Bir laf vardır, çok şeyi özetleyen, “Ya devlet başa ya kuzgun leşe” diye. Bunun anlamı, devlet devletliğini yapmazsa, liyakat ve ehliy...
Bir laf vardır, çok şeyi özetleyen, “Ya devlet başa ya kuzgun leşe” diye.
Bunun anlamı, devlet devletliğini yapmazsa, liyakat ve ehliyete göre adalet kurallarına uygun davranmazsa, yani kendi varlığını koruma refleksinin de ötesine geçip iktidara aday hasım örgütleri tespit etmez, hatta onları koruma altına alarak desteklerse, yıkılmayı hak ediyor demektir.
Bir Fetö faciası yaşadık, biliyorsunuz.
Fetö’yü iktidar hırsına yönlendiren dinsel kaynaklara ve mistik hezeyan hastalığına dayalı motivasyonu, cemaatin gizli misyonuna ait direktifler bulunuyordu.
İsterseniz Fetö’nün hain planlarının destek noktalarını ve yaşanan süreci kısaca bir hatırlayalım.
1-İslamcı katliamın kutsanmış kavramı olan cihadın her alanda yapılması gerektiği inancı, Fethullahçıları dinî ve cemaatsal misyon yönünden motive etmişti:
2-Said Nursi’nin Risale-i Nur adlı kitabının 5. Şua’sındaki “Kahraman ordu, onun elinden dizginini kurtaracak, yani Türk Silahlı Kuvvetleri ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün deccallığını kabul edip onun ilke ve devrimlerini terk edecek” o meşhur müjde(!)
3- Fethullah Gülen Örgütüne ilham veren Nurcu kaynaklardan üçüncüsü, “Atatürk’e Küfretme Belgesi” olan “İnnâ A’taynâ’nın Sırrı Lahikası” idi. Söz konusu lahika (cemaat içi bildirim), Nurculuktaki Mehdi, Deccal ve Süfyan mitolojisinin ihanete dayalı deklarasyonuydu. Kevser Suresi’nin ayetleri, Said Nursi’nin bazı tarihlere gönderme yaptığı fantastik yorumlarıyla ele alınıyordu. Lahikada, Ebced/ Cifir hesabına göre tarihler çıkarılıyordu. Mustafa Kemal Atatürk ile İsmet İnönü iki ayrı deccal olarak, Mareşal Fevzi Çakmak ise üçüncü deccal olarak veriliyordu. Ancak cemaate göre Deccallığın dört sütunu vardı. Deccallığın dört sütunundan üçünün bu kişilerden oluştuğunu görürken, dördüncüsünden söz edilmemekteydi. Ancak, Said Nursi’nin talebelerinden Bayram Yüksel’in, bu dördüncü kişinin ilk Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Rifat Börekçi olduğunu söylediği rivayet edilir.
Lahikanın en önemli kısmında Arapça bir metin bulunmakta ve Said Nursi şöyle seslenip küfretmekteydi:
“Ey münafık ve ahmaklar (Mustafa Kemal ve İnönü),
Cesedimi param parça etseniz de hakkı konuşmaktan geri durmayacağım.
Dünyanın her bir köşesine sesimi işittirme imkânım olsa Kur'an'ın gerçek bir kitap olduğunu, onun, doğruyu yanlıştan ayıran güvenilir bir kaynak olduğunu, içinde kuşku bulunmayan bir Allah kelâmı olduğunu, Hz. Muhammed’in şüphe taşımayacak derecede Allah’ın elçisi olduğunu, Hz. Peygamberin (AS) getirdiği şeriatın Allah’ın bildirdiği bir mesaj olup tamamen adaleti temsil ettiğini, içinde zulmün bulunmadığını herkese haykıracağım.
Ey Mülhidler (Mustafa Kemal ve İnönü),
Laiklik, İslam dininin üzerinde bir zulümdür.
Laikliği getirmenizden dolayı Arş-ı azam öfkeden titriyor.
Yakında gelecek olan şiddetli ve kahredici ölümünüzü bekleyin bakalım!
O an geldiğinde arşın sahibi olan Allah, liderlerinizi yeryüzünden alır.
O liderler, Sekar adlı cehennemde, ağlayıp inleyerek cezalarını çeker.
Cehennemdekiler; ölü işkembesine benzeyen zakkumu yiyerek ve pis içecekleri içerek sonsuza kadar acı çekerler.
Siz dinsizler (Mustafa Kemal ve İnönü), bizi kötülüklerinizle zehirliyor ve sonra da bizi mürteci diye isimlendiriyorsunuz.
Siz (Atatürk ve İnönü), kâfirlerin en pisi, vahşilerin en vahşisi, dinden çıkan iki mürtedsiniz.
İsimlerinizdeki 'Elif' ve 'Be' harfleri, sizin iki Süfyan tarzı Deccal olduğunuzu gösteriyor.
Din aleyhine faaliyet yapanların liderisiniz.
Yahudilerin en iğrenci ve zalimlerin en zalimisiniz (…)”
4-Yahudi Kabalacılığının İslam dünyasındaki temsilcisi Muhyiddin-i Arabi ile ondan asırlar sonra yaşamış olan Nostradamus’un “Mehdi 2016 yılında çıkacak, Altın çağ başlayacak” şeklindeki kehanetlerine ya da kimilerine göre el Arabi’nin kerametine istinaden, kendini Mehdi ve Kutbul İrşad olarak gören paranoyak Fethullah’ın, 2016 yılının 15 Temmuz’unu “Mehdiyet darbesinin günü” olarak görmesi ve ona biat eden Fetöcü çete üyelerinin paylaşılmış mistik hezeyan psikolojisiyle kendilerine göre mukaddes Armageddon Savaşına girmeleri ve halkı katletmeleri.
5-Yine Risale-i Nur’un Mektubat adlı kitabının 28. Mektub bölümünde geçen efsanevi İslam kahramanı “Sarıklı Genç”in Fetullah Gülen şeklinde yorumlanması ve ondan medet umulması.
6-Tüm bunları görmekten aciz veya tüm bunları bildiği halde bu ihanet şebekesini devletin her kademesine çöreklendiren İslamcı hükümetin firaset ve basiret yoksunluğu.
SIRADA 2019 DARBE HAZIRLIĞI VAR
Herkesi ikinci kitabım Mehdi Mesih’te, kitabın kapağında “Nostradamus 2016 dedi” ibaresiyle, 2016’da ilahi Hero (kahraman) iddialı bir Mehdicilik harekâtının, yani siyasal iktidara darbe ve devletin başına çöreklenme hevesinin Fethullahçılarda vazgeçilmez bir İslamcı Kızılelma ülküsü olduğunu ihbar etmiştim.
Şimdi de ihbar ediyorum…
Menzil’deki Nakşıbendi tarikatının Halidiye koluna mensup tekkenin üyeleri sadece Sağlık Bakanlığı kadrolarında kolonileşmiyor, aynı zamanda “2019 yılında Mehdi’nin zuhur edeceğine (ortaya çıkacağına/ iktidara geleceğine) dair top secret inanca sahip olduklarını ve bu inancı yaydıklarını tüm Türkiye’ye ve özellikle devletin başındakilere duyuruyorum. Üstelik 2019’da Mehdi’nin zuhur edeceğine dair kanaat ve itikat yalnızca Menzilcilerde değil, diğer bazı tarikat ve cemaatlerde de yaygın görüştür. İnternette biraz dolaşın, bu sapkın inancın ne derece taraftar bulduğunu göreceksiniz.
Son uyarılarımı yapayım…
Gelecek yıl içinde tıpkı Fetö’nün darbesi gibi bir darbe girişimin gerçekleşme atağına şahit olursak niye uyarını yapmadın diye kimse bana sormasın, gücenmesin, hain yaftası takmasın.
Cemaat ve tarikatlara imtiyaz sağlamaya devam edilirse, zaten şu sıralar ekonomik zorluklarla ve dış etmenlerle mücadele etmeye çalışan AKP Hükümeti ile birlikte T.C. devletinin tüm organları çökmeye mahkumdur.
Benden hatırlatması. (Nazif Ay - Odatv.com)
Hiç yorum yok