VAHİM OLAY GÜNDEM OLMADI Türkiye’de çok vahim olayların bile gündem olamadığı garabet bir dönem yaşanıyor. Bunun çok çarpıcı bir örneği geçe...
VAHİM OLAY GÜNDEM OLMADI
Türkiye’de çok vahim olayların bile gündem olamadığı garabet bir dönem yaşanıyor. Bunun çok çarpıcı bir örneği geçen hafta yaşandı. Bir önceki İstanbul Başsavcısı Şaban Yılmaz’a suikast girişimi bile yeterince konuşulmadı. Oysa en az Yenidoğan Skandalı savcısının makamında tehdit edilmesi kadar korkunç bir olaydı.
İlk olarak Sabah Gazetesi’nde yayınlanan haberin iddianamesine ulaştım.
Baştan anlatalım.
VİLLASI KURŞUNLANDI
31 Mart 2024 seçimlerin yapıldığı günün gecesi saat 01.15’te, Ankara Etimesgut’ta bir sitedeki villaya ateş açıldı. Üç kurşunun isabet ettiği villa asıl hedef değildi. Saldırganlar, o dönem İstanbul Başsavcısı olan Şaban Yılmaz’ın villasını kurşunlamak istemişti.
Polisin incelemesinde hedefin başsavcı olabileceği değerlendirildi ve saldırganların kaçtığı araç tespit edildi. Önce İstanbul’a giden araç, üç gün sonra Ankara’ya dönüş yolunda Gölbaşı’nda durduruldu. Ferhat Durmaz, Yakup Berke Yavuz ve 16 yaşındaki Muhammed Emin Cantürk yakalandı. Cep telefonlarında saldırı anının azmettiricilere gönderilmek üzere kaydedilmiş görüntüleri bulundu. Saldırıdan sonra silahı attıkları yeri de gösterdiler. Suç aleti de ele geçirildi. Şüphelilerin ifadeleriyle soruşturma genişletildi ve olayın bir konutun kurşunlanmasından çok daha derin olduğu anlaşıldı.
BATMAN’DAKİ TETİKÇİ EKİP
Ankara Batı Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre; Mersin’de oteli ve ilaç şirketi sahibi olan Muhammed Erin başsavcıya saldırının talimatını amcasının oğlu olan Abdullah Erin’e vermişti. Batman’da bir kuru temizlemeci dükkanı işleten Abdullah Erin ise yine Batman’da yaşayan ‘Ejder’ lakaplı Ömer Faruk Velioğlu’nda tetikçi bulmasını istedi. Çok sayıda suçtan sabıkası olan ve cezaevinden yeni çıkan Ferhat Durmaz, 500 bin TL karşılığında bu saldırıyı gerçekleştirmeyi kabul etti. Yakalanmaları halinde suçu üstlenmesi için 16 yaşındaki Muhammed Emin Cantürk’ü ayarladılar.
SİLAH YAKALANDI, İŞLEM YAPILMADI
30 Mart 2024 günü Ömer Faruk Velioğlu’ndan 90 bin TL alan Ferhat Durmaz, Yakup Berke Yavuz, Muhammed Emin Cantürk Batman’dan Ankara’ya doğru yola çıktı. Şanlıurfa’da polis uygulama noktasında durduruldular ve ilk skandal burada yaşandı. Otomobilde silah bulunmasına karşın adli işlem yapılmadan üç kişi serbest bırakıldı.
Ankara’da otele yerleştiklerinde Ferhat Durmaz, yakalama kaydı olduğu için gözaltına alındı, ancak sabah serbest bırakıldı.
Silahlı saldırıdan sonra yakalanan bu kişilerin ifadeleri büyük resmi ortaya koydu.
‘HEDEFİMİZ SAVCI’
7 Nisan 2024 tarihinde tutuklanan ‘Ejdar’ lakaplı Ömer Faruk Velioğlu ifadesinde önemli itiraflarda bulundu. Abdullah Erin ile Ferhat Durmaz’ı buluşturduğunu anlatan Ömer Faruk Velioğlu şöyle konuştu:
“Bir kahvehanede buluştuk. Abdullah Erin, bir işadamının evi ya da aracının kurşunlanacağını söylemişti. Ferhat 500 bin TL istedi. Abdullah Erin, telefonla konuşup geri geldiğinde onay aldığını söyledi. 29 Mart günü Abdullah Erin, hedefin 06 SM ile başlayan araç fotoğrafı gösterdi ve Sarıyer Ferahevler’deki bir adres verdi. Hedefin buradaki akrabasının evinde olacağını söyledi ve fotoğrafını gösterdi. Ben ‘Hayırdır bu araç makam anacına benziyor’ dedim. Aracın makam aracı olduğunu ancak korumasının olmadığını, hedefin savcı olduğunu söyledi. İşin bir para meselesi olduğunu anlattı. ‘Savcı bir işimizi halledeceğini söyledi ama halletmedi’ dedi. ‘Madem hedef savcı, ben yokum’ dedim. Ancak her şeyi bildiğimi artık bu işten çıkamayacağımı söyledi. Muhammet Erin ile görüntülü konuştuk. Para ile konum bilgilerini yarın atacağını söyledi.”
İSTANBUL’DAKİ SALDIRI İPTAL EDİLDİ
Ertesi gün İstanbul’da planlanan saldırının iptal edildiğini ve Ankara’daki evin bilgilerinin geldiğini anlatan Ömer Faruk Velioğlu şöyle devam etti:
“Abdullah Erin yanıma gelerek ‘Savcı Ankara’ya geçti, İstanbul işi iptal. Şu an Ankara’daki evinde’ dedi. Ankara’daki evin adres linkini, Google Maps’den çekilmiş ve işaretlenmiş villalara ait fotoğrafları gösterdi. Ben de bunları Ferhat ve Berke’ye ilettim. Abdullah’tan aldığım 90 bin TL’yi Ferhat’a verdim. Ferhat ikiz plakalı araç ya da çalıntı motosikletle işi yapacaklarını söylemişti.”
ATEŞ AÇARKEN VİDEO ÇEKTİLER
Saldırganları ateş açtıkları sırada videoda çekmişti ve bu videoyu Ömer Faruk’a gönderdi. O da azmettiricilere iletti. Bu sırada saldırganlar sürekli arayarak “Ölü yaralı var mı? Polis gitti mi?” diye soruyorlar, bir yandan paranın geri kalanını istiyorlardı. Muhammet Erin, Abdullah Erin’e farklı hesaplardan 750 bin TL gönderdi ve ekibe dağıtıldı. Saldırı ekibi Ankara Gölbaşı’nda yakalandığında hemen azmettirenlere haber verdi.
DEVLET BÜYÜKLERİNİN İŞİ…
Ömer Faruk Velioğlu ifadesinde azmettirici Muhammet Erin’i şahsen tanımadığını anlatarak “Abdullah Erin para hususunda ‘Muhammet Erin’in Mersin’de oteli var. Takıldığı kişiler devlet büyüklerinin çocukları, bilgi işlem başkanın oğullarıyla arası çok iyi. İstihbarattan tanıdıkları var. Bu eylemle Ankara’da hem işi halletmiş olacağız devlet nezdinde ismimiz duyulacak ve bu yüzden bu eylemi ‘Erin’ soy isimli biri yapacak ki Erin ailesinin adı duyulsun. Aynı Ayhan Bora Kaplan gibi… Ankara’da boşalan yere bir namımız olsun” dedi.
Ömer Faruk Velioğlu, hedefin savcı olması nedeniyle Abdullah Erin’e “Bu iş istihbaratın işi mi” diye sorduğunu anlatarak “Abdullah ‘Öyle sayılır devlet büyüklerinin işi’ diye yanıt verdi” diye konuştu.
‘DEVLETTE GÜÇLÜ ADAMLARI VAR’
Saldırı organize eden Ferhat Durmaz ise Ömer Faruk Velioğlu ve Abdullah Erin’in işi kendisine verdiğini ifade ederek “Abdullah Erin, devlette güçlü adamlarının olduğunu, bir şey olmayacağını, yakalansak bile bize yardım edeceklerini, sadece isim vermemiz gerektiğini söyledi” dedi. O da ifadesinde savcı işini kabul etmediğini Ankara’daki villa kurşunlama işinin bir işadamına yönelik zannettiğini söyledi.
Şanlıurfa’daki uygulama silahı kaptırdıktan sonra İstanbul’da yaşayan cezaevi arkadaşı Özkan Denizhan’ı aradığını anlatan Ferhat Durmaz, “Para göndererek Özkan’dan silah getirmesini istedim. Silahı alıp korsan taksiyle aynı gün Ankara’ya geldi” dedi. Onun ifadesine göre otomobil ile 4 kişi villanın olduğu yere gittiler. Önce 16 yaşındaki Muhammet Emin Cantürk, daha sonra Özkan Denizhan defalarca ateş etti. Bu sırada Yakup Berke Yavuz video kaydı yaptı. Kayıtta saldırganlar villanın bir perdesinin havalandığını yani kurşunun evinin içine isabet ettiğini konuşuyordu.
Yakup Berke Yakup da ifadesinde saldırı anını kaydettiğini anlatarak “Savcının hedef olduğunu yolda öğrendim” dedi.
BAŞKA ÇETELERE DE TEKLİF EDİLMİŞ
Saldırı silahını İstanbul’da alarak Ankara’ya getiren ve ateş açtığı iddia edilen Özkan Denizhan’ın ifadeleri, Başsavcı’ya suikast düzenlemek için başka ekiplerle görüşüldüğünü de ortaya koydu. Özkan Denizhan şöyle konuştu:
“Bu iş bizden önce İstanbul’dan tanıdığım Ergün Altan isimli kişiye de teklif edildi. Onların da bir grubu var. Ergün Altan bir cinayet olayından dolayı firaridir. Onunla görüntülü olarak görüşürken Ferhat Durmaz, İstanbul’da savcıya yönelik eylem için teklif yapıldığını söyledi. Ergün Altan, kendisine bu işin teklifinin yapıldığını, kabul etmediğini söyledi. ‘Bunlar kafayı yemiş’ şeklinde tepkisi oldu. Yani; biz en alt grupta olan kişileriz. Birileri bu işi farklı insanlara da götürüp teklif etmiş.”
AYRINTILI PLANLAMA VARDI
İlk önce çalıntı motosikletle savcının aracının kurşunlanması şeklinde plan yapıldığını anlatan Özkan Denizhan “Bu olayda yanlarında Muhammet isimli çocuk olacaktı ve suçu o üstlenecekti. İstanbul’da ayrı bir ekip tarafından savcı takip ediliyordu. Mersinli bir işadamının işi organize ettiği, onun devlet içerisinde çok güçlü olduğu, üst düzey bağlantılarının olduğu bir problem olduğunda çözebileceği söylenmişti. İstanbul’daki iş için kişi başı 800 bin TL alınacaktı. İstanbul’daki bu işe ilişkin tüm konum bilgileri, güzergah ve faaliyete dair ayrıntılı bir planlama vardı. Ancak iptal oldu” diye konuştu.
Firar eden Abdullah Erin, 29 Nisan 2024 günü Suriyeli bir grup ile Meriç nehrini geçip Yunanistan’a kaçmaya çalışırken yakalandı ve tutuklandı. Suçlamaları kabul etmedi. Abdullah Erin, “Ömer Faruk Velioğlu’na 360 bin TL borcum vardı. Ferhat Durmaz Daltonlar Çetesi mensubu olduğunu söylüyordu ve parayı almak için beni tehdit ediyordu” dedi.
SAVCI: AZMETTİRENLER TESPİT EDİLEMEDİ
Saldırıdan 3 ay sonra şüphelilerin itirafları üzerine azmettirici olarak yakalanan otel sahibi Muhammet Erin suçlamaları kabul etmedi. Abdullah Erin’e gönderdiği 750 bin TL’nin ticari alışveriş olduğunu savundu.
Savcı iddianamede suikast ekibinin yakalandığını ancak gerçek azmettiricilerin yakalanmadığını yazdı. Bu kişilerin yakalanması için ayırma kararı verildiğini ve bu soruşturmanın sürdüğünü belirtti.
Savcı iddianamede şu çarpıcı tespitleri yapıyordu:
“Örgütün diğer yönetici ve eyleme iştiraki olan diğer üyeleri bu aşamaya kadar tespit edilemedi. Eylem, Şaban Yılmaz’ın pozisyonu ve yaptığı iş gereği rahatsızlık duyan kesimler tarafından organize edilerek dosyamız şüphelilerine tevdi edildi.
2024 yılı Ocak ayından beri örgütün İstanbul’daki ayağının kimliği belirsiz şüphelilerinin Şaban Yılmaz’ı takip etmeye başladıkları, kaldığı yer, hareket saatleri, geçiş güzergahları, kullandığı araçlar ve hatta resmi araçları dışında aile bireylerinin kullandığı ve geçici dönem İstanbul’a götürülen araç plakalarına varana kadar pek çok hususta keşif ve izleme faaliyetlerinin icra edildiği belirlendi. İlk eylem; çalıntı motosikletler ile İstanbul’da kullanılan araca çapraz ateş açma şeklinde planlandı. Bunun için keşif yapıldı. Ancak dosya kapsamında sebebi tespit edilemeyen ancak Muhammed Erin’in üstü konumunda ve ona talimat veren kişilerce eylemin şekli değiştirildi. Şaban Yılmaz’a yönelik Ankara’da bir eylem yapılmasının talimatı verildi.
Buradaki diğer bir husus olayın alt kısmındaki tetikçi tabir edilen şüphelilerin üst yapıdaki şüphelileri tanımaması, görmemesidir. Gizliliğe büyük önem verilmiştir. İrtibatlarda gizliliğe büyük önem verilmiştir. Böylece diğer kimliği belirsiz üst pozisyondaki şüphelilerin ortaya çıkmasının engellenmesi amaçlanmıştır.”
Savcı 9 şüpheliye örgüt yöneticisi, örgüt üyeliği ve tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçlamalarından dava açtı. Asıl azmettiricilerin bulunması için açılan soruşturma devam ediyor. Şaban Yılmaz ise bu suikast girişiminden 5 ay sonra İstanbul Başsavcılığı’ndan alınarak Yargıtay Üyesi olarak atandı. (TİMUR SOYKAN - BİRGÜN)
Hiç yorum yok