TRT’de ihtiyaç fazlası personel skandalı gün yüzüne çıktı. İstihdam fazlası personelin atandığı yerlerin bazılarında TRT’nin herhangi bir birimi olmadığı belirlendi...
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun (TRT), geçen aylarda ihtiyaç fazlası personel (İFP) olarak belirlediği personellerden 80’ine, “kendi isteği ile İFP olma” statüsü ile “ayrıcalık tanıdığı” ortaya çıktı. “Kendi isteği ile İFP olan” bu 80 personelden birçoğunun “TRT’deki hakları muhafaza edilerek, kendi memleketlerine veya istedikleri şehirlere gönderildiği” belirlendi. Personel atamalarının yapıldığı bazı şehirlerde, TRT birimlerinin dahi olmaması dikkat çekti.
TRT Yasası’nda 9 Temmuz 2018’de yapılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) değişikliği ile TRT’ye, “İstihdam Dışı Personel belirleme ve Devlet Personel Başkanlığı’na (DPB) bildirme, emekliliği hak eden personele teşvik ikramiyesi verilme yetkisi” tanındı. Emekliliği hak eden 2 bin 100 kişiden, bin 774’ü teşvik ikramiyesi verilerek, emekli edildi. Geri kalan 300’e yakın personel ise İFP’ye çıkarılma tedirginliği ile çalışmaya devam etti. KHK ile eklenen geçici maddelerin yürürlüğe girmesinden yaklaşık 10 ay sonra ise TRT, “İFP belirleme” yetkisini kullanarak, yönetim kurulu kararıyla kararıyla 169 personeli, “haberleri olmaksızın” İFP listesine ekledi. Olayın basına yansımasının ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP grup toplantısında konuyu gündeme getirmesinin ardından TRT, bu personellerden 26’sının ise “kendi isteğiyle İFP olduğu” ve “tüm personelin atanacağı kurumda TRT’de aldığı maaş, zam ve tazminat hakkını aynı şekilde koruyacağı” açıklamasını yaptı.
80 kişinin ataması yapıldı
TRT’nin “26 kişinin kendi isteğiyle İFP olduğu” açıklamasının ardından, Cumhuriyet’in ulaştığı belgelere göre, TRT Yönetim Kurulu kararıyla, temmuz ayı itibarıyla “kendi isteğiyle İFP olan” 18 ve 36 kişilik iki listenin daha oluşturulduğu ve DPB’ye gönderildiği ortaya çıktı. Buna göre, toplamda “kendi isteği ile İFP olma statüsü ile” 80 kişinin ataması yapıldı.
Yetkililerden alınan bilgiye göre ise kurumda bugüne kadar hiç “kendi isteği ile İFP olma” uygulamasının yapılmadığı, TRT Yasası’nda ve personel yönergesinde böyle bir uygulamanın olmadığı belirlendi. TRT yönetiminin; bu süreçte, “kendi isteği ile İFP listesine eklenmek isteyenlerin” dilekçe vermelerini temin edebilecek hiçbir yeni düzenleme, kurum içi duyuru veya yönerge yayımlanmadığı da ortaya çıktı. Haber-Sen Sendikası, bu uygulamadan dolayı, TRT Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Eren başta olmak üzere, tüm TRT yönetim kurulu üyeleri hakkında “görevi kötüye kullanmaktan” suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, “Kendi isteğiyle İFP olarak belirtilen 80 çalışana ayrıcalık tanındığı, bu kişiler ile gizlice görüşerek dilekçe vermelerinin sağlandığı ve geriye kalan 5 bin 300 kadrolu TRT personeli ile bunlar arasında açıkça ayrımcılık yapıldığı, ilk yayımlanan İFP listesine 26 kişi ‘kendi isteği ile alınırken’, habersizce listeye alınan 143 personelin ötekileştirildiği” gerekçe gösterildi.
Memlekete ‘atama’
TRT Yasası’na eklenen geçici maddeye göre, “İFP olarak ataması yapılacak kişiler, hangi ilde görev yapıyorsa, aynı ilde başka bir kuruma atanır” hükmü bulunmasına karşın; “kendi isteği ile İFP listesine eklenen” 80 kişiden birçoğunun, çalıştıkları ilde başka kurumlara değil, “kendi memleketlerine” veya “istedikleri şehirlere” atandığı ortaya çıktı. Buna göre, atanan bu personeller, hem kendi memleketlerinde veya istedikleri şehirlerde görev yapacak, hem de çalıştıkları süre boyunca TRT’deki maaş, tazminat veya zam haklarını kullanabilecek.
Personel var, TRT yok
Üstelik, 80 personelden kimisinin, atama tekliflerinin yapıldığı kamu kurumları ve bulundukları iller olan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Fırat Üniversitesi (Elazığ), Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi (Konya), Sakarya Üniversitesi ve Siirt Üniversitesi’nde herhangi bir TRT teşkilatının veya biriminin bulunmaması da dikkat çekti.
Öte yandan, istihdam fazlası olarak belirlenecek personelin, “emekliliği hak etmiş” personelden seçilmesi gerekirken; kendi isteği ile İFP olan personellerden 36’sının emekliliği hak etmemiş olduğu ve kurumda en fazla 10 yıl hizmet gördüğü de ortaya çıktı. Üstelik, 36 personelden 2’sinin de, “stajyer muhabir” kadrosunda olduğu, yani kurumda 2 yılını dahi doldurmadığı belirlendi.
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun (TRT), geçen aylarda ihtiyaç fazlası personel (İFP) olarak belirlediği personellerden 80’ine, “kendi isteği ile İFP olma” statüsü ile “ayrıcalık tanıdığı” ortaya çıktı. “Kendi isteği ile İFP olan” bu 80 personelden birçoğunun “TRT’deki hakları muhafaza edilerek, kendi memleketlerine veya istedikleri şehirlere gönderildiği” belirlendi. Personel atamalarının yapıldığı bazı şehirlerde, TRT birimlerinin dahi olmaması dikkat çekti.
TRT Yasası’nda 9 Temmuz 2018’de yapılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) değişikliği ile TRT’ye, “İstihdam Dışı Personel belirleme ve Devlet Personel Başkanlığı’na (DPB) bildirme, emekliliği hak eden personele teşvik ikramiyesi verilme yetkisi” tanındı. Emekliliği hak eden 2 bin 100 kişiden, bin 774’ü teşvik ikramiyesi verilerek, emekli edildi. Geri kalan 300’e yakın personel ise İFP’ye çıkarılma tedirginliği ile çalışmaya devam etti. KHK ile eklenen geçici maddelerin yürürlüğe girmesinden yaklaşık 10 ay sonra ise TRT, “İFP belirleme” yetkisini kullanarak, yönetim kurulu kararıyla kararıyla 169 personeli, “haberleri olmaksızın” İFP listesine ekledi. Olayın basına yansımasının ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP grup toplantısında konuyu gündeme getirmesinin ardından TRT, bu personellerden 26’sının ise “kendi isteğiyle İFP olduğu” ve “tüm personelin atanacağı kurumda TRT’de aldığı maaş, zam ve tazminat hakkını aynı şekilde koruyacağı” açıklamasını yaptı.
80 kişinin ataması yapıldı
TRT’nin “26 kişinin kendi isteğiyle İFP olduğu” açıklamasının ardından, Cumhuriyet’in ulaştığı belgelere göre, TRT Yönetim Kurulu kararıyla, temmuz ayı itibarıyla “kendi isteğiyle İFP olan” 18 ve 36 kişilik iki listenin daha oluşturulduğu ve DPB’ye gönderildiği ortaya çıktı. Buna göre, toplamda “kendi isteği ile İFP olma statüsü ile” 80 kişinin ataması yapıldı.
Yetkililerden alınan bilgiye göre ise kurumda bugüne kadar hiç “kendi isteği ile İFP olma” uygulamasının yapılmadığı, TRT Yasası’nda ve personel yönergesinde böyle bir uygulamanın olmadığı belirlendi. TRT yönetiminin; bu süreçte, “kendi isteği ile İFP listesine eklenmek isteyenlerin” dilekçe vermelerini temin edebilecek hiçbir yeni düzenleme, kurum içi duyuru veya yönerge yayımlanmadığı da ortaya çıktı. Haber-Sen Sendikası, bu uygulamadan dolayı, TRT Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Eren başta olmak üzere, tüm TRT yönetim kurulu üyeleri hakkında “görevi kötüye kullanmaktan” suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, “Kendi isteğiyle İFP olarak belirtilen 80 çalışana ayrıcalık tanındığı, bu kişiler ile gizlice görüşerek dilekçe vermelerinin sağlandığı ve geriye kalan 5 bin 300 kadrolu TRT personeli ile bunlar arasında açıkça ayrımcılık yapıldığı, ilk yayımlanan İFP listesine 26 kişi ‘kendi isteği ile alınırken’, habersizce listeye alınan 143 personelin ötekileştirildiği” gerekçe gösterildi.
Memlekete ‘atama’
TRT Yasası’na eklenen geçici maddeye göre, “İFP olarak ataması yapılacak kişiler, hangi ilde görev yapıyorsa, aynı ilde başka bir kuruma atanır” hükmü bulunmasına karşın; “kendi isteği ile İFP listesine eklenen” 80 kişiden birçoğunun, çalıştıkları ilde başka kurumlara değil, “kendi memleketlerine” veya “istedikleri şehirlere” atandığı ortaya çıktı. Buna göre, atanan bu personeller, hem kendi memleketlerinde veya istedikleri şehirlerde görev yapacak, hem de çalıştıkları süre boyunca TRT’deki maaş, tazminat veya zam haklarını kullanabilecek.
Personel var, TRT yok
Üstelik, 80 personelden kimisinin, atama tekliflerinin yapıldığı kamu kurumları ve bulundukları iller olan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Fırat Üniversitesi (Elazığ), Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi (Konya), Sakarya Üniversitesi ve Siirt Üniversitesi’nde herhangi bir TRT teşkilatının veya biriminin bulunmaması da dikkat çekti.
Öte yandan, istihdam fazlası olarak belirlenecek personelin, “emekliliği hak etmiş” personelden seçilmesi gerekirken; kendi isteği ile İFP olan personellerden 36’sının emekliliği hak etmemiş olduğu ve kurumda en fazla 10 yıl hizmet gördüğü de ortaya çıktı. Üstelik, 36 personelden 2’sinin de, “stajyer muhabir” kadrosunda olduğu, yani kurumda 2 yılını dahi doldurmadığı belirlendi.