerine geçmenizi istemiyor. Dediğiniz gibi; bu Meclis Cumhuriyet değerlerine bağlıdır. 85 milyon vatandaşımızın özümsediği, benimsediği ve herkesin sahibi olmak durumunda olduğu ortak değerlerin başında gelen Cumhuriyet kazanımlarıyla kurulmuştur ve Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama organıdır. Mahkeme değildir. 

Ama bir üyeniz hapistir; o halde benim seçme hakkım, hapiste olanın seçilme hakkı, TBMM Başkanı olarak sizi sonuna kadar ilgilendirir. Üyeniz hapiste olmamalıdır. Böyle bir durum sadece siyasi partilerin değil Meclisin de mağduriyetidir. Seçme ve seçilme hakkının kullanan ve oy veren bizlerin de… 

Anayasa Mahkemesinin kararı hiçbir siyasal ayrışmaya meydan vermeyecek kadar açıktır. 

Belki bilmiyorsunuzdur, anlatan olmamıştır diye anlatıyoruz olan biteni; bağışlayın! 

Ziyaretinize gelip durumu ve gelişmeleri diğer yüksek yargı organı mensupları gibi anlatmak isterdik. Olmadı, meşgulsünüzdür diye vazgeçtik. 

Bilmiyorduk, bir mahkemenin üç yargıcının 4 yargıcın karar verdiği Anayasa Mahkemesi kararını bu kadar bekleteceğini ve bir Meclis üyesini bu kadar hapiste tutacağını. 

Ayrıca siz mahkeme değilsiniz, yargıç değilsiniz. 

Sadece bir üyesi hapiste olan TBMM Başkanısınız!  

Aslında bekliyorduk, insan haklarına ve demokrasiye aykırı davranılacağını; çünkü güvenimiz kalmamıştı.

Ama sonuçta mahkemedir; artık karar verir diyorduk. Tıpkı sizin 28.09.2023 tarihli Yargıtay kararını beklettiğiniz gibi bizde bekliyorduk. 

Anayasa Mahkemesi kararı bekletilemez. Derhal uygulanır. Bir kişinin hürriyeti Anayasa, yasalar ve insan haklarına aykırı olarak tahdit edilemez, hiç kimse ve kamu organları görevlerini kötüye kullanamaz. Biliyorsunuz; bu durum açık seçik hak ihlalidir. 

Biliyorduk ve güvenmediğimiz halde dediğimiz gibi oldu! 

Cumhuriyet Bayramı’nda çok duyacaksınız; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Başlangıç bölümünde belirtilen temel ilkelere dayanan insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir. 

Değildir; sayın Başkan! 

Kuvvetler ayrımı devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmez; üstünlük sadece Anayasa ve kanunlardadır. 

Değildir; Sayın Başkan! 

Kimse Anayasayı dikkate almıyor, kanunları hiçe sayıyor Sayın Başkan! 

27 Ekim 2023 tarihinde Mecliste konuştuğunuz sırada bir milletvekiliniz hapiste… 

Hapiste tutanlar Anayasayı ve kanunları saymıyorlar, temel insan haklarını çiğniyorlar. 

Çünkü; Anayasa Mahkemesi kararından sonra “ilgili mahkeme” dediğiniz mahkeme hiçbir karar vermedi. Bir şey yapıp yapmadığını bilmiyoruz. 

Sayın Başkan; iyi niyetinizle Anayasa Mahkemesi kararından sonra herhalde ilgili mahkeme kararını verecek diye bekliyorsunuz! Bizde bekliyoruz! 

Hiçbir karar vermediler, sadece ve öylece bekliyorlar. Belki de karar verdiler, bilmiyoruz! 

Mahkeme herkesi kapısı önünde bekletiyor. 

Ne olduğunu bilmiyoruz…Hiçbir bilgi vermiyorlar.  İstedikleri zaman, kendi istediklerini yapıyorlar. Ne zaman isterlerse kapılarını kapatıp gidiyorlar. 

27 Ekim 2023 Cuma gecesi de kapı önünde beklettiler ve sonra kapılarını kapatıp gittiler. 

Geriye hukuksuzluk, adaletsizlik, güvensizlik, erişilememiş yargı ve bilinmezlik bıraktılar.   

Sayın Başkan, 

TBMM Başkanı olarak 28 Ekim 2023 günü eski Meclis binasında yapılan televizyon yayınında (CNN) Cumhuriyet'in 100'üncü Yıl Dönümü ‘nün çok özel olduğunu belirterek “Şöyle bir algının ortaya çıkarılmasını doğru bulmam. Sanki birileri çok cumhuriyetçi, bazıları az cumhuriyetçi ya da cumhuriyete uzak duruyormuş gibi bir algıyı doğru bulmam. Böyle bir algı, hele 100’üncü yıldaki ortak sevincimize gölge düşürecek bir siyasi argümandır. Bunu şiddetle reddettiğimizi ifade etmek isterim. Yani Cumhuriyet, kimsenin babasının malı değildir." demişsiniz. 

Şiddetle reddinizde çok haklısınız, Sayın Başkan. Cumhuriyet kimsenin babasının malı değil!  

Bize göre; Cumhuriyetin kazanımı olan yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığına hala inanan hukukçular olarak; yargı organları da kimsenin babasının malı değildir. 

Yargı, temel insan haklarının ve demokrasinin hukukunu yaratmak ve korumak zorundadır. 

Başkanı olduğunuz TBMM ürettiği kanunlarınızı, temel norm olan Anayasayı hiçe sayıyorlar. 

Hukuk yok, insan hakları yok, kanun yok, Anayasa yok, Anayasa Mahkemesi kararını uygulayacak mahkeme yok…Özü: siyasal rejim yok!   

TBMM’nin çıkardığı kanunları hiçe sayıyorlar. Suçtur. 

Evet suçtur! İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararın kendisine gönderildiği 25 Ekim 2023 tarihinden beri Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirmemiştir.  

Bir gün bile bekletilemez ama dört gün boyunca 26 Ekim, 27 Ekim, 28 Ekim, 29 Ekim tarihlerinde bir karar vermediler…

Anayasa Mahkemesi kararı uygulanmak için verilmiştir, uygulamıyorlar!  

Sayın Meclis Başkanı…

Milletvekilini, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesini, üyenizi ceza infaz kurumundan salıvermediler, mahkumiyetin infazını durdurmadılar, yeniden yargılama için yeni bir dosya esası vermediler…

Bu yazının yayınlandığı 30 Ekim 2023 günü Mahkeme kapısının önüne yeniden gidilecektir! 

30 Ekim 2023 tarihine kadar geldik…Özgürlüğün beş gündür ihlaline tanığız! Hukuk, kayıp!  

Eğer Mecliste işiniz yoksa buyurun sizde Adliye Sarayına gelin Sayın Başkan! 

Siz Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanısınız!  

Belki size bilgi verirlerse; ne olup bittiğini sizden öğreniriz. 

Bakalım bizi nasıl bir sürprizle karşılayacaklar? 

Hep beraber göreceğiz Sayın Başkan. 

Bakalım hangi gerekçelerle milletvekilini cezaevinden salıvermeyecekler ve hangi gerekçelerle Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirmeyecekler? 

Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirirlerse; utancı bizim olsun! 

İnsan temel hak ve özgürlüklerinin nasıl hiçe sayıldığına günlerdir tanık olduk, oluyoruz!  

Sadece temel insan hak ve özgürlükleri midir derdimiz? 

Sadece bir milletvekilinin tahliyesinden mi ibarettir talebimiz? 

Demokrasinin ve yargı kararlarının hiçe sayıldığı bir hukuk düzeninde, her şeye rağmen; insan haklarıdır, adalettir, hukuktur, demokrasidir, herkesin seçme ve seçilme hakkıdır, herkesin kişi özgürlüğü ve güvenliğidir, siyasal demokratik rejimdir asıl derdimiz ve talebimiz…

Cumhuriyetin 100. Yılında Cumhuriyet kazanımlarının reddiyatı üzerine kurulu düzene olan öfkemizin hukukudur, aradığımız adalettir ve insan haklarıdır sorunumuz… 

Dinlediğiniz için teşekkür ederiz Sayın Başkan… 

Yeniden 100. Yılını idrak ettiğimiz Cumhuriyet, kutlu olsun…

Cumhuriyetin 100. yılında Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmaması tam bir utançtır. 

Vicdan sızlar! 

Yüreğimiz elvermiyor; 100 yılında Cumhuriyetin böyle bir hukuk sisteminden utanıyoruz…

İstanbul Adliyesine gelin, görün…Utancımızı görmüş olursunuz Sayın Meclis Başkanı!

Utancımızın tanığı olursunuz… (FİKRET İLKİZ - BİANET) 

Hiç yorum yok