Meğerse sınırımızda bir ‘terör koridoru’ varmış!
Fırat’ın batısındaki İdlib, Türkiye’nin 130 km. sınırında uzanıyor. Suriye iç savaşının başlamasından sonra, İdlib’e 10 binlerce cihatçı akın etti. ‘Muhalifler’ 2011’de İdlib’e bağlı, Türkiye’ye 30 kilometre uzaklıktaki Cisr eş Şuğur’da ilk katliamı yaptı. Kimliği belirlenebilen 124 kamu görevlisine tecavüz edildi, parçalanıp ya da boğazları kesilip Asi Nehri’ne atıldı.
İdlib, bugün ‘muhaliflerin son kalesi’. Erdoğan, Haziran 2018’de İran’ın başkenti Tahran’daki zirvenin sonuç bildirgesine İdlib’de ‘ateşkes’ maddesinin eklenmesini isteyince, Rusya Başkanı Putin çarpıcı bir çıkış yaptı: “Orada silahlı muhalifler yok. IŞİD ve el Nusra adına nasıl ateşkesten söz edebiliriz!”
ÖSO, el Kaide ve IŞİD arasındaki homojenliğe ilişkin sayısız somut örnek var. Nihayetinde, Suriye cihadizmi, el Kaide’nin karnından çıkıp, IŞİD ve ÖSO’yu yarattı. Örgütlerin isimlerini değiştirip, meşruiyet sağlamasına yönelik taktikler bugün de geçerli. El Kaide’cilerin, İdlib’te yollarına Heyet-ü Tahrir Şam (HTŞ) olarak devam etmeleri güncel.
Belediyeler ve ‘terör’ ilişkisi
İdlib, dibimizdeki ‘terör’ koridoru! Geçen haziranda Reyhanlı’dan binlerce kişi, bir cenazeyi tekbirler ile Suriye’ye gönderdi. Tören, hem cihadizm ile Türkiye’nin bağı hem de selefizmde militan geçişkenliği açısından dikkat çekiciydi. Bir ayrıntı değil sarsıcı bir bütündü. 9 Haziran’da Tevhid Cami’nin musalla taşına konan tabut, Hatay Büyükşehir Belediyesi yazılı örtüye sarılmıştı. “Alevilerin kökünü kazıyacağız” diyen Abdülbasit el Sarut, 2014’te IŞİD bayrağı ile poz veriyordu. Son dönemde ÖSO bileşeni Ceyş’ul İzze örgütünün komutanıydı.
Bağdadi yanı başımızdaymış!
ABD Başkanı Donald Trump, IŞİD Lideri Ebu Bekir el Bağdadi’nin öldürüldüğünü Twitter’dan duyurdu: “Büyük bir şey oldu.” Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutanı Mazlum Kobani de açıklamayı resmi Twitter hesabından yaptı: “ABD ile istihbarat çalışması sonucunda, başarılı, tarihsel bir operasyon.”
İddialar, operasyonun Erbil’den kalkan Amerikan helikopterleri ile yapıldığı yönünde. Bağdadi, ailesini Türkiye’ye geçirmeye çalışıyordu. Hatay’a 7 kilometre mesafedeki Barisha köyünde, ‘muhaliflerin’ güvenliğindeki, henüz yeni inşa edilen bir evde kalıyordu. Operasyon detaylarına göre Bağdadi, üzerindeki intihar yeleğini patlatarak, kendisiyle birlikte 3 çocuğu da öldürdü.
Bölgede, en çok endişe dile getiren Suriye ve Rusya’dan henüz ses yokken, Irak, “İstihbaratta yardımcı olduk” diyor. Türkiye’de Milli Savunma Bakanlığı da açıklama yaptı: “Öncesinde askeri makamlar arasında bilgi alışverişi ve koordinasyonda bulunulmuştur.”
Trump, “Rusya, Türkiye, Suriye ve Suriye Kürtlerine teşekkür ederim. Rusya çok yardım etti, Irak harikaydı, Türkiye hava sahasında uçtuk, bir sorun olmadı” açıklamasını yaptı.
Oysa Pentagon kaynakları, Türkiye’ye istihbarat verilmediğinde ısrarlı. Eğer doğruysa, ortada Türkiye açısından endişe edilecek bir durum var. İddiaya bazı sorular eklemek kaçınılmaz. Bölgeye hâkim ve istihbaratı çok sağlam Türkiye’nin etkin rol alması hatta bu operasyonu ABD ve SDG’den önce bizzat yapması gerekmez miydi? Bağdadi nasıl olup da Hatay’ın 7 kilometre uzağında, Türkiye’den habersiz saklanabildi. Eğer iddia doğruysa, neden Türkiye’den istihbarat gizlendi. Bağdadi, Türkiye’ye gelme cüretini nasıl kendinde buldu?
Fırat’ın doğusuna bakarken, Fırat’ın batısında yaşananlar daha kırılgan hale geldi. 9 günlük ‘terör operasyonu’ Pandora’nın kutusunu da açtı. Kutudan çıkanlar düşündürücü. Uluslararası kamuoyu IŞİD ile mücadeledeki en önemli partneri SDG olarak görürken, Türkiye’nin rolüne vurgu yapmıyor. Dahası, ‘istihbaratın gizlenmesi’ iddialarıyla üstü kapalı bir biçimde suçlamaların kucağına bırakıyor.
Şüphesiz, iç kamuoyu olarak Fırat’ın batısındaki, ‘terör koridorunu’ haritalardan tartışmaya devam edebiliriz. Ancak dünya başka bir şey daha söylüyor: “Fırat’ın batısında, Türkiye’ye bitişik bir terör koridoru var.” Ülkenin başını ağrıtacak gelişmeler.
Artık belki de Türkiye’nin, içeride ve dışarıda aldığı riskleri ya da ‘terörle iltisaklı belediyeleri’ tartışma zamanı da gelmiştir. Tehlike büyük. Putin ne diyor: “Cebinde akrep taşıyanı akrep sokar.” (ERK ACARER - BİRGÜN)