Akp genel başkanı, allem etti, kallem etti ve iktidarıyla egemenlik alanına dönük
bütün ve çok ağır sıkıntıları ve sorunları yine ve bir süre daha ötelemeyi
başardı. Bu anlamda takdire şayandır, kabul etmek gerekiyor.
Daha önce defalarca denenmiş sınır ötesi askeri
operasyonlardan birini daha gündemine alırken, yalaka medya bu operasyonu doğal
olarak şişirdikçe şişiriyor ve “başkomutan”ları etrafında elden geldiğince
hızlı, çabuk ve etkili bir mit oluşturma çabası noktasında elinden ne geliyorsa
yapıyor.
Onlar da bu anlamda takdire şayandırlar, bunu da kabul etmek
gerekiyor.
Bu operasyonla birlikte Akp genel başkanı; HDP’yi politik ve
toplumsal olarak izole etme yönünde önemli sayılabilecek bir adım atmış
olabilir. Bunun gerçekten böyle olup olamayacağını kısa bir süre sonra
görebileceğiz.
Ana muhalefet partisiymiş gibi duran CHP’yi öyle ya da böyle
yanına çekmeyi yine başarabilmiştir.
Adına “Millet” denilen seçim ittifakını parçalamaya dönük
planı belki de tutmak üzeredir.
Uzun bir süreden beri, ağır ekonomik sıkıntılarla cebelleşen
halkı bir süre daha oyalayabileceği bir alan yaratmıştır.
Daha öncekilerde olduğu gibi, hedef anlamında zaten
tutmayacağını çok iyi bildiği son ekonomik programının neden tutmadığına
ilişkin artık “gerekçesi” (?!) vardır.
Kendi seçmeninin bile inanmadığı enflasyon oranları
üzerinden kendisine yönelen ağır baskıyı öteleme, hatta bir süre sonra da
unutturma adına hiç de yabana atılamayacak bir adım atmıştır.
***
İyi Parti veya Saadet Partisi gibi geleneksel Anadolu
sağının bugünkü temsilcilerini bir kenara bırakacak olursak eğer, geriye kalan
CHP, yukarıdan beri sıraladığımız cümlelere bakarak artık ana muhalefet partisi
değildir dememiz, diyebilmemiz mümkün görünmektedir.
Bunun neden böyle olduğunu uzun uzun anlatacak değiliz.
Zaten artık halkımız üç aşağı, beş yukarı bu nedenleri bilmekte ve görmektedir
diye düşünüyoruz.
22 Mayıs 2010’dan bu yana, yani neredeyse 10 yıldır CHP
genel başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu Akp genel başkanı için, 10 yıldan beri hiç
tükenmeyen büyük bir umut kaynağıdır.
Çünkü yaklaşık 10 yıldır, Akp genel başkanı çalıyor, Kemal
Kılıçdaroğlu da oynuyor.
Diken.com’dan Murat Sevinç’in o çok güzel yazısında da vurgu
yaptığı gibi; “Tabanının ‘sol’ yanının taleplerine inatla direnen ve buna
karşın ‘solculuk’ iddiasından vazgeçmeyen ana muhalefet partisi lideri”
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın iktidarda kalmaya devam etmesinin 10 yıldır temel
nedenidir artık.
Murat Sevinç yazısında; “Siyaseti, her şeye rağmen Erdoğan
yapıyor. Muhalefetin sınırlarını çizen de o. Erdoğan’ın ‘izin verdiği’ alanda
at oynatabiliyorlar yalnızca. Kürtlerle yan yana gelme ve Erdoğan/AKP
tarafından ‘itham edilme’ ihtimalinden ölesiye korkuyorlar. Siyaset
dediklerinin merkezinde, “Aman fırsat vermeyelim” var” derken CHP ve
Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’ın iktidarda kalmaya devam etmesinin 10 yıldır temel
nedeni olmalarını çok somut bir biçimde gerekçelendiriyor.
Tekrar yazımızın başındaki cümleye dönersek…
Akp genel başkanı allem etti, kallem etti ve iktidarıyla
egemenlik alanına dönük bütün ve çok ağır sıkıntıları ve sorunları yine ve bir
süre daha ötelemeyi başardı. Bu anlamda takdire şayandır, kabul etmek
gerekiyor.
CHP ve Kılıçdaroğlu için söylenmesi gerekeni ise Murat
Sevinç söylemiş zaten. Biz de tekrarlayalım:
“Aklı başında insanların sizlerden başkaca bir beklentisi
yok. Hiç olmazsa, “İçimiz yana yana” demeyin. İçiniz yanmıyor. O koltuklarda
oturan hiç kimsenin, içi yanmıyor. Yalan söylüyorsunuz. Söylemeyin…”
Bu saatten sonra, bu operasyon süresince gerçekleşmesi ne yazık ki çok muhtemel
bütün asker ölümlerinden artık CHP ve “askerin burnunun kanaması” kaygısı
taşıdığını açıklarken çok ama çok komik olan Kılıçdaroğlu da doğrudan doğruya
sorumludur. Hatırlarından söz ettiği asker annelere söyleyecek bir şeyler bulur
herhalde!
Sevgiyle, dirençli ve uyanık kalın! (HAYRİ GÜNEL)