Newroz Parkı, on binlerce Diyarbakırlı ve 30 yıl sonra da Koma Amed (VİDEO)
Newroz Parkı, Koma Amed konseriyle bir kez daha tarihi bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Parkı dolduran on binlerce Diyarbakırlının arasında çevre illerden hatta İstanbul ve Ankara gibi uzak şehirlerden gelen insanlar da vardı. Günler öncesinden yapılan konser duyurusunun on binlerce insanın bir araya gelmesinde mutlaka etkisi olmuştur. Ancak esas olan şuydu: Konser sırasında sahnedeki sanatçıların şarkılarına eşlik eden ihtişamlı koro, Koma Amed’in Kürtler için unutulmaz şarkılara imza attığını gösterdi. 30 yıl önce seslendirilen şarkılar hâlâ günceldi, direngen ve umutluydu. Şarkılar hâlâ gençti, Koma Amed’in kurucularından Evdilmelik Şexbekir’ın veda ettiği yaştaydı.
Fikri, Ahmet, Serap, Memo, Serhat ve Süleyman... Onlarca kez değişik mekanlarda konser vermişlerdi. Fakat muhtemelen ilk kez bunca heyecan duydular sahnede. Konuşurken sesleri titredi, duygularını ifade edecek kelimeleri ararken bocaladılar ve şarkılara sığındılar.
Önce mesajlar
Konserin ayrıntıları arasında konser için gönderilen mesajlar vardı. Sürgündeki Sanatçılar Şivan Perwer, Xelîl Xemgîn, Hesen Şerif, Hozan Şemdîn, Gulîstan Perwer ve Hozan Dilovan Diyarbakır’a duydukları hasreti dile getirerek Koma Amed’e başarı dileğinde bulundular. İlkay Akkaya, bir gün Diyarbakır’da Koma Amed ile birlikte konser verme hayali kurduğunu söyledi.
Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serra Bucak ile Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, barış ve demokratik toplum sürecine dikkat çekerek, Koma Amed konserinin barışa vesile olması temennisinde bulundular.
Mahpus İki Siyasetçi Selahattin Demirtaş ile Selçuk Mızraklı’nın da mesajları okundu. Demirtaş, mesajında, “Kürt halkının varlık yokluk mücadelesi verdiği günlerin ve ilk gençlik ateşimizin gür ve coşkulu sesi Koma Amed’i selamlıyorum. Özgür günlerde hepinizle buluşmayı diliyor, her birinize ayrı ayrı selam, sevgilerimi ve başarı dileklerimi gönderiyorum” dedi.
Mızraklı ise, “Koma Amed’in doğumunda ben de vardım” ifadesini kullandı. Bu cümleye geri döneceğim.
Bir mesaj da Van Gölü’nde cesedi bulunan Rojin Kabaiş’in ailesinden geldi. Sahnenin önünde pankartlarıyla duran aile, “Rojin’e ne oldu?” diye sordu.
Newroz Parkı’nda kimler vardı?
Diyarbakır’ın ortak sevinciyle ilgili naçizane izlenimim şöyle: Seçim sonuçları, Newroz Bayramı’nın coşkulu geçmesi ve Amedspor’un kazandığı maçlar. Seçimler, Newroz ve Amedspor bir kenti, bir halkı aynı bilinç ve duygu etrafında buluşturma gücüne sahip.
Koma Amed konserini, bu ortak sevincin yanına koymak gerekiyor.
Koma Amed bu ortak sevinci hissetti ve 30 yıl sonra Diyarbakır’da konser vermenin heyecanına, ortak sevinç heyecanı da eklenmiş oldu. Bu, sadece hissedilir bir durum değildi, gözle görülüyordu: Sahnede Kürt halkının ortak hafızası vardı.
Koma Amed 30 yıl sonra Diyarbakır’da, on binlerce kişinin karşısında şarkı söylemenin heyecanını üzerlerinden atmak için şarkılara sığındı. Şarkı söyledikçe devasa kitle ile yekvücut oldu Koma Amed ve her şarkı başka bir anlam kazandı, dünü bugüne taşıdı.
Newroz Parkı’nda gençliğinde Koma Amed şarkılarıyla neşelenip kederlenmiş orta yaş kuşağı vardı. Kim bilir hangi şarkı hangi hatıralarını canlandırdı? Koma Amed ilk şarkılarını söylediğinde henüz doğmamış gençler vardı Newroz Parkı’nda ve çoğunluktaydılar. Gençlerin her şarkıya eşlik etmesi, Koma Amed şarkılarının hâlâ genç olduğu yönündeki iddiamı doğrular nitelikte.
Newroz Parkı’nda konserlerin vazgeçilmezi halay da vardı, slogan da. Kısaca, Newroz Parkı’nda Koma Amed konserinden beklentileri karşılayan her şey vardı.
Koma Amed efsanesi
Koma Amed’e Diyarbakırlıların gösterdiği teveccühün nedenlerini yukarıda anlatabildiğimi umuyorum. Peki ama nedir yıllar önce dağılmış bir grup olan Koma Amed’i efsane yapan?
1990’lı yıllarda Kürtçe müzik yapmak yasaktı. Albüm çıkarmak, konser vermek soruşturmaları göze almak anlamına geliyordu. Dinleyici için de zor yıllardı ve Kürtçe müzik, ancak gizli saklı dinlenebiliyordu. Kolluk tarafından evlerine baskın yapılan birçok Kürt, evde bir Kürtçe kaset bulunduğu için türlü eziyete maruz kalmıştır.
Buna rağmen 1990’lı yıllarda Kürtçe müzik, edebiyat, tiyatro ve sinema yapılıyordu. Kürtçe sanat yapmanın önündeki engeller, bedeller ödenerek aşılıyordu.
İşte o yıllarda bir kaset, zamanın kasetçilerinde gizlice çoğaltılarak evlere giriyordu. Kaset bandrollü olmadığı için kasetçiye gidip adıyla istemek mümkün değildi. “İçinde falanca şarkının olduğu kaset” diyerek talep edilebiliyordu.
Kasetin içindeki şarkılar o güne kadar dinlenegelen Kürtçe şarkıların melodik yapısına pek yakın değildi. Bağlamadan başka enstrümanlara da yer verilmişti. Kimi şarkılar rock müziğin kapılarını zorluyordu. Mesela “Çav Bella” şarkısı Kürtçe sözlerle ve şaşırtıcı bir güzellikte yorumlanmıştı.
Peki ama kimdi bu şarkıları çalıp söyleyenler? Türlü rivayetler dönüyordu ve giderek bir efsaneye dönüşüyordu kaset. Teknoloji bugünkü kadar gelişmemişti, video klipler çekilip internette bugünkü gibi kolay paylaşılmıyordu.
Bandrollü çıkan Agir û Mirov (Ateş ve İnsan), Koma Amed’i dinleyicisiyle buluşturan ilk yasal albüm oldu. Bandrolsüz çıkardıkları Kulîlka Azadî (Özgürlük Çiçeği) kasetinin hikayesi de bundan sonra dinleyici kitlesine ulaştı.
Hacettepe Üniversitesinde tıp okuyan ve müzik yapan bir grup genç, 1987 yılında, Ankara’da Diyarbakırlıların gecesinde sahneye çıkarlar. Gece olaylı biter, gözaltına alınanlar olur. Ve o gece Koma Amed’in temeli atılır.
Kuzey Doğu Suriye’den Hacettepe’de tıp okumaya gelen Evdilmelîk Şexbekir, müzik birikimiyle gruba öncülük eder. Sesiyle, güçlü yorumuyla ve besteleriyle Kûlîlka Azadî’ye önemli katkılar sunar. Siyasi baskılarla baş edemeyen Şexbekir gruptan ve Türkiye’den ayrılır, ama Koma Amed, Agir û Mirov albümüyle müzik yolculuğuna devam eder.
Dergûş albümünün satışı 200 bin civarında bir satış rakamına ulaşır. Bu, bir Kürtçe albüm için, rekor olarak kabul edilir.
Ancak grup, bu başarının ardından çeşitli nedenlerle dağılır. Grubun bazı üyeleri Avrupa ülkelerine yerleşmek zorunda kalır.
Selçuk Mızraklı, konser için gönderdiği mesajda neden “Koma Amed’in doğumunda ben de vardım” dedi? Grubun kurulduğu tarihte Mızraklı da tıp öğrencisidir. Müzisyenler evinde toplanmıştır Mızraklı’nın. Gruba bir isim aranır. Mızraklı Koma Amed ismini önerir ve kabul edilir.
Halbuki Urfa Siverekli olan Mızraklı dahil, gruptaki hiç kimse Amedli değildir. Ama Amed, bu gençlerin politik ve duygusal hafızasının ortak şehriydi. Mızraklı’nın isim önerisi, bu nedenle tereddütsüz kabul görmüştü.
İşte bu nedenle 25 Ekim gecesi Diyarbakır’da gerçekleşen konserde gördüğümüz, bir halkın acılar ve özlemlerle, yenilgi ve zaferlerle oluşturulmuş politik ve duygusal hafızasının şahlanışıydı. (VECDİ ERBAY - EVRENSEL) (YAZININ ASIL BAŞLIĞI: "Koma Amed 30 yıl sonra da Evdilmelik’in yaşında" şeklindedir)





