Ukrayna'da savaşın başlamasından kısa bir süre sonra batıya doğru bir göç başlarken, bununla ilgili haberler de medyada sıklıkla yer alıyor. Süren savaş nedeniyle, Ukraynalı erkeklerin ülke dışına çıkışına izin verilmezken, sayıları milyona ulaştığı belirtilen sığınmacıların çok büyük bir kısmı, bu nedenle kadın ve çocuklardan oluşuyor.
Medyada daha sık yer almaya başlayan haberlere göre, demiryoluyla veya otobüslerle Almanya’ya gelen Ukraynalı kadın ve kız çocuklarının azımsanmayacak bir bölümü, daha tren garı veya otobüs terminalinden çıkmadan fuhuş çetelerinin kurbanı oluyorlar.
Cep telefonları ve pasaportlarına el koyarak fuhuşa zorluyorlar
Bu konuyla ilgili haberler, günlük sosyalist Junge Welt gazetesinin yanı sıra Spiegel, Tagesschau gibi ana akım burjuva medyasında da yer alıyor.
Verilen bilgilere göre, savaştan kaçan sığınmacılara gar ve terminallerde sunulan yardım, dernekler aracılığıyla, gönüllüler tarafından sağlanıyor. Mafyaya ait fuhuş çetelerinin de, gözlerine kestirdikleri kadın ve kız çocuklarından oluşan sığınmacıları, barınma sağlama ve maddi yardım verileceği sözüyle kandırdıkları, cep telefonları ve pasaportlarına el koyarak fuhuşa zorladıkları belirtiliyor.
Almanya'dan 'koruma' önlemi: Okuyamayacakları bir mesaj...
Başkent Berlin, bu sorunun en yoğun yaşandığı ve gözlemlendiği kentlerin başında geliyor. Berlin Eyaletinin SPD’li İçişleri Bakanı Nancy Faeser, daha fazla polisin gar ve otobüs terminallerinde görevlendirilerek önlem alınacağını açıkladı.
Önlemlerin nasıl olabileceği konusunda Federal Polis’in, 8 Mart günü Twitter’dan yaptığı bir uyarı iyi bir fikir veriyor. Polis açıklamasında 'yalnız seyahat eden gençlerin ve kadınların, göz alıcı konaklama önerileri'nde dikkatli olmaları isteniyordu. Yani, koruma önlemini, büyük bir kısmı bu mesajı okuyamayacak durumda olan sığınmacı kadınlar, kendi başlarına almalıydı.
Yetkili makamların, kadın ve çocukların mafyanın eline düşerek fuhuşa sürüklenmelerini seyretmeleri tepkiye neden olurken, resmi makamların sayıları milyonları bulan sığınmacıları, kendi kaderine bırakması da eleştiri konusu. (SOL.ORG)