Türkiye salgınla mücadelede neleri doğru neleri yanlış yaptı? Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu değerlendirdi...
Halk sağlığı ve epidemiyoloji uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Türkiye’nin koronavirüs ile mücadalede yaptığı doğru ve yanlışları Cumhuriyet’e değerlendirdi.
SALGINLAR ARTACAK
Önümüzdeki yıllarda çevreye, doğaya ve insana zararlı üretim yöntemleri nedeniyle daha çok salgınlarla karşı karşıya kalacağımızı anlatan Prof. Hamzaoğlu şöyle konuştu: “Dünyanın düzeni böyle gidecekse çok daha sık aralıklarla bu salgınları yaşayacağımızı söylemek mümkün. Neoliberal politikalardan sonra emek gücü yoğun, çevreye, doğaya ve insana zararı fazla, enerji tüketimi fazla üretim alanı merkez kapitalist ülkelerden bağımlı ve çevre ülkelere kaydırıldı. Yaşam koşullarının bozulması nedeniyle hayvanlarda bulunan etken, insanlara geçmeye başlıyor, ardından da insandan insana geçerek salgını yapıyor. Yani 2009’daki domuz gribi ile kovid-19’un temel etkeni aynı. Temel etken içinde yaşadığımız toplumsal yaşantının insanın insan, hayvanın hayvan, bitkinin bitki gibi yaşamasına elvermemesinden kaynaklanıyor.”
DOĞRULAR
- Ocak ayında bakanlığın bilim kurulu oluşturması...
- Salgınla mücadelede uzmanlık alanı olan halk sağlıkçılarının bilim kuruluna dahil edilmesi...
- Şubat ayı başında Çin’den getirilen 62 yurttaşımızın karantinaya alınması...
- Kovid-19 kılavuzlarının yayımlanması ve sürekli güncellenmesi...
- Okulların ve üniversitelerin kapatılması.
YANLIŞLAR
- Salgının geleceğini bile bile planlama tam yapılamadı. DSÖ 30 Ocak’ta “Uluslararası kamu sağlığı acil durumu” ilan etti. Pek çok ülkeye yayılım gösteriyor olması karşısında neden bu kadar çok beklendi?
- 2009’da domuz gribi salgını sırasında Dünya Sağlık Örgütü tarafından ülkeler çapında hazırlık planları yapıldı, Türkiye de bununla ilgili bir hazırlık planı yaptı ancak koronavirüste mücadele geç başladı.
- Salgının ortaya çıktığı İran, İtalya, İspanya ve umre ziyareti için Suudi Arabistan’a giden yurttaşların yurda dönüşlerinde karantinaya alınmamaları. Daha sonra da adına karantina diyemeyeceğimiz topluca bir yerde tutma işlemi
- Toplu ibadetler, spor müsabakalarının ertelenmesi gecikti
- Tıp fakültesi öğrencilerinin erkenden mezun edilmesi gibi çok tutarsız olabilecek uygulama yerine KHK ile atıl halde bıraktığınız insanları göreve davet etmek. Birinci basamak sağlık sistemi ihmal edildi, dağınıklık, örgütlenmenin bölge temelli olmaması salgınla mücadeleyi zora soktu. Filyasyon takibi konusunda iyi organize edilemedi, diş hekimleri ile yapılmaya başlandı.
ŞEFFAF OLUNMALI
Ölüm olayları ile ilgili kafalarda soru işaretleri olduğuna dikkat çeken Hamzaoğlu, “Ölen yurttaşların neden öldüğüne dair halen sorular yaşıyoruz. Halen ölüm belgelerine doğrulanmış olguların ölümünde bile Kovid-19 tanısını kullanmıyor. Bulaşıcı hastalıktan ölüm diye belirtiyor öğrendiğimiz kadarıyla. Şeffaflık olağandışı durumlarda önemlidir” dedi. (SİBEL BAHÇETEPE-CUMHURİYET)
Halk sağlığı ve epidemiyoloji uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Türkiye’nin koronavirüs ile mücadalede yaptığı doğru ve yanlışları Cumhuriyet’e değerlendirdi.
SALGINLAR ARTACAK
Önümüzdeki yıllarda çevreye, doğaya ve insana zararlı üretim yöntemleri nedeniyle daha çok salgınlarla karşı karşıya kalacağımızı anlatan Prof. Hamzaoğlu şöyle konuştu: “Dünyanın düzeni böyle gidecekse çok daha sık aralıklarla bu salgınları yaşayacağımızı söylemek mümkün. Neoliberal politikalardan sonra emek gücü yoğun, çevreye, doğaya ve insana zararı fazla, enerji tüketimi fazla üretim alanı merkez kapitalist ülkelerden bağımlı ve çevre ülkelere kaydırıldı. Yaşam koşullarının bozulması nedeniyle hayvanlarda bulunan etken, insanlara geçmeye başlıyor, ardından da insandan insana geçerek salgını yapıyor. Yani 2009’daki domuz gribi ile kovid-19’un temel etkeni aynı. Temel etken içinde yaşadığımız toplumsal yaşantının insanın insan, hayvanın hayvan, bitkinin bitki gibi yaşamasına elvermemesinden kaynaklanıyor.”
DOĞRULAR
- Ocak ayında bakanlığın bilim kurulu oluşturması...
- Salgınla mücadelede uzmanlık alanı olan halk sağlıkçılarının bilim kuruluna dahil edilmesi...
- Şubat ayı başında Çin’den getirilen 62 yurttaşımızın karantinaya alınması...
- Kovid-19 kılavuzlarının yayımlanması ve sürekli güncellenmesi...
- Okulların ve üniversitelerin kapatılması.
YANLIŞLAR
- Salgının geleceğini bile bile planlama tam yapılamadı. DSÖ 30 Ocak’ta “Uluslararası kamu sağlığı acil durumu” ilan etti. Pek çok ülkeye yayılım gösteriyor olması karşısında neden bu kadar çok beklendi?
- 2009’da domuz gribi salgını sırasında Dünya Sağlık Örgütü tarafından ülkeler çapında hazırlık planları yapıldı, Türkiye de bununla ilgili bir hazırlık planı yaptı ancak koronavirüste mücadele geç başladı.
- Salgının ortaya çıktığı İran, İtalya, İspanya ve umre ziyareti için Suudi Arabistan’a giden yurttaşların yurda dönüşlerinde karantinaya alınmamaları. Daha sonra da adına karantina diyemeyeceğimiz topluca bir yerde tutma işlemi
- Toplu ibadetler, spor müsabakalarının ertelenmesi gecikti
- Tıp fakültesi öğrencilerinin erkenden mezun edilmesi gibi çok tutarsız olabilecek uygulama yerine KHK ile atıl halde bıraktığınız insanları göreve davet etmek. Birinci basamak sağlık sistemi ihmal edildi, dağınıklık, örgütlenmenin bölge temelli olmaması salgınla mücadeleyi zora soktu. Filyasyon takibi konusunda iyi organize edilemedi, diş hekimleri ile yapılmaya başlandı.
ŞEFFAF OLUNMALI
Ölüm olayları ile ilgili kafalarda soru işaretleri olduğuna dikkat çeken Hamzaoğlu, “Ölen yurttaşların neden öldüğüne dair halen sorular yaşıyoruz. Halen ölüm belgelerine doğrulanmış olguların ölümünde bile Kovid-19 tanısını kullanmıyor. Bulaşıcı hastalıktan ölüm diye belirtiyor öğrendiğimiz kadarıyla. Şeffaflık olağandışı durumlarda önemlidir” dedi. (SİBEL BAHÇETEPE-CUMHURİYET)