Kesinlikle hayır. Orduyu bilmem, ama MİT ve iktidar, Cemaatin son koz olarak darbe yapabileceğini çok iyi biliyordu.

Eğer, biz sıradan yazarlar, Cemaat- Erdoğan çatışmalarında sıranın artık Cemaatin elindeki askeri kozu oynamaya geldiğini 2012 Martı’ndan beri çeşitli kez siyasi analiz olarak gündeme taşıdığına göre, yüzlerce kanaldan bilginin aktığı MİT’in bu analizleri daha somut verilerle yapmamış olması ve iktidarın önüne çeşitli dönemlerde rapor olarak koymamış olması olanaksızdır.

Cemaatin içinden biri, Ümit Akdemir, darbeden aylar önce bas bas bağırdı, askeri darbeye kalkışacaklar diye.

Bu kişi bazı köşe yazarlarına yaptığı açıklamada, “Cemaatin Hususileri darbe için Ankara’da toplandı” diyor ve FETÖ arasında ordu içindeki cemaatçilerin hareket geçeceğinin konuşulduğunu belirtiyordu.

Ümit Akdemir’in MİT’çe dinlenmediğini, sorgulanmadığını söylemeyin. MİT’in bu konuda da özel istihbaratı olmadığını ve aldığı haberlerin değerlendirilmediğinden bahsetmeyin. Devletin her kurumunda alabildiğine örgütlenen FETÖ’nün, 2010- 2015 arası 5 yıl süren büyük çatışma süreci içinde, polis, istihbarat, MİT, yargı vb. gibi kurumlarda etkinliğini bir bir yitirdikten sonra, sıranın, elinde kalan en etkin güç olarak “ordu”yu kullanmaya geldiğini görmediğinizi söylemeyin.


Sıra ‘askerin mızrağı’nda

7 Şubat 2012. Cemaat MİT üzerinden Erdoğan’a saldırdı ve kıyamet koptu. 20 Mart 2012’de, bu köşenin okurları, sıranın askeri darbeye geldiğini okuyorlardı:

“Yoo hayır, bu kez başka bir ‘fantezi’ üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yi, Erdoğan’a karşı kullanır mı? Erdoğan’a karşı MİT Darbe Girişimi’ni, bu kez Askeri Darbe Girişimi izler mi, nasıl ve ne zaman izler?

Cemaat, denetlediği özel yargılama güçleriyle Erdoğan’a hukukun mızrağını gösterir mi, diye sorduk, bir ay geçti geçmedi MİT üzerinden Erdoğan’ı silkelediler! Bu güçler, tıpkı yargı mekanizmasında olduğu gibi, uzun zamandır orduyu da denetim çabası içindeler...

Peki, bu durumun ‘Başbakana askeri darbe ile ne ilgisi var’ diye sorar gibi bazılarınız.. Poliste ve yargıda örgütlenmelerinin, Başbakan ve hükümetle ne ilgisi varsa! Erdoğan ve (AKP) ile F. Gülen arasında savaş, yeraltında yerüstünde sürüyor...

TSK üzerinde denetim ve yönlendirme, Cemaatçiler için, yılbaşı ikramiyesi önemindedir! En büyük joker yani!

Erdoğan bunun farkında (mı)!? Hukukun mızrağı.. derken gelecek zamanda ordunun mızrağı…”
(http://orhanbursali.blogspot. com.tr/2012/03/erdogana-askeridarbe. html)


‘Ne yaşıyoruz anlayalım!’ 

Bundan iki yıl sonra da, 2104 Martı’nda “Ne yaşıyoruz anlayalım” başlıkla yazıda, bu ağır çatışmanın bir darbe ile sonuçlanabileceğini belirtiyordum. O sırada Erdoğan iktidarı “Orduya kumpas kurdular” diyerek Cemaat ile ittifakını sonlandırıyor, bu kez ordu ile ittifaka yöneliyordu. Bu, Balyoz vb. davaların da sonu ve bu davaların Cemaatin üzerine yıkılmasının başlangıcıydı:

“Orduya kumpasın derin başka anlamları vardır....Cemaatin ordu içindeki örgütlenmesi! RTE için de, ordu için de en önemli ‘tehlikelerden biri’dir... Cemaat orduda da örgütlüdür ve gücü tam olarak bilinmeyen buradaki örgütlenmesi ortadan kaldırılamazsa, kendileri için hangi boyutta bir tehlikeyi beklediği konusunda fikirleri yoktur!.. Cemaat örgütlenmesi en son durumda RTE’ye veya yerine gelebilecek başka iktidarlara karşı, bir darbe biçiminde bile sonuçlanabilir..”
(http://orhanbursali.blogspot. com.tr/2014/03/ne-yasyoruzanlayalm. html)

***

Yani MİT de iktidar da FETÖ’nün bir darbeye kalkışabileceğini biliyorlardı.
Bugün darbe girişimi üzerindeki bazı gölgelerin varlığını sürdürmesi ile geçmişteki tüm bu darbe bilinirliklerini üst üste koyarsanız, darbenin nesini ne kadar kontrol ettiler sorusu çok meşrudur.
İktidar ve yandaşları, bu konu açıldığında acaba neden “en hassas yerlerine basılmış gibi” çığlığı basıyor, diye sormuyorum!
(Not: 4 Haziran 2017 yazım, küçük düzeltmelerle...) (ORHAN BURSALI-CUMHURİYET)
Daha yeni Daha eski