Eğitimde hijyen lüks değil, zorunluluk
Hijyen eksikliği, öğrencilerin bağışıklık sistemini zayıflatarak sık sık hastalanmalarına neden olabilir. Ayrıca, hijyen eksikliği nedeniyle öğrencilerin özgüveni ve sosyal ilişkileri de etkilenebilir.
Türkiye'de 2024 yılında uygulamaya giren tasarruf tedbirleri genelgesi, birçok sektörde olduğu gibi eğitim sektöründe de çeşitli kısıtlamalara neden oldu. Bu tedbirler, eğitim kurumlarında bütçe daralmalarına yol açarken, hijyen koşulları üzerindeki etkileri de kaygı verici boyutlara ulaştı. Okullarda hijyenin sağlanamaması, öğrenci sağlığını ve genel eğitim kalitesini tehdit eden bir durum olarak öne çıkıyor.
Tasarruf tedbirleri, devletin harcamalarını azaltmayı hedefleyen ekonomik önlemler bütünüdür. Bu önlemler kapsamında özellikle kamu kurumlarında, ki buna devlet okulları da dahildir, harcamalar kısıtlanmaktadır. Eğitimdeki bütçe daralmaları; öğretmen maaşlarından okul malzemelerine, bakım-onarım masraflarından öğrenciye sunulan hizmetlere kadar birçok alanda etkili olabilmektedir. Okullarda kullanılan hijyen malzemelerinin tedariği ve temizlik personelinin sayısındaki azalmalar, bu sürecin doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Okullarda en temel hijyen malzemeleri arasında tuvalet kâğıdı, sıvı sabun, dezenfektan, yüzey temizleyiciler ve çeşitli dezenfeksiyon ürünleri bulunmaktadır. Ancak tasarruf tedbirleri sebebiyle bu malzemelere ayrılan bütçenin kısılması, okullarda bu ürünlerin yeterli seviyede temin edilememesine yol açmaktadır. Bu durum, öğrenciler arasında hijyen eksikliği nedeniyle bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini artırmaktadır.
Temizlik hizmetleri, okullardaki hijyen standartlarının korunmasında önemli bir rol oynar. Ancak tasarruf tedbirleri kapsamında, okullardaki temizlik personeli sayısında azalma yaşanması ya da mevcut personelin iş yükünün artırılması, hijyenin yeterince sağlanamaması anlamına gelebilir. Daha az sayıda temizlik görevlisinin daha geniş alanları temizlemesi gerektiğinde, hijyen kalitesinin düşmesi kaçınılmazdır.
Bulaşıcı hastalıklar
Hijyen, yalnızca bireysel sağlık açısından değil, toplumsal sağlık açısından da kritik bir öneme sahiptir. Özellikle kalabalık ortamlarda, ki okullar bu tür ortamlara örnek teşkil eder, hijyen koşullarının sağlanması bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek adına hayati bir rol oynamaktadır. COVID-19 pandemisi sonrasında hijyenin önemi daha da artmışken, okullarda hijyen standartlarının düşmesi endişe verici sonuçlar doğurabilir.
Okullarda hijyenin yeterince sağlanmaması, öğrenciler arasında grip, soğuk algınlığı, gastrointestinal enfeksiyonlar gibi bulaşıcı hastalıkların hızla yayılmasına neden olabilir. Bu hastalıklar, öğrencilerin okula devamlılığını olumsuz etkileyebilir, hatta bazı durumlarda salgınların yayılmasına yol açabilir. Öğrenciler arasında artan hastalıklar, devamsızlık oranlarının yükselmesine, eğitim sürecinin aksamasına ve genel anlamda eğitim kalitesinin düşmesine neden olabilir.
Hijyen yetersizliğinin etkileri özellikle kalabalık sınıflarda daha belirgin hale gelmektedir. Bir sınıfta çok sayıda öğrenci bulunduğunda, hijyenin sağlanamaması hastalıkların daha hızlı yayılmasına zemin hazırlar. Bu da sınıf içinde daha fazla öğrencinin hasta olması ve derslerden geri kalması anlamına gelir. Ayrıca, hastalıklar öğretmenler ve diğer okul personeli arasında da yayılabilir, bu da okullardaki işleyişin aksamasına yol açabilir.
Psikolojik ve sosyal refah
Hijyenin sağlanamaması sadece fiziksel sağlık açısından değil, aynı zamanda öğrencilerin psikolojik ve sosyal refahı açısından da olumsuz etkiler yaratabilir. Hijyenik olmayan tuvaletler, kirli sınıf ortamları ve sağlıksız ortak kullanım alanları, öğrencilerin okul içinde kendilerini rahat hissetmelerini zorlaştırabilir. Öğrenciler, dikkatlerini derslere vermek yerine hijyenik olmayan ortamlar nedeniyle stres altında kalabilir ve bu da ders başarılarını olumsuz etkileyebilir.
Özellikle küçük yaşlardaki öğrenciler, hijyen eksikliği nedeniyle uzun vadeli sağlık sorunları yaşayabilir. Hijyen eksikliği, öğrencilerin bağışıklık sistemini zayıflatarak sık sık hastalanmalarına neden olabilir. Ayrıca, hijyen eksikliği nedeniyle öğrencilerin özgüveni ve sosyal ilişkileri de etkilenebilir. Hijyenik olmayan bir okul ortamında bulunan öğrenciler, bu durumu utanılacak bir durum olarak algılayabilir ve akran zorbalığı gibi olumsuz sosyal davranışlara maruz kalabilirler.
Devamsızlık ve eğitimde kesintiler
Veliler, çocuklarının okulda güvende olduğundan emin olmak isterler. Hijyen standartlarının düşmesi, velilerde endişe yaratabilir ve okullara olan güvenin azalmasına neden olabilir. Özellikle salgın hastalıkların yaygın olduğu dönemlerde, okullarda hijyenin yeterince sağlanamadığını düşünen bazı veliler, çocuklarını okula göndermekte tereddüt edebilir. Bu durum, öğrencilerin devamsızlık oranlarının artmasına ve eğitimde kesintilere yol açabilir.
Devlet okulları, bütçe açısından özel okullara kıyasla daha sınırlı imkanlara sahip olduğundan, hijyen tedbirlerinin uygulanması konusunda daha fazla zorluk yaşayabilirler. Özel okullarda hijyen önlemleri için daha geniş bütçeler ayrılabilmekte, bu da velilerin çocuklarını daha hijyenik buldukları okullara yönlendirmesine neden olabilmektedir. Bu durum, devlet okullarının eğitimdeki kalitesini ve itibarını olumsuz etkileyebilir.
Çözüm önerileri
Tasarruf tedbirlerinin gerekliliği inkâr edilemez, ancak eğitimde hijyen bir lüks değil, zorunluluktur. Bu nedenle, hijyenin sağlanması için hükümetin ve yerel yönetimlerin okullara özel bütçeler ayırması önemlidir. Hijyenin sağlanması, öğrenci sağlığını ve eğitim kalitesini korumanın yanı sıra, toplum sağlığı açısından da kritik bir öneme sahiptir.
Okullarda hijyenin sağlanmasının yanı sıra, öğrencilere hijyen eğitimi verilmesi de önemlidir. Öğrenciler, kişisel hijyen kuralları hakkında bilinçlendirilmeli ve bu kuralları günlük yaşamlarına entegre etmeleri teşvik edilmelidir. Bu sayede, sadece okul ortamında değil, öğrencilerin kendi yaşamlarında da hijyen standartlarına dikkat etmeleri sağlanabilir.
Hükümetin hijyen standartlarını koruyacak uzun vadeli politikalar geliştirmesi, bu sorunun çözümüne katkı sağlayabilir. Temizlik malzemelerinin temini, temizlik personelinin yeterli sayıda görevlendirilmesi ve okullarda hijyen standartlarının düzenli olarak denetlenmesi, sağlıklı bir eğitim ortamının sürdürülmesi açısından hayati önem taşır.
Tasarruf tedbirleri, ekonomik zorunluluklar doğrultusunda alınan önlemler olsa da eğitimde hijyenin sağlanması asla göz ardı edilmemelidir. Okullarda hijyenin yetersiz olması, sadece sağlık sorunlarına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda eğitim kalitesini ve öğrencilerin psikolojik durumunu da olumsuz etkiler. Eğitim, geleceğe yapılan bir yatırımdır ve bu yatırımın kalitesinin korunması, hijyen standartlarının korunmasından geçmektedir. Bu nedenle, eğitimde tasarruf tedbirleri uygulanırken hijyen gibi kritik alanların bütçelerinin kesintiye uğramaması sağlanmalıdır. (ARSLAN ÖZDEMİR - BİANET)