'Ben olmasam mafya bu marinaya çöker' diyen Mehmet Ağar hakkında Mehmet Eymür'ün hazırladığı ünlü MİT raporunda yer alan ifadeler: Yeraltının her türlü kaba gücü ile parasal desteği yanındadır. Alaattin Çakıcı, Sedat Peker, Sedat Şahin, Fevzi Öz... onun için her türlü desteği vermeye hazırdır...


Kendisine yapılacak operasyonu önceden haber aldığı için yurt dışına kaçan suç örgütü lideri Sedat Peker’in eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve şimdiki bakan Süleyman Soylu’ya yönelik ağır suçlamaları bitecek gibi görünmüyor. Peker, Ağar’ı derin devlet olmakla ve Bodrum Yalıkavak’ta yer alan marinaya ‘çökmek’le suçlamıştı. Ayrıca oğlunun adının karıştığı bir cinayet olayının da Ağar’ın talimatıyla delillerin yok edildiği iddiasında bulunmuştu. Ağar ise bu iddiaları yalanlamakla yetinmişti.

Ve Mehmet Ağar bir kez daha Türkiye’nin gündeminde. Bu nedenle Ağar’a yakından bakmakta fayda var. İstanbul Emniyet Müdürlüğü yaptığı dönemde bazı siyasi cinayetler, mafya bağlantıları ve delillerin karartılması olaylarına karışan Ağar 1990 yıllarda Emniyet Genel Müdürü oldu. Siyasete atıldıktan sonra da İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturdu. Ağır suçlamalara rağmen, devletin içerisindeki bir yapı önünü açarak, yükseltti. Hakkındaki iddialarsa devletin tozlu raflarında kaldı. Zamanı geldiğinde de zaman aşımından düştü…

“AĞAR’I RÜŞVET SKANDALINDA NURİ GÜNDEŞ KURTARDI” 

Peker’in açıklamaları MİT Kontrterör Dairesi eski başkanı Mehmet Eymür’ün 16 Ekim 1997 yılında hazırladığı raporu yeniden gündeme getirdi. Eymür, Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) sunduğu 20 sayfalık raporunda Ağar ile ilgili çok ağır ithamlarda bulundu. Ağar’ı İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde Şube Müdür yardımcısı olduğu dönemden itibaren tanıdığı aktaran MİT Kontrterör Dairesi eski başkanı, gençlik yıllarında birlikte çok iyi birer dost olduklarını kaydediyor. Bu dönemde Ağar’ın ünlü bir filmciden rüşvet skandalı ile gündeme geldiğini ve kendisinden yardım istediğini belirten Eymür, “Aradı. Kendisiyle görüştüm. MİT’in raporundan dolayı müfettişlerinin soruşturma başlattıklarını söyledi. Sonra onu İstanbul Bölge Başkanı Nuri Gündeş ile tanıştırdım. Gündeş, raporun sehven hazırlandığı söyledi. Raporu geri çekti. Bunun üzerine Gündeş, İçişleri Bakanlığı müfettişlerini arayarak olayın üzerini kapattırdı. Ağar’da bize teşekkürlerini sundu.” diyor.

“HER TAŞIN ALTINDAN AĞAR ÇIKIYORDU”

Bu olaydan sonra Ağar’ın kendisine büyük saygı duyduğunu aktaran Mehmet Eymür, ancak MİT’in kaçakçılık olaylarıyla ilgili hazırladığı çalışmalardan sonra ilişkilerinin azaldığını ve Ağar’ın kendisine mesafe koyduğunu belirtti. “Her taşın altından Mehmet Ağar çıkıyordu” diyen MİT Kontrterör Dairesi eski başkanı, raporunda şu bilgilere yer veriyor: “Önce kendisini birkaç kez uyardım. Bilahare yollarımız iyice ayrıldı. Önlenemeyen bir yükselişle günümüze kadar geldi. Bu, planlı, sistemli ve bir amaca yönelik bir yükseliştir. Bu yükselişi tesadüfler ve basit bir trafik kazası durdurmuştur. Mehmet Ağar ile arkasındaki ve yanındakiler, ülke içinde muazzam bir yapılanma sağlamışlardır. Örümcek ağı gibi her yere yerleşmişlerdir. Bu yapılanmada devletin gücü sonuna kadar kullanılmıştır. Bu kolaylıkla söküp atılacak bir yapılanma değildir.”

“POLİSİN DİNLEMELERİ ŞANTAJ İÇİN KULLANILDI”

Mehmet Eymür, kurumuna sunduğu raporunda Ağar’ın görevdeki iken devletin imkanlarını nasıl pervasızca kullandığına dikkat çekiyor. Ağar ve ekibi tarafından devletin üst düzey mercileri de dahil yüzlerce kişinin fütursuzca dinlendiğini kaydeden Eymür, şunlara dikkat çekiyor: “Keza polisin yakın koruma hizmeti de korunan kişiler hakkında bilgi toplama amaçlı kullanıldı. Tabiatıyla silahlı bir güce sahip olmanın avantajları da gözardı edilmedi. Seçilmiş bazı kişiler tehdit, şantaj, darp ve öldürme olaylarında kullanıldı. Bu sebeple Ağar’ın elinde Türkiye’de birçok kilit kişiye şantaj yapabilecek nitelikte malzeme vardır. Sıkışırsa bunları dolaylı ve doğrudan kullanacağı muhakkaktır. Ağar, ilişki kurduğu her kademedeki kişiye devletin ve yeraltı dünyasının imkanlarını kullanarak yardımda bulunmuştur. Kimine silah ruhsatı, kimine yeşil pasaport, kimine polis hüviyeti verdirmiştir. Bazılarının da rüşvet karşılığı yeraltı dünyasıyla olan sorunlarını gidermiştir. Bu kapsamda eski İstihbarat Başkanı Emin Aslan’ın sağlık sorunlarını hallettiği için minnet borcu altına sokmuş, sonra istihbaratın gücünü illegal faaliyetleri için kullanmıştır. Ağar’ın istediği kişiler teknik ve fiziki takibe alınmış ve delil toplanmıştır. Hanefi Avcı da benzer şekilde kullanılmıştır.”

“YERALTININ KABA GÜCÜ YANINDADIR”

Eymür, raporunda Sedat Peker’in son dönemde gündeme getirdiği mafya yapılanmaları ve Ağar’ın bunlarla ilişkisine dairde önemli bilgiler veriyor. Raporunda şunları kaydediyor: “Yeraltının her türlü kaba gücü ile parasal desteği yanındadır. Alaattin Çakıcı, Ali Yasak, Dündar Kılıç, Sedat Peker, Sedat Şahin, Fevzi Öz, Necdet Ulucan, Sami Hoştan gibi kumarhane, uyuşturucu bağlantılı tanınmış kanunsuzlar, onun için her türlü desteği vermeye hazırdır. Türkiye’de terörü yaratan önemli bir faktör olmasına rağmen, ‘terörle mücadele eden’ kişi olarak anılmaktadır. Ağar’ın hayatı ve görev yerleri iyi incelendiğinde kanunsuzlukların, adi ve siyasi cinayetlerin, faili meçhullerin, devlet büyüklerine suikastların ve toplumsal olayların arttığı görülecektir. Ağar, cumhuriyet tarihinin en büyük suçlularından biridir. Eğer Ağar ve ekibi etkisiz hale getirilmezse devletin yeraltına teslimi muhakkaktır.” (KRONOS)

Daha yeni Daha eski