HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

Derbinin en iyi analizi ve tarifi Karaveli'den geldi: "Kazanmayı hak edecek bir oyun oynadığımızı düşünmüyorum" / HAYRİ GÜNEL

Bu yazımıza, futbol adına sadece ve sadece "sonuç ve hakem konuşmayı sevenler" ile başlayalım ve onlar için kurduğumuz cümleleri s...


Bu yazımıza, futbol adına sadece ve sadece "sonuç ve hakem konuşmayı sevenler" ile başlayalım ve onlar için kurduğumuz cümleleri sıralayalım.

- İlk yarıda hemen taç çizgisi dibinden Kerem atağa çıkacakken Beşiktaşlı futbolcunun gelişi ve tabanı faul ve sarı kart olmalıydı.

- Mostafa Mohamed ikinci Galatasaray golünde Kerem'e gol pası vermeden önce Beşiktaşlı futbolcudan çaldığı top sırasında faul yapmadı, tam tersine Beşiktaşlı futbolcu acemice bir biçimde faul almaya çalıştı ama bunu beceremedi. Yorumcu ve futbol yazarı Mehmet Aslan'ın deyimiyle; "O golde en büyük pay, Süper Lig’in yarattığı o kahrolası ‘sahtekârlık kültürü’ne" aitti. Ve yine Mehmet Aslan'ın deyimiyle; "Umut Meraş da, Mustafa Muhammed ile mücadelesinde aynı alışkanlıkla kendini yere bıraktı. Ve düdüğü bekledi. Ama bu kez beklediği o düdük gelmedi. Atilla Karaoğlan, Süper Lig’deki hakem alışkanlıklarını yıkan bir kararla, “Devam” dedi."


- Atiba'nın topu elle kestiği hareketi sarı kart olmalıydı, hakem Atiba'yı ikinci sarıyla oyun dışına göndermeyi göze alamadı.

- İkinci yarıda, Berkan - Ghezzal mücadelesinde Berkan'ın topu kazanıp Kerem'e gönderdiği pozisyon hakem tarafından yanlış bir faul kararıyla sonlandırıldı. Oysa ki Kerem kaleciyle karşı karşıya kalabilecekti.

- Galatasaray ceza sahasında Nelsson'un Larin'e arkadan müdahalesi penaltı ve sarı karttı.

- Bir Galatasaray kornerinde Nelsson'un kafa vuruşunda topun Beşiktaşlı futbolcunun eliyle buluşmasına penaltı kararı çıkmalıydı.


- Ersin'in kalesini terk ederek ceza sahası dışında Gomis'i indirmesi kırmızı kart olmalıydı. Çünkü Ersin değil ama can havliyle kaleyi kapatmaya koşan Beşiktaşlı bir diğer futbolcu pozisyonun içerisinde artık son adam olmuştu.

Yazımızın bu bölümünde ise, futbol adına sadece ve sadece "sonuç ve hakem konuşmayı sevenler"i elimizin tersiyle bir kenara itip sahadaki oyunla ilgili cümleler kurmak istiyoruz.

- Eski teknik direktör gönderildikten sonra yerine getirilen ve özellikle ilk 4 maçında kıyasıya eleştirilen 60 yaşındaki Domènec Torrent'in son 4 maçındaki performansının artık gözle görülür bir biçimde yükseldiğini söylemek mümkün.


- Torrent eski teknik direktörden farklı olarak özellikle kanatları kullanmayı önemsiyor ve bu bölgede görev verdiği futbolcularının hep aynı koridorda kalmamalarını isteyen bir kanat kurgusunu yerleştirmişe benziyor.

- Bu da, eskisinden farklı olarak, Mohamed ile Kerem'in gerçekten daha rahat olabilecekleri ve verimliliklerini artıracak bir sonuç olarak Galatasaray'a geri dönüyor. Eski teknik direktörün döneminde göremediğimiz bir dokunuştur bu.

- Bu demektir ki, bundan böyle ve elbette sürdürülebildiği ölçüde, santrafor olarak alınan Mohamed'in, santrafor olmayan Kerem'e kenarlardan asla orta değil, tam tersine nokta atışı gol pasları verdiğini görürsek şaşırmamamız gerekiyor.

- Bu dokunuşun aynı zamanda Berkan ve Taylan'ı da büyük ölçüde rahatlattığı gerçeğini beraberinde getirdiğini belirtmekte herhalde bir sakınca yoktur.


- Bir Galatasaray yöneticisinin Torrent'i anlatırken; "Çok çalışıyor, pozitif, saha dışı konularla enerjisini boşa harcamıyor. Yavaş yavaş taraftarların ve oyuncuların da takdirini kazanıyor. Bu Torrent için iyi bir adım ve kendisi de bunu biliyor" demiş olması hem eski teknik direktöre yönelik ince ama hayli vurucu bir eleştiri ve hem de bu işlerin aslında nasıl olması gerektiğine ilişkin çok önemli bir ipucudur.

- Oyunun iyilerini ve verimlilerini sıralama noktasında Nelsson ve Marcao ile bu ikisinin giderek yükselen uyumunu, Mostafa Mohamed'i, Kerem'i, Omar'ı ve hatalı bir gol yemesine karşın kaleci Pena'yı öne çıkarabiliriz. O hatalı golü yiyen Pena bir yandan da ilk yarıdaki bir Beşiktaş korneri sonrası altı pas içerisindeki karambolde üstelik de önü kapalıyken topu inanılmaz bir refleksle kornere bırakmayı da bildi.

- Beşiktaş adınaysa iyileri ve verimlileri sıralamak pek mümkün görünmüyor. Galatasaray neredeyse oyunun tamamında örgütlü sayılabilecek bir kurguyla devam ederken Beşiktaş ise tam tersine oldukça kötü bir performansta kalmıştır. Zaten Beşiktaş teknik direktörünün maç sonu açıklamaları sırasında kurduğu bir cümle de bu söylediğimizi doğrular niteliktedir: "Kazanmayı hak edecek bir oyun oynadığımızı düşünmüyorum" Ve bize göre derbinin en iyi analizi ve tarifi de budur.

Sevgiyle, dirençli ve uyanık kalın! (HAYRİ GÜNEL)

* İlgilenenler için buraya güncel bir yazımızı daha bırakıyoruz.

Business News