Adını, Türkiye’nin yetiştirdiği en yetenekli futbolcular listesinde başa yazdırdı. Ancak ele avuca sığmaz tavırlarıyla bir türlü yerli ve milli olmaktan öteye gidemedi. Futbolu ve özel yaşantısıyla “Türkiye’nin Maradona’sı” denilen Sergen Yalçın, ulaştığı şampiyonlukla teknik direktörlükte yeni bir döneme kapı araladı...


Futbol zekâsı, raket gibi kullandığı sol ayağıyla izleyenleri kendine hayran bırakan, Türk futbolunun ukala ve haylaz çocuğu Sergen Yalçın, tam adıyla Ali Rıza Sergen Yalçın, teknik direktörlükte de rüştünü ispatlayarak Beşiktaş’ın başında ilk şampiyonluğunu yaşadı.

Futbolculuğunda, “Tepeden tırnağa yetenek abidesi” olarak adlandırılan Sergen Yalçın, mantalite olarak gerekli olgunluğu gösteremeyince sadece yerli ve milli(!) kalıp Türkiye sınırlarının ötesine çıkamadı. Bu durum, Fenerbahçelilerin Rıdvan Dilmen’in adını anarken yaşadığı burun direkleri sızlamasının bir benzeridir aynı zamanda!

5 Kasım 1972’de doğan Sergen’in futbolculuk süreci, ‘Hocaların hocası’ olarak isimlendirilen Serpil Hamdi Tüzün’ün altyapı seçmelerinde onu sadece 15 saniye izleyip kenara almasıyla başladı. Tüzün, bu durumu, “Kimse Sergen’i fark etsin istemedim. Onu herkesten sakladım.” diye açıklamıştı. 

Altın tepside Gordon Milne’nin önüne konulan Sergen Yalçın, 19 yaşında (1991), Metin-Ali-Feyyaz’lı efsane kadroda forma şansı buldu. Beşiktaş’ta 3 şampiyonluk yaşarken sahadaki futboluyla taraflı tarafsız herkesi kendine hayran bıraktı. Ki bu hayranlığı; pres, koşmak, markaj gibi futbolun temel argümanlarına mesafeli durarak kazandı!


4 BÜYÜKLERİ TURLADI

Saha içinde olduğu kadar saha dışı aktiviteleriyle(!) de manşetleri süsledi ve en çok konuşulanlar listesinde başı çekti. Gece hayatı, at yarışlarına olan merakı ve haşarılığıyla gündemden düşmese de yeteneğinin kazandırdığı krediyle bu sorunları hep sümen altı ettirdi.

6 yıllık Beşiktaş serüvenine, (1997) Cem Uzan’ın İstanbulspor yapılanması sürecinde kesenin ağzını açmasıyla ara verdi. Ardından yine başka bir para baronu Jet Fadıl lakaplı Fadıl Akgündüz (1999), Sergen markası üzerinden prim yapmak için bonservisini alarak bu futbolcuyu sırasıyla Fenerbahçe, Trabzonspor ve Galatasaray’a birer sezon kiralık vererek amacına ziyadesiyle ulaştı.


NEWCASTLE UNITED’IN KAPISINDAN DÖNDÜ

Sergen Yalçın’ın ismi sık sık Avrupa kulüpleriyle birlikte de anıldı. En ciddi tekliflerden biri, İngilizlerin efsane futbol adamı Bobby Robson’un yönettiği Newcastle United’dan geldi. Robson, uzun süredir takip ettiği ve çok beğendiği Sergen Yalçın’ı, Türkiye’nin çeyrek final oynadığı Euro 2000’den sonra kadrosuna katmak istiyordu. Pazarlıklar yapıldı ancak ne olduysa Sergen Yalçın tercihini Trabzonspor’dan yana kullandı. Sergen, kariyerinin en silik performanslarından birini Karadeniz ekibinde sergiledi ve kiralık kontratı uzatılmadı.


FUTBOL YILDIZLIĞINDAN TV YILDIZLIĞINA

Kader Sergen’in rotasını (2002) yeniden Beşiktaş’a çevirdiğinde, en parlak dönemini Mircea Lucescu döneminde yaşadı. Zira Beşiktaş, onun için her zaman büyük anlamlar ifade eden bir kulüptü. 4 büyük kulüp forması giyen nadir futbolculardan biri olmasına rağmen o hep Beşiktaşlı Sergen’di. Ve tekrar Siyah-Beyazlı renkler tarafından sarılıp sarmalanması zor olmadı.

Yetenekleriyle rakip futbolcuların, disiplinsizliğiyle yöneticilerin zaptedemediği Sergen, 34 yaşında (2006) Etimesgut Şekerspor’a transfer olarak bir kez daha futbol dünyasını şaşırttı. Sonraki yıl (2007) Eskişehirspor’da bir yıl futbol oynadıktan sonra 2008’de bir daha giymemek üzere formasını asarak futbol yıldızlığından televizyon yıldızlığına geçiş yaptı.

O artık kâh yorumcu, kâh yarışma programlarında jüri olarak karşımıza çıkan emekli bir efsaneydi! Kitabın ortasından konuşan ve lafını esirgemeyen yorumlarıyla en sevdiği Beşiktaş taraftarının hedef tahtasına oturdu. Öyle ki yorumcu olarak gittiği bir Trabzonspor maçında taraftarın aleyhine bağırdığı maçı “Hayatımda en üzüldüğüm an” diye anlatıyordu bir demecinde. Hoş, aynı demecin içerisinde, hayatındaki en mutlu anı da, Beşiktaş’ın 100. yılında Galatasaray’a attığı şampiyonluk golünü not düşüyordu. Hani şu 25 Mayıs 2003’te “Sergen attı, şampiyonluk geldi” ile hatırlanan o meşhur golü…


TEKNİK BAŞARI

Televizyon dünyasından sıkılıp yeşil sahalara teknik direktör olarak dönme kararı aldığında bu tavrı ‘heves’ olarak değerlendirildi. Teknik direktör olarak başarılı olacağına dair kamuoyunun beklentisi yoktu. Zira teknik adamlığın olmazsa olmazı ‘disiplin’ kavramı futbolculuğunda neredeyse ona hiç uğramamıştı. Hem zaten ‘yıldız futbolcudan iyi hoca olmaz!’ diye international acı bir gerçek vardı! For example Rıdvan Dilmen… Ancak o belki de kendisini bile şaşırtacak şekilde gittiği her takıma olumlu dokunuşlarla ‘benden olur’ dedirtti. Çünkü Sergen Yalçın, ukalalık kadar futbolu da iyi biliyordu!


FUTBOLCU SERGEN YALÇIN’IN BAŞARILARI

BEŞİKTAŞ (8 KUPA)

Süper Lig (3): (1992, 1995, 2003)

Türkiye Kupası (2): 1994, 2006

Türkiye Süper Kupası (2): 1992, 1994

Başbakanlık Kupası (1): 1997

GALATASARAY (3 KUPA)

Süper Lig (2): 2000, 2002

Türkiye Kupası (1): 2000


TEKNİK DİREKTÖR OLARAK BAŞARISI

BEŞİKTAŞ (1 KUPA)

Süper Lig (1): 2021

ALTYAPI KARİYERİ

Beşiktaş (1982-1991)

PROFESYONEL KARİYERİ

1991-1997 Beşiktaş 158 maç 46 gol

1997-1999 İstanbulspor 40 maç 15 gol

1999-2002 Siirtspor 0 maç 0 gol

1999 Fenerbahçe (kiralık) 24 maç 8 gol

1999-2000 Galatasaray (kiralık) 21 maç 6 gol

2000-2001 Trabzonspor (kiralık) 21 maç 1 gol

2001-2002 Galatasaray (kiralık) 18 maç 7 gol

2002-2006 Beşiktaş 100 maç, 30 gol

2006-2007 Etimesgut Şekerspor 23 maç, 13 gol

2007-2008 Eskişehirspor 21 maç 6 gol

Toplam: 426 maç 132 gol

MİLLÎ TAKIM KARİYERİ

1989 Türkiye U16 2 maç 0 gol

1990 Türkiye U18 2 maç 0 gol

1992-1993 Türkiye U21 12 maç 5 gol

1993-2003 Türkiye A Milli 37 maç 5 gol

Toplam: 53 maç 10 gol

TEKNİK DİREKTÖRLÜK KARİYERİ

2008-2009 Beşiktaş U15

2009-2010 Beşiktaş U21

2013-2014 Gaziantepspor

2014-2015 Sivasspor

2017 Kayserispor

2017 Eskişehirspor

2018 Konyaspor

2018-2019 Alanyaspor

2019-2020 Malatyaspor

2020-… Beşiktaş (BURAK MERT - LRONOS)

Daha yeni Daha eski