Ekonominin olumsuz sinyaller vermeye başladığı ülkede bir yandan yolsuzlukların üstünü örtüp bir yandan da şeriata göz kırpan bir torba yasa düzenlemesi gündeme gelince önce öğrenci gençlik, ardından akademisyenler, kadınlar, kitle örgütleri sokaklara döküldü. Halk isyanı iktidarı şimdilik durdurdu ama mücadele sürüyor...
Endonezya’da Joko Widodo hükümetinin 23 Eylül tarihinde meclise sunduğu yeni ceza yasa tasarısına karşı halk sokağa döküldü. Öğrenci gençliğin öncülüğünde birçok eyalette düzenlenen eylemlere binlerce kişi katıldı, yer yer çatışmalar yaşandı. Eylemler şimdiden 1998’de Suharto diktatörlüğüne son veren büyük işçi ve öğrenci eylemlerinden sonra yapılan en büyük kitle hareketliliği olarak tarihe geçti.
Evlilik dışı birlikteliği, kürtajı, sosyalist örgütlere üye olmayı suç ilan eden, öte yandan yolsuzlukla mücadele yasalarını ise esneten torba yasa tasarısına karşı öğrencilerin öncülüğünde başlayan eylemler kadınların, akademisyenlerin, kitle örgütlerinin katılımıyla büyüdü. Ülkenin farklı eyaletleri oturma ve yol kesme eylemleri, yürüyüşlere ve polis şiddetine karşı militan direnişlere sahne oldu.
Eleştirilerin hedefindeki şu beş içerik özellikle öne çıkıyor:
– Evlilik öncesi cinsel ilişkinin suç ilan edilmesi ve bir yıl hapisle cezalandırılması;
– Evli olmadan aynı evde yaşamanın altı ay hapisle cezalandırılması;
– Tıbben zorunlu görülmediği müddetçe kürtaja dört yıla kadar hapis cezası verilmesi;
– “Dine, devlete, Cumhurbaşkanı ve yardımcısına, bayrak ve ulusal sembollere hakaret” şeklinde yeni bir suç tarif edilmesi;
-Marksist-Leninist bir topluluğa üye olmanın ya da toplantılarına katılmanın suç haline getirilmesi.
“Öfkeliyiz, çünkü…”
Protestoların şiddetli boyutlara taşındığı başkent Cakarta’da, 23 Eylül günü binlerce kişi parlamento binası önüne yürüdü. Polisin, biber gazı ve tazyikli suyla saldırdığı kitle saatlerce direndi. Eylem kentin farklı noktalarına taşındı.
Ülkenin en büyük beşinci kenti olan Makassar’da da direniş öğrencilerin öncülüğünde sürdürüldü. Burada da eylemciler polisin şiddetli saldırısı ile karşılaştı. Polis, devlete ait iki aracın ve bir binanın yakılması üzerine çok sayıda kişiyi gözaltına aldı ve bir genci de katletti.
Kısa süre sonra yayımlanan bir bildiriye, eylemciler öfkesi ve kararlılığı yansıyordu:
“Öfkeliyiz, çünkü polis bir arkadaşımızı öldürdü. Polis şiddeti son bulsun.
“Öfkeliyiz, çünkü devlet bize vahşi yasalarla saldırıyor.
“Öfkeliyiz, çünkü kapitalistler sürekli hayatlarımızı mahvetmeye, doğayı tahrip etmeye, ormanları yakmaya, dağları tahrip etmeye, okyanusları doldurmaya, yapay binalar inşa etmeye, neleri tüketmemiz neleri tüketmememiz gerektiğini kontrol etmeye çalışıyorlar.
“Öfkeliyiz, çünkü medya önemsiz şeyleri gösteriyor. Cinayetleri göstermiyor. Yaşam için mücadele edenleri göstermek yerine yetkililerle birlikte çalışmaya devam ediyor.
“Yöneticilerle ve kapitalistlerle uzlaşma yok!”
Kesintisiz süren eylemler Widodo’ya geri adım attırdı. 25 Eylül günü yasanın parlamentodan geçmesi beklenirken, Widodo, “Yeni uygulanacak yasa tasarılarının daha çok üzerinde durulup, değerlendirilmesi gerekiyor” diyerek oylamayı erteledi.
Gericilikler yarışı
Nüfusu 260 milyonun üstünde olan Endonezya, dünyanın en kalabalık ülkelerinden biri. Nüfusunun yüzde 87’sini Müslümanların oluşturduğu ülkenin kimi bölgelerinde şeriat kanunları geçerli. İslamcı hareketler de ülke siyasetinde giderek ağırlıklarını artırıyor ve Widodo’nun iki seçimdir en yakın rakibi olarak sandıktan çıkan Büyük Endonezya Hareketi Partisi (Gerindra) lideri Prabowo Subianto’yu destekliyorlar. Suharto diktatörlüğü döneminde komutanlık yapan ve diktatörün damadı olarak da bilinen Subianto, İslamcı hareketlerin “şeriat” talebine göz kırpan milliyetçi bir figür.
Siyasi kariyerine Surakarta Belediye Başkanlığı ile başlayan Widodo ise 2014’te düzenlenen devlet başkanlığı seçimlerini Endonezya Mücadele Demokrat Partisi’nin adayı olarak kazandığından beri iktidarda. 2014 seçimlerinde yüzde 53 oy alarak Subianto’yu mağlup eden Widodo o tarihte devlet başkanlığı görevine geldi. 2017 yılında gerçekleşen bir sonraki devlet başkanlığı seçimlerinin de sonucu değişmedi. Widodo, oyların yüzde 55’ini aldı. Subianto ise yüzde 44 alarak bir kez daha mağlup oldu. Subianto, seçimin iptali üzerine başvuru yaptı ancak kabul edilmedi.
Bu iki galibiyet de Widodo’ya yetmemiş olacak ki Subianto’nun arkasındaki güçlü bir destek unsuru olan İslamcı hareketleri kendi arkasına geçirmeye yönelik bir hamle ile şeriata göz kırpan yeni ceza yasasını gündeme getirdi. Ne var ki ülke bu iki gericiliğin yarışına teslim olmadı ve halk isyanı en azından şimdilik iktidara geri adım attırdı.
Ekonominin kötüye gittiği, halkın yoksulluk ve yolsuzluk karşısındaki hoşnutsuzluğunun büyüdüğü ülkede gençlik eylemlerini Widodo’nun istifası talebiyle sürdürüyor. Egemen siyaset sahnesinin gericiliklerle kuşatıldığı ülkede, umut sokakta yükseliyor.
Endonezya’da Joko Widodo hükümetinin 23 Eylül tarihinde meclise sunduğu yeni ceza yasa tasarısına karşı halk sokağa döküldü. Öğrenci gençliğin öncülüğünde birçok eyalette düzenlenen eylemlere binlerce kişi katıldı, yer yer çatışmalar yaşandı. Eylemler şimdiden 1998’de Suharto diktatörlüğüne son veren büyük işçi ve öğrenci eylemlerinden sonra yapılan en büyük kitle hareketliliği olarak tarihe geçti.
Evlilik dışı birlikteliği, kürtajı, sosyalist örgütlere üye olmayı suç ilan eden, öte yandan yolsuzlukla mücadele yasalarını ise esneten torba yasa tasarısına karşı öğrencilerin öncülüğünde başlayan eylemler kadınların, akademisyenlerin, kitle örgütlerinin katılımıyla büyüdü. Ülkenin farklı eyaletleri oturma ve yol kesme eylemleri, yürüyüşlere ve polis şiddetine karşı militan direnişlere sahne oldu.
Eleştirilerin hedefindeki şu beş içerik özellikle öne çıkıyor:
– Evlilik öncesi cinsel ilişkinin suç ilan edilmesi ve bir yıl hapisle cezalandırılması;
– Evli olmadan aynı evde yaşamanın altı ay hapisle cezalandırılması;
– Tıbben zorunlu görülmediği müddetçe kürtaja dört yıla kadar hapis cezası verilmesi;
– “Dine, devlete, Cumhurbaşkanı ve yardımcısına, bayrak ve ulusal sembollere hakaret” şeklinde yeni bir suç tarif edilmesi;
-Marksist-Leninist bir topluluğa üye olmanın ya da toplantılarına katılmanın suç haline getirilmesi.
“Öfkeliyiz, çünkü…”
Protestoların şiddetli boyutlara taşındığı başkent Cakarta’da, 23 Eylül günü binlerce kişi parlamento binası önüne yürüdü. Polisin, biber gazı ve tazyikli suyla saldırdığı kitle saatlerce direndi. Eylem kentin farklı noktalarına taşındı.
Ülkenin en büyük beşinci kenti olan Makassar’da da direniş öğrencilerin öncülüğünde sürdürüldü. Burada da eylemciler polisin şiddetli saldırısı ile karşılaştı. Polis, devlete ait iki aracın ve bir binanın yakılması üzerine çok sayıda kişiyi gözaltına aldı ve bir genci de katletti.
Kısa süre sonra yayımlanan bir bildiriye, eylemciler öfkesi ve kararlılığı yansıyordu:
“Öfkeliyiz, çünkü polis bir arkadaşımızı öldürdü. Polis şiddeti son bulsun.
“Öfkeliyiz, çünkü devlet bize vahşi yasalarla saldırıyor.
“Öfkeliyiz, çünkü kapitalistler sürekli hayatlarımızı mahvetmeye, doğayı tahrip etmeye, ormanları yakmaya, dağları tahrip etmeye, okyanusları doldurmaya, yapay binalar inşa etmeye, neleri tüketmemiz neleri tüketmememiz gerektiğini kontrol etmeye çalışıyorlar.
“Öfkeliyiz, çünkü medya önemsiz şeyleri gösteriyor. Cinayetleri göstermiyor. Yaşam için mücadele edenleri göstermek yerine yetkililerle birlikte çalışmaya devam ediyor.
“Yöneticilerle ve kapitalistlerle uzlaşma yok!”
Kesintisiz süren eylemler Widodo’ya geri adım attırdı. 25 Eylül günü yasanın parlamentodan geçmesi beklenirken, Widodo, “Yeni uygulanacak yasa tasarılarının daha çok üzerinde durulup, değerlendirilmesi gerekiyor” diyerek oylamayı erteledi.
Gericilikler yarışı
Nüfusu 260 milyonun üstünde olan Endonezya, dünyanın en kalabalık ülkelerinden biri. Nüfusunun yüzde 87’sini Müslümanların oluşturduğu ülkenin kimi bölgelerinde şeriat kanunları geçerli. İslamcı hareketler de ülke siyasetinde giderek ağırlıklarını artırıyor ve Widodo’nun iki seçimdir en yakın rakibi olarak sandıktan çıkan Büyük Endonezya Hareketi Partisi (Gerindra) lideri Prabowo Subianto’yu destekliyorlar. Suharto diktatörlüğü döneminde komutanlık yapan ve diktatörün damadı olarak da bilinen Subianto, İslamcı hareketlerin “şeriat” talebine göz kırpan milliyetçi bir figür.
Siyasi kariyerine Surakarta Belediye Başkanlığı ile başlayan Widodo ise 2014’te düzenlenen devlet başkanlığı seçimlerini Endonezya Mücadele Demokrat Partisi’nin adayı olarak kazandığından beri iktidarda. 2014 seçimlerinde yüzde 53 oy alarak Subianto’yu mağlup eden Widodo o tarihte devlet başkanlığı görevine geldi. 2017 yılında gerçekleşen bir sonraki devlet başkanlığı seçimlerinin de sonucu değişmedi. Widodo, oyların yüzde 55’ini aldı. Subianto ise yüzde 44 alarak bir kez daha mağlup oldu. Subianto, seçimin iptali üzerine başvuru yaptı ancak kabul edilmedi.
Bu iki galibiyet de Widodo’ya yetmemiş olacak ki Subianto’nun arkasındaki güçlü bir destek unsuru olan İslamcı hareketleri kendi arkasına geçirmeye yönelik bir hamle ile şeriata göz kırpan yeni ceza yasasını gündeme getirdi. Ne var ki ülke bu iki gericiliğin yarışına teslim olmadı ve halk isyanı en azından şimdilik iktidara geri adım attırdı.
Ekonominin kötüye gittiği, halkın yoksulluk ve yolsuzluk karşısındaki hoşnutsuzluğunun büyüdüğü ülkede gençlik eylemlerini Widodo’nun istifası talebiyle sürdürüyor. Egemen siyaset sahnesinin gericiliklerle kuşatıldığı ülkede, umut sokakta yükseliyor.