Sermayenin Tek Adam iktidarının kayyım darbesine teslim olmayacağız

Dersim ve Ovacık belediyelerine kayyım atamanmasına tepki gösteren EMEP, "Bunlar iktidarın ‘barış’ söylemlerinin beklenti yaratarak, muhalefeti atalete sürükleyerek, siyaseti kendi çıkarlarına göre dizaynını sağlama amaçlı olduğunu da gösteriyor" dedi.


Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Dersim ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki Ovacık belediyelerine İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım atandı. Dersim Belediyesi polis ablukasına alınırken, belediye önünde toplanan halk kararı protesto ederken birçok kesimden de tepkiler gelmeye devam ediyor.

Emek Partisi (EMEP) yayınladığı mesjla kayyım atanmasına tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, "“Terör” gerekçesi dayanaksızdır. Halkın iradisini gaspetmek için uydurulan bir bahanedir. Bir “terör”den söz edilecekse, halkın seçme ve seçilme hakkının devlet ve iktidar zoruyla ilga etmek için uygulanan bir terörden söz edilebilir ancak" denildi. EMEP'in açıklaması şöyle:

SERMAYENİN TEK ADAM İKTİDARININ KAYYIM DARBESİNE TESLİM OLMAYACAĞIZ!

Hakkari ile başlayan, Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti belediyeleri ile devam eden iktidarın kayyum darbesine Dersim ve Ovacık belediyeleri de eklendi.

Tek adam iktidarı sandıkta kazanamadığı belediyeleri kayyım atayarak ele geçirme tutumunu artık bir yönetme tarzı haline getirmiştir.

Gerek adaylıkları, gerekse seçildikten sonra göreve başlamaları Yüksek Seçim Kurulu’nun onaylı ile gerçekleşen belediye başkan ve yöneticilerinin yerine kayyım atanmasının hukuki hiçbir açıklaması yoktur. İktidar, devlet baskısıyla halkın iradesine, seçme ve seçilme hakkına ipotek koymaktadır.

Bu ülkede Cumhur İttifakı’nın yönetiminde olmayan bütün belediyelerin başına benzer bir kayyım darbesinin gelmeyeceğinin hiçbir garantisi yoktur.

“Terör” gerekçesi dayanaksızdır. Halkın iradisini gaspetmek için uydurulan bir bahanedir. Bir “terör”den söz edilecekse, halkın seçme ve seçilme hakkının devlet ve iktidar zoruyla ilga etmek için uygulanan bir terörden söz edilebilir ancak.

Tüm bunlar, iktidarın ‘barış’ söylemlerinin beklenti yaratarak, muhalefeti atalete sürükleyerek, siyaseti kendi çıkarlarına göre dizaynını sağlama amaçlı olduğunu da gösteriyor.

Kürt sorununun demokratik ve halkçı çözümü talebiyle, seçme ve seçilme hakkı talebinin iç içe geçtiği mevcut koşullar, muhalefete de ortak mücadeleyi yükseltme görev ve sorumluluğunu yüklemektedir.

Bir kez daha, Türkiye halklarının kayyım darbesine teslim olmayacağını haykırıyor ve Türk ve Kürt ülkemizin bütün işçi ve emekçilerini mücadeleye çağırıyoruz. (ARTI GERÇEK)

Blogger tarafından desteklenmektedir.