10 Ekim Katliamı’nın üzerinden dört yıl geçti. 103 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıdan yaralı kurtulan Ayşegül Duman, BirGün’e konuştu: “Acımız dinmedi, katliama göz yuman, yaralıların üzerine gaz sıkan ve ambulansların gönderilmesini engelleyen kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılmadığı için adalet gelmedi”...
10 Ekim 2015 tarihinde, KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin ‘Emek, Barış ve Demokrasi’ mitingine IŞİD tarafından gerçekleştirilen, 103 kişinin yaşamını yitirdiği, 500’ün üzerinde insanın yaralandığı katliamın bugün dördüncü yıldönümü.
Bugün Ankara Tren Garı başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında anma etkinlikleri düzenlenecek. Katliam sonrası başlayan yargılama sürecinde, dokuz sanığa 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi katliamda öldürülenler, yaralananlar ile yakınları ve avukatlar tarafından yeterli görülmedi. İstihbarat raporlarına rağmen katliama göz yuman, güvenlik önlemi almayan, yaralıların üzerine gaz sıkan ve ambulansların gönderilmesini engelleyen kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılmaması adalete olan güveni sarstı.
Katliamın en ağır yaralılarından Cihan Andiç’in babası Ahmet Andiç, katliamda yeğenini kaybeden İhsan Seylan, katliamda bacağını kaybeden Gökhan Yaralı, katliamdan yaralı kurtulan sınıf öğretmeni Ayşegül Duman ve 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan İlke Işık BirGün’e konuştu.
TEDAVİ DEVAM EDİYOR
Katliamın ağır yaralılarından Cihan Andiç babası Ahmet Andiç, “Aradan geçen dört yıla karşın Cihan henüz ayağa kalkamıyor. Tedavisi devam ediyor. Cihan’ı eskisi gibi olmasa da toplumsal yaşama katabilmek için elimizden geleni yapmak için duyalı kesimlerin desteğine ihtiyacımız var. Bu zor süreci hep birlikte aşabileceğimize inanıyoruz” dedi.
Ahmet Andiç, şunları anlattı: “Katliamda yüzlerce insan yaralandı. Hiç kuşkusuz en ağır yaralı oğlum Cihan’dı. Cihan’a çok fazla yaşam şansı tanımıyordu. Uzun bir çaba, uzun bir direnme sonucu Cihan hayata tutundu. Başta aile olmak üzere bize manevi destek olan kesimlerin de katkısı ile zorlu süreci anlattık. O moral olmasaydı aile olarak ayakta duramazdık.
Aradan geçen dört yıla karşın Cihan ayakta duramıyor, sol kolu tam olarak kullanamıyor, parmakları ile tutunamıyor. Fizik tedavi süreci devam ediyor. Bu süreç içerisinde ayağa kalkması için ameliyat oldu. Fakat olumsuz sonuçlandı. Fizik tedavinin olumlu sonuçlanması durumunda tekrardan ameliyatın gündeme geleceği bilgisi verildi. Cihan’ın beyninde ve dizindeki bilye çıkarılamadı. Bu süreci hep birlikte atlatabileceğimize inanıyoruz.”
YAS DA ACI DA BİTMEDİ
Katliamda yeğenini kaybeden İhsan Seylan da “Ne yasımız ne de acımız bitmedi” dedi. Katliamdan sonra adalet umduklarını ifade eden Seylan, “Katliamı gerçekleştiren insanların, katliam sonrası zulmeden insanların, ihmali olan insanların yargılanacağı bir süreci umut ediyorduk. Yalnızca bir kaç IŞİD’ci yargılandı. Kamu görevlilerine dokunulmadı. Vaktinde yakalanabilecek olan IŞİD’cilerin firari sanık olmasına göz yumuldu” diye konuştu.
Kamu görevlilerinin yargılanmamasını kabul etmediklerini belirten Seylan, “Aileler için acı ilk günkü kadar taze. Bizler emek, barış ve demokrasi söylemini ayakta tutmaya çalışıyoruz” dedi.
ENGELLİYSENİZ HAYAT ZOR
Geçirdiği çok kritik ameliyatlara ve “masadan kalkamaz” sözlerine karşın yaşama sıkı sıkıya tutunan Gökhan Yaralı’nın bacağı sağ diz altından kesik ve bir kulağı duyma yetisini tamamen kaybetmiş durumda. Bu ülkede engelli olarak yaşamanın çok zor olduğunun altını çizen Yaralı, katliamdan önce hastaneye uğramazken, artık hastanelerden çıkmadığını söyledi.
Katliamın travmasını atlatmanın mümkün olmadığının altını çizen Yaralı, “Bir çoğumuz bir hayvanın kesimine bakamazken yüzlerce insan yanımda parçalandı. Gün geçtikçe katliamın etkisi artıyor. Alışmak bir yana daha iki gün önce protezi çıkarıp banyoya girdim. İstemsizce olmayan bacağımı yere basmaya çalıştım, bu hisse engel olamadım ve banyonun haznesine düştüm. Önce gülmeye sonra ağlamaya başladım” diye konuştu.
TRAVMA DEVAM EDİYOR
Katliamdan yaralı kurtulan sınıf öğretmeni Ayşegül Duman da tedavisinin devam ettiğini belirterek, “Hareket sınırlılığı devam ediyor. Ağrı ve sancılarım devam ediyor. Peyderpey kontrollere gidiyorum. Ruhsal açıdan paramparçayım” dedi. Yargılama sürecinin oldu bittiye getirildiğini söyleyen Duman, şunları söyledi:
"Bizlerin acısı dinmiyor. Adalet yerine gelene kadar da acımız dinmeyecek. Tek derdimiz bu ülkede bir daha böyle bir katliamın yaşanmaması. Kamu görevlileri yargılanmadan adaletin yerine geleceğine inanmıyoruz. İçişleri Bakanlığı, dava masraflarının mağdur aileden istenmesini talep etti. Bugünlerde hastane hastane dolaşarak iş göremezlik raporu almaya çalışıyoruz. Kısmen iyi gibi görünsek de görünmeyen yaralarımız var. Acılarımızın dili yok. Yasımızı tutmamıza izin vermeyen zihniyet acımızı yaşamamıza da izin vermiyor.”
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan İlke Işık da yargılama sürecinin devam ettiğini anlattı.
Katliam anından itibaren büyük bir inat ve ısrarla adalet mücadelesi verdiklerini belirten Işık, dava sürecini şöyle özetledi:
“Ceza davasında sadece IŞİD'liler yargılandı. İstihbarat raporlarına rağmen katliama göz yuman, güvenlik önlemi almayan, yaralıların üzerine gaz sıkan ve ambulansların gönderilmesini engelleyen kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılmadı. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, 'Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi insan yüzüne çıkamaz. Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman, eminim en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır’ dedi. Davutoğlu’na ‘Bildiğiniz, tanık olduğunuz, ortak olduğunuz her şeyi anlatın’ çağrısı yapmamasına karşın, bir yanıt alamadık. Bu dönem aydınlatılmalıdır.
Yargılama sürecine ilişkin yakalanacakken, yakalanmamış, gözaltına alınmamış 16 firari sanık var. 21 Kasım'da dava devam edecek. 21 Kasım'da görülecek duruşmada Cumhuriyet tarihi açısından önemli bir gelişme de yaşanacak. 10 Ekim Ankara Katliamı davasında IŞİD yöneticiliğinden 18 yıl hapis cezası alan Erman Ekici hakkında ‘Kasten öldürmek’, ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘insanlığa karşı suç’tan da bir iddianame düzenlendi. Türkiye tarihinde ilk defa ‘insanlığa karşı suç işlemekten’ bir yargı süreci başlayacak. Bizler adalet mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz." (BURCU CANSU - BİRGÜN)
10 Ekim 2015 tarihinde, KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin ‘Emek, Barış ve Demokrasi’ mitingine IŞİD tarafından gerçekleştirilen, 103 kişinin yaşamını yitirdiği, 500’ün üzerinde insanın yaralandığı katliamın bugün dördüncü yıldönümü.
Bugün Ankara Tren Garı başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında anma etkinlikleri düzenlenecek. Katliam sonrası başlayan yargılama sürecinde, dokuz sanığa 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi katliamda öldürülenler, yaralananlar ile yakınları ve avukatlar tarafından yeterli görülmedi. İstihbarat raporlarına rağmen katliama göz yuman, güvenlik önlemi almayan, yaralıların üzerine gaz sıkan ve ambulansların gönderilmesini engelleyen kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılmaması adalete olan güveni sarstı.
Katliamın en ağır yaralılarından Cihan Andiç’in babası Ahmet Andiç, katliamda yeğenini kaybeden İhsan Seylan, katliamda bacağını kaybeden Gökhan Yaralı, katliamdan yaralı kurtulan sınıf öğretmeni Ayşegül Duman ve 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan İlke Işık BirGün’e konuştu.
TEDAVİ DEVAM EDİYOR
Katliamın ağır yaralılarından Cihan Andiç babası Ahmet Andiç, “Aradan geçen dört yıla karşın Cihan henüz ayağa kalkamıyor. Tedavisi devam ediyor. Cihan’ı eskisi gibi olmasa da toplumsal yaşama katabilmek için elimizden geleni yapmak için duyalı kesimlerin desteğine ihtiyacımız var. Bu zor süreci hep birlikte aşabileceğimize inanıyoruz” dedi.
Ahmet Andiç, şunları anlattı: “Katliamda yüzlerce insan yaralandı. Hiç kuşkusuz en ağır yaralı oğlum Cihan’dı. Cihan’a çok fazla yaşam şansı tanımıyordu. Uzun bir çaba, uzun bir direnme sonucu Cihan hayata tutundu. Başta aile olmak üzere bize manevi destek olan kesimlerin de katkısı ile zorlu süreci anlattık. O moral olmasaydı aile olarak ayakta duramazdık.
Aradan geçen dört yıla karşın Cihan ayakta duramıyor, sol kolu tam olarak kullanamıyor, parmakları ile tutunamıyor. Fizik tedavi süreci devam ediyor. Bu süreç içerisinde ayağa kalkması için ameliyat oldu. Fakat olumsuz sonuçlandı. Fizik tedavinin olumlu sonuçlanması durumunda tekrardan ameliyatın gündeme geleceği bilgisi verildi. Cihan’ın beyninde ve dizindeki bilye çıkarılamadı. Bu süreci hep birlikte atlatabileceğimize inanıyoruz.”
YAS DA ACI DA BİTMEDİ
Katliamda yeğenini kaybeden İhsan Seylan da “Ne yasımız ne de acımız bitmedi” dedi. Katliamdan sonra adalet umduklarını ifade eden Seylan, “Katliamı gerçekleştiren insanların, katliam sonrası zulmeden insanların, ihmali olan insanların yargılanacağı bir süreci umut ediyorduk. Yalnızca bir kaç IŞİD’ci yargılandı. Kamu görevlilerine dokunulmadı. Vaktinde yakalanabilecek olan IŞİD’cilerin firari sanık olmasına göz yumuldu” diye konuştu.
Kamu görevlilerinin yargılanmamasını kabul etmediklerini belirten Seylan, “Aileler için acı ilk günkü kadar taze. Bizler emek, barış ve demokrasi söylemini ayakta tutmaya çalışıyoruz” dedi.
ENGELLİYSENİZ HAYAT ZOR
Geçirdiği çok kritik ameliyatlara ve “masadan kalkamaz” sözlerine karşın yaşama sıkı sıkıya tutunan Gökhan Yaralı’nın bacağı sağ diz altından kesik ve bir kulağı duyma yetisini tamamen kaybetmiş durumda. Bu ülkede engelli olarak yaşamanın çok zor olduğunun altını çizen Yaralı, katliamdan önce hastaneye uğramazken, artık hastanelerden çıkmadığını söyledi.
Katliamın travmasını atlatmanın mümkün olmadığının altını çizen Yaralı, “Bir çoğumuz bir hayvanın kesimine bakamazken yüzlerce insan yanımda parçalandı. Gün geçtikçe katliamın etkisi artıyor. Alışmak bir yana daha iki gün önce protezi çıkarıp banyoya girdim. İstemsizce olmayan bacağımı yere basmaya çalıştım, bu hisse engel olamadım ve banyonun haznesine düştüm. Önce gülmeye sonra ağlamaya başladım” diye konuştu.
TRAVMA DEVAM EDİYOR
Katliamdan yaralı kurtulan sınıf öğretmeni Ayşegül Duman da tedavisinin devam ettiğini belirterek, “Hareket sınırlılığı devam ediyor. Ağrı ve sancılarım devam ediyor. Peyderpey kontrollere gidiyorum. Ruhsal açıdan paramparçayım” dedi. Yargılama sürecinin oldu bittiye getirildiğini söyleyen Duman, şunları söyledi:
"Bizlerin acısı dinmiyor. Adalet yerine gelene kadar da acımız dinmeyecek. Tek derdimiz bu ülkede bir daha böyle bir katliamın yaşanmaması. Kamu görevlileri yargılanmadan adaletin yerine geleceğine inanmıyoruz. İçişleri Bakanlığı, dava masraflarının mağdur aileden istenmesini talep etti. Bugünlerde hastane hastane dolaşarak iş göremezlik raporu almaya çalışıyoruz. Kısmen iyi gibi görünsek de görünmeyen yaralarımız var. Acılarımızın dili yok. Yasımızı tutmamıza izin vermeyen zihniyet acımızı yaşamamıza da izin vermiyor.”
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan İlke Işık da yargılama sürecinin devam ettiğini anlattı.
Katliam anından itibaren büyük bir inat ve ısrarla adalet mücadelesi verdiklerini belirten Işık, dava sürecini şöyle özetledi:
“Ceza davasında sadece IŞİD'liler yargılandı. İstihbarat raporlarına rağmen katliama göz yuman, güvenlik önlemi almayan, yaralıların üzerine gaz sıkan ve ambulansların gönderilmesini engelleyen kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılmadı. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, 'Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi insan yüzüne çıkamaz. Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman, eminim en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır’ dedi. Davutoğlu’na ‘Bildiğiniz, tanık olduğunuz, ortak olduğunuz her şeyi anlatın’ çağrısı yapmamasına karşın, bir yanıt alamadık. Bu dönem aydınlatılmalıdır.
Yargılama sürecine ilişkin yakalanacakken, yakalanmamış, gözaltına alınmamış 16 firari sanık var. 21 Kasım'da dava devam edecek. 21 Kasım'da görülecek duruşmada Cumhuriyet tarihi açısından önemli bir gelişme de yaşanacak. 10 Ekim Ankara Katliamı davasında IŞİD yöneticiliğinden 18 yıl hapis cezası alan Erman Ekici hakkında ‘Kasten öldürmek’, ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘insanlığa karşı suç’tan da bir iddianame düzenlendi. Türkiye tarihinde ilk defa ‘insanlığa karşı suç işlemekten’ bir yargı süreci başlayacak. Bizler adalet mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz." (BURCU CANSU - BİRGÜN)