Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Reviews

SHOW_BLOG

Green Transfo işçileri şalter indirdi: Sefalet ücreti istemiyoruz!

Green Transfo’da çalışan Birleşik Metal-İş üyesi 263 işçi insanca yaşayacak ücret talebiyle şalter indirdi. “İş ekmek yoksa barış da yok” sl...


Green Transfo’da çalışan Birleşik Metal-İş üyesi 263 işçi insanca yaşayacak ücret talebiyle şalter indirdi. “İş ekmek yoksa barış da yok” sloganı atan işçiler greve fiilen başladı.

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası'nın (MESS) sefalet ücreti dayattığı Green Transfo Energy işletmesinde işçiler grev başlattı. Birleşik Metal-İş üyesi 263 işçi insanca yaşayacak ücret talebiyle şalter indirdi.

Green işçileri, Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar, Genel Yönetim Kurulu üyeleri ve Gebze 2 Nolu Şube'nin yöneticilerinin de katılımıyla fabrika bahçesinde yürüyüş düzenledi. Yürüyüşte sık sık “Şalter inecek bu iş bitecek!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Grev haktır, yasaklanamaz!”, “Sefalet ücreti istemiyoruz!” sloganları atıldı.

Yürüyüşün ardından Green Transfo işçileri, fabrikanın kapısına grev pankartını  astı.

"GREVLER HUKUKSUZ ŞEKİLDE YASAKLANDI"

Sendikamızın Genel Başkanı Özkan Atar, yaptığı açıklamada, Türkiye’de sendikalaşma hakkının önüne çıkarılan engellere dikkat çekti:

“Sendikanın bir işyerinde ya da işletmede örgütlenmesinin ardından işverenlerin yetki itirazları nedeniyle yıllara varan adli süreçler yaşanıyor ve bu süreçlerin sonunda ne yazık ki toplu iş sözleşmesi masasına oturulamıyor. Anayasa Mahkemesi bu yıl hem bizim başvurumuz üzerine hem de Nakliyat-İş Sendikamızın başvurusu üzerine yetki itirazlarına ilişkin iki önemli karar verdi. Bu kararlarda yetki itirazı davalarının sendikasızlaştırma aracı olarak kullanıldığı, yasaların değiştirilmesi gerektiği açıkça belirtiliyor.”

Toplu iş sözleşmesi masasına oturulduğunda da işçilerin karşısına başka engellerin çıkarıldığını ifade eden Atar, MESS’e bağlı dört işletmede grevlerimizin Cumhurbaşkanı Kararı ile haksız ve hukuksuz şekilde yasaklandığını hatırlattı.


Atar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha önceki yıllarda olduğu gibi yine Anayasa’ya aykırı grev yasaklarıyla karşı karşıya kaldık. Yasak kararının yayımladığı günün sabahında açıklama yaparak ‘Grev bizim anamızın ak sütü gibi helal bir hakkımızdır, anayasal hakkımızdır, yasaklarınızı tanımıyoruz’ diye haykırdık. Grevlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Defalarca söyledik, bir kez daha söylüyoruz: Grev hakkı, sendikal hakların, toplu iş sözleşmesi hakkının tamamlayıcı, olmazsa olmazı ve ayrılmaz bir parçasıdır! Biz grev yasaklamalarına karşı bütün gücümüzle mücadele ettik ve mücadele etmeye devam ediyoruz.”

"HAKLARIMIZ İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE EDİYORUZ"

Özellikle son üç yılda uygulanan ekonomi politikaları ve Orta Vadeli Program’da ortaya konulan emek karşıtı hedeflere de değinen Atar, “Görüyorsunuz, daha dün asgari ücret gece saatlerinde apar topar, yangından mal kaçırırcasına açıklandı. Milyonlarca emekçiyi açlığa ve sefalete mahkûm ettiler. İşte böyle bir dönemde grev hakkı, özgür ve adil bir toplu pazarlık ve toplu iş sözleşmesi hakkı her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. Biz grevlerimizle, örgütlü mücadelemizle onların milyonlarca emekçiye giydirmek istediği deli gömleğine, sefalet kuşatmasına karşı meşru müdafaa hakkımızı kullanıyoruz. Biliyoruz ki haklarımızı almamız için örgütlü olmak zorundayız. Biz metal işçileri örgütlüyüz ve haklarımız için birlikte mücadele ediyoruz” diye konuştu.

Metal işçilerinin verdiği mücadelenin tarihi bir mücadele olduğunu da vurgulayan Atar, “Bu yürüttüğümüz mücadele sadece metal işçilerinin 5 işletmede yürüttüğü hak hukuk mücadelesinin çok ötesindedir. Metal işçileri nasıl 1963 yılında Kavel grevimizle birlikte bu ülkenin çalışma yaşamına grev hakkıyla birlikte özgür toplu iş sözleşmesi hakkını armağan etmişse, bu mücadelelerimizle de grev yasaklarının nasıl püskürtüleceğini, bu yasaklarla nasıl mücadele edileceğini herkese gösteriyoruz. Bu mücadeleye omuz veren, her şeyi göze alarak grevlerine sahip çıkan tüm kardeşlerimizi kutluyorum” ifadelerini kullandı.

Son olarak sendikal alana seslenen Özkan Atar, “Adında sendika olup da grev yasaklamalarına karşı metal işçilerinin verdiği bu tarihi mücadeleye dair tek satır dayanışma mesajı yayımlamaya cesaret edemeyen, işçi ve emek düşmanlarına koltuk değneği olan teslimiyetçi ve işbirlikçi sendikal yapının da işçi sınıfının bu durumda olmasında rolü büyüktür; bu sarı sendikalar işbirlikçidir, ihanetçidir” dedi.

Açıklamanın ardından grev önlüklerini giyen Green Transfo işçileri, halaylar ve sloganlarla grevlerini başlattı.

Öte yandan MESS üyesi Arıtaş Kriyojenik, GE Grid Solutions ve Schneider Electric işletmelerine bağlı 4 fabrikada toplam 1200 üyemiz grevlerini sürdürüyor. Green işçileriyle birlikte 1500’e yakın metal işçisi grevde. (BİRGÜN)

Hiç yorum yok

EKONOMİ/PARA/PİYASA