Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

Kıdem tazminatında AKP kurnazlığı!

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemenin, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerli olacağını ifade e...


Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemenin, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerli olacağını ifade etti. Bu ifade, aslında eski işçi-yeni işçi ayrımı şeklinde de özetlenebilir.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemenin, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerli olacağını ifade etti. Bu ifade, aslında eski işçi-yeni işçi ayrımı şeklinde de özetlenebilir.
Ali Babacan, katıldığı bir televizyon programda, kıdem tazminatı uygulamasının hem taşeron işçileri hem de esnek çalışma modellerine uygun çalışanları kapsayacak şekilde genişletileceğini ifade etti. Kamuoyunu ikna etmek üzere güvencesiz çalışan taşeron işçilere vurgu yapan Babacan, “Özellikle yeni oluşturacağımız Kıdem Tazminatı Fonu ile beraber bu sorunu çözecek, çok önemli bir adım atmış olacağımızı düşünüyoruz” dedi.
Babacan; “Türkiye'deki toplam çalışanların sadece yüzde 8'inin hak ettiği kıdem tazminatını alabildiğini belirterek, yüzde 8'i temsil eden kamu işçi sendikalarının ''buna dokunmayın'' dediğini” belirtti.
Babacan, kamuda çalışan işçilerin kıdem tazminatlarının devlet tarafından aksatılmadan ödenirken; özel sektör için aynı şeyin söylenemeyeceğini ve özel sektörde ciddi hak ihlalleri yapıldığını belirtti. Bu nedenle özel sektörü de içine alan Kıdem Tazminatı Fonu uygulamasıyla yeni bir düzenleme yapacaklarını dile getirdi.
Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerli sayılmasıyla kazanılmış hakların korunacağı iddia ediliyor. Aslında bu durum çalışılmış sürelerin kıdem tazminatıyla korunurken bundan sonra çalışılacak sürelerin ise kıdem tazminatı kapsamından ayrıştırılması anlamına gelmekte. Bu aynı zamanda eski işçi-yeni işçi ayrımı şeklinde de özetlenebilir. Böylece eski işçilerin hakları korunurken yeni işçilerin veya çalışmaya devam edenlerin kıdem tazminatı hakkı budanmış olacak.
Kıdem tazminatı fonu kurulmasını savunan Babacan temel gerekçesini şöyle ifade ediyor:
“İşverenler ödeme güçlüğüne düşüyor. Bu nedenle işçiler kıdem tazminatlarını alamıyor. Eğer fon olursa işçilerin mağduriyeti olmaz.”
Aslında fon yoluyla mağdur işçilerin mağduriyetlerinin giderileceği iddiası inandırıcılıktan uzak bir nitelik taşımakta. Bilindiği gibi bugün de taşeron işçiler dâhil olmak üzere bütün işçilerin kıdem tazminatı hakkının olmasına rağmen hak ihlalleri devam etmekte. Mesele devletin ödemekten kaçınan işverenler hakkında gereğini yapmamasıdır.
Diğer taraftan, kıdem tazminatı fonu daha çok işçinin faydalanacağı iddiası ile savunulurken, asıl hedefin şuan yürürlükte olan prim miktarının azaltması olduğu gözlerden kaçırılmaya çalışılmakta. Çünkü gerekçelerdeki temel vurgu işverenler üzerindeki kıdem tazminatı yükünün hafifletilmesidir. Bunun tek yolu ise işverenlerin kıdem tazminatı için ödedikleri miktarın azaltılmasıdır. “20 yıllık kıdeme 6 aylık maaş uygulaması” bu noktada anlam kazanıyor.
Peki Kıdem Tazminatı Fonu ne anlama geliyor?
İşçinin her bir yıllık çalışması karşılığında 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenmesini içeren mevcut yasal düzenleme, 2003 yılında 4857 Sayılı İş Kanunu’nun geçici 6. maddesiyle kıdem tazminatı için bir fon kuruluncaya kadar korunmuştu. Peki, bugün geçici 6.madde kaldırılarak kurulmaya çalışılan Fon ne anlama geliyor?
Fon kurulması halinde, kıdem tazminatı doğrudan işveren tarafından ödenmeyecek. Bunun yerine işverenler fona prim ödeyecek ve kıdem tazminatını hak eden işçilere ödeme bu fon tarafından yapılacak. Böylece kıdem tazminatı iş ilişkisinin doğrudan bir parçası olmaktan çıkartılacak. Bu durum işten çıkarmada işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü ortadan kalkmasına, işten çıkarmada caydırıcılığı azalmasına ve iş güvencesinin zayıflamasına yol açacak.