Yönetmen Sırrı Süreyya Önder siyasete girdikten sonra özellikle Kürt sorunu konusunda takip edilen bir politikacı olarak anıldı...
Cezasının onanması ile bugün Kandıra Cezaevi'ne giren Sırrı Süreyya Önder'i kamuoyu 12 Eylül askeri darbe döneminde geçen bir öyküyü anlatan 'Beynelmilel' filmi ile tanıdı.
Ancak yönetmen Önder siyasete girdikten sonra özellikle Kürt sorunu konusunda takip edilen bir politikacı olarak anıldı.
Milletvekili seçildikten sonra çözüm sürecinde önemli bir rol üstlenerek İmralı heyetinde yer alan Önder, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın silahların bırakılmasını isteyen mesajını 2015 yılında Diyarbakır'daki Newroz kutlamalarında bugün HDP Eş Genel Başkanı olan Pervin Buldan ile birlikte okudu.
Çözüm süreci devam ederken 'rüzgar tersine dönerse cezaevine girebilecekleri' şeklinde açıklamalar da yapan Önder, TBMM'de yaşanan ilginç polemiklerde de sık sık adından söz ettirdi.
İşte Önder'in hayatından satırbaşları:
1962 yılında Adıyaman doğumlu. Türkmen bir ailenin çocuğu olan Önder ileride annesinin Nurcu babasının sosyalist ailelerden geldiğini ve bu nedenle 'doğar doğmaz sorun yaşamaya başladığını' söyleyecekti.
1978 yılında Adıyaman Lisesi'nde öğrenciyken Maraş Katliamı'nı protesto ettiği için tutuklanarak cezaevine girdi. Tahliye olduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanarak burada okudu.
12 Eylül darbesinde Ankara'daydı. İlk tutuklama furyasında hapse girdi. Uzunca bir yargılama sürecinin ardından 12 yıl hapse mahkûm edildi. Açlık grevleri vb. protestoları ve eylemleri nedeniyle infazlarının yakılması sonucu çeşitli cezaevlerinde yedi yıl hapis yattı.
Yönetmenlik, sinema oyunculuğu, senaristlik, müzik yapımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu saflarında katıldığı 2011 genel seçimlerinde İstanbul 2. bölgeden milletvekili seçildi.
Önder, BKM Film tarafından çekilen senaryosunu da kendisinin yazdığı 'Beynelmilel' ile ilk yönetmenlik deneyimini yaşadı.
Muharrem Gülmez'le birlikte yönettiği film 12 Eylül 1980 sonrası sıkıyönetiminin halk ve çalgıcı sınıfı (gevende) üzerine etkilerini trajikomik bir şekilde anlatıyordu.(GAZETEDUVAR)
Cezasının onanması ile bugün Kandıra Cezaevi'ne giren Sırrı Süreyya Önder'i kamuoyu 12 Eylül askeri darbe döneminde geçen bir öyküyü anlatan 'Beynelmilel' filmi ile tanıdı.
Ancak yönetmen Önder siyasete girdikten sonra özellikle Kürt sorunu konusunda takip edilen bir politikacı olarak anıldı.
Milletvekili seçildikten sonra çözüm sürecinde önemli bir rol üstlenerek İmralı heyetinde yer alan Önder, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın silahların bırakılmasını isteyen mesajını 2015 yılında Diyarbakır'daki Newroz kutlamalarında bugün HDP Eş Genel Başkanı olan Pervin Buldan ile birlikte okudu.
Çözüm süreci devam ederken 'rüzgar tersine dönerse cezaevine girebilecekleri' şeklinde açıklamalar da yapan Önder, TBMM'de yaşanan ilginç polemiklerde de sık sık adından söz ettirdi.
İşte Önder'in hayatından satırbaşları:
1962 yılında Adıyaman doğumlu. Türkmen bir ailenin çocuğu olan Önder ileride annesinin Nurcu babasının sosyalist ailelerden geldiğini ve bu nedenle 'doğar doğmaz sorun yaşamaya başladığını' söyleyecekti.
1978 yılında Adıyaman Lisesi'nde öğrenciyken Maraş Katliamı'nı protesto ettiği için tutuklanarak cezaevine girdi. Tahliye olduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanarak burada okudu.
12 Eylül darbesinde Ankara'daydı. İlk tutuklama furyasında hapse girdi. Uzunca bir yargılama sürecinin ardından 12 yıl hapse mahkûm edildi. Açlık grevleri vb. protestoları ve eylemleri nedeniyle infazlarının yakılması sonucu çeşitli cezaevlerinde yedi yıl hapis yattı.
Yönetmenlik, sinema oyunculuğu, senaristlik, müzik yapımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu saflarında katıldığı 2011 genel seçimlerinde İstanbul 2. bölgeden milletvekili seçildi.
Önder, BKM Film tarafından çekilen senaryosunu da kendisinin yazdığı 'Beynelmilel' ile ilk yönetmenlik deneyimini yaşadı.
Muharrem Gülmez'le birlikte yönettiği film 12 Eylül 1980 sonrası sıkıyönetiminin halk ve çalgıcı sınıfı (gevende) üzerine etkilerini trajikomik bir şekilde anlatıyordu.(GAZETEDUVAR)