"Türkiye'de yaşayan yabancı sayısı Hırvatistan nüfusundan fazla"

İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökçe, "Böyle bir nüfus artışını ve bunun gerektirdiği sosyal, ekonomik maliyetleri karşılamak hiçbir ülkenin altından kalkabileceği bir yük değil" dedi.


İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökçe, Türkiye'de yaşayan yabancı sayısı üzerine elde ettikleri bulgulara  dayanarak "Türkiye'de yaşayan her 10 vatandaşımıza karşılık neredeyse 1 yabancı şahıs" olduğunu açıkladı.

"Böyle bir nüfus artışını ve bunun gerektirdiği sosyal, ekonomik maliyetleri karşılama[nın] hiçbir ülkenin altından kalkabileceği bir yük [olmadığını]" belirten Gökçe "yabancı ve sığınmacı politikamızın rasyonalize edilmesi[ni]" istedi. 

X hesabından paylaştığı bilgi notunda resmi sayılara göre "Türkiye'de ne kadar yabancı yaşıyor?" sorusuna yanıt arayan Gökçe  "Geçici koruma statüsü kapsamında: 3 milyon 113 bin 25, İkamet İzinli 1 milyon 121 bin 545, Uluslararası Koruma Statüsünde 19 bin 17, Toplamda 4 milyon 253 bin 587 yabancı [şahsın]" Türkiye'de hayatını devam ettiğini ileri sürdü. 


"Türkiye'de en az 8,5 milyon yabancı yaşıyor "

Gökçe'nin bu sayıyı anlamlandırmak için yaptığı çarpıcı karşılaştırmaya göre "Sadece yasal yollardan Türkiye'de yaşayan yabancı sayısı Hırvatistan nüfusundan fazla."

Gökçe "İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre 237 bin 995 Suriyeliye vatandaşlık verildiğini", "konut satışı yoluyla da en az 999 bin 411 kişiye vatandaşlık verildiğini", ayrıca "uzmanlar[ın] Türkiye'de yaklaşık 2-3 milyon düzensiz göçmen olduğunu ifade ettiklerini" belirttikten sonra, "bu şahıslar da tabloya ekle[ndiğinde] Türkiye'de en az 7,5 - 8,5 milyon yabancı yaşa[dığını]" belirlediklerini söylüyor. 

"Yabancılarım tam sayısını belirlemek mümkün değil"

Gökçe bilgi notunda "İstisnai yolla veya konut satışı / yatırım yoluyla vatandaşlık verilenler şeffaf bir şekilde açıklanıp, düzensiz göç konusunda ciddi bir çalışma yapılmadıkça tam rakamı belirleme[nin] mümkün olmadığını" söyledi.

Buna göre, "Türkiye'de yaşayan her 10 vatandaşımıza karşılık neredeyse 1 yabancı şahıs [olduğunu]" saptayan İstanbul Planlama Ajansı Başkanı, "Böyle bir nüfus artışını ve bunun gerektirdiği sosyal, ekonomik maliyetleri karşılama[nın] hiçbir ülkenin altından kalkabileceği bir yük [olmadığını] ileri sürdü ve "Yabancı ve sığınmacı politikamızın rasyonalize edilmesi gerek[tiği]" konusunda uyardı. 

Bir karşılaştırma: Almanya

Almanya'nın resmi istatistik kurumu "Destatis"in 31 Aralık 2023'te açıkladığı son istatistiklere göre, 83 milyon 875 bin nüfuslu ülkede halen 13 milyon 895 bin 865 yabancı ve 3 milyon 173 bin 135 iltica başvurusu sahibi yaşıyor. Almanya'da yaşayanların 24 milyon 907 bini "geniş anlamda" bir göç geçmişine sahip. 

Destatis verilerine göre, 2023 itibarıyla Almanya’da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 1 milyon 548 bin kişi yaşıyor. Bunların 816 bini erkek, 732 bini kadın. Almanya pasaportu sahibi Türkiye kökenli insan sayısı da 1 milyon 530 bin. Resmi sayılara göre kayıtlı olarak Almanya'da toplam 3 milyon 78 bin Türkiyeli yaşıyor. Kesin dönüş yapanlardan iki ülke arasında gidip gelmeye devam edenler de hesaba katıldığında 3,5 milyon Türkiyelinin farklı şekillerde Almanya'da ikamet ettiği görülüyor 

Dr. Gökçe'nin alarm verici olduğunu söylediği Türkiye'nin göç sayılarını Almanya'nınkilerle karşılaştırdığımızda Türkiye'nin göç yükünün, bütün ağırlığına karşın "hiçbir ülkenin altından kalka[mayacağı]" ölçüde emsalsiz olmadığı görülüyor. Göçün Türkiye için bir gelişme dinamiği olmaktan çıkıp bir soruna dönüşmesinin kaynağında, Türkiye'nin kitlesel göçlerle karşı karşıya kaldığı son on beş yıl boyunca aralıksız iktidarda olan AKP'nin politikaları yatıyor.

Sayıların arasında kaybolmaktansa, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sorunun, insanlık tarihinin başından beri süre giden göçlerin kendisi değil, göçü üretim ilişkileri kapsamında doğal bir süreç olarak yönetmek yerine, ülkenin iktisadi kapasitesini hesaba katmaksızın göçmen kitlelerini Avrupa ve Orta Doğu ülkeleri üzerinde nüfuz kurmak maksadıyla diplomatik ve askeri zorlamalarla ülkeye sevk eden Erdoğan rejiminin saldırgan siyasetleri olduğunu görmeye çalışmak gerekir. (BİANET)

Blogger tarafından desteklenmektedir.