HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

DİSK İstanbul Çalışma ve İş Kurumu önünden seslendi: Zenginler para kazandı, biz yoksullaştık

DİSK yönetimi ve üye işçiler, "Biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz, Türkiye büyüyorsa hakkımızı istiyoruz" diyerek, İstanbul'da Ça...


DİSK yönetimi ve üye işçiler, "Biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz, Türkiye büyüyorsa hakkımızı istiyoruz" diyerek, İstanbul'da Çalışma ve İş Kurumu önünde eylem yaptı. Basın açıklamasını okuyan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Asgari ücretle birlikte bütün ücretler ve emekli aylıkları da artırılmalıdır" dedi.

Asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretlerin artırılmasını talep eden DİSK üyesi işçiler, İstanbul Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Yönetim Kurulu da eyleme katıldı.

Basın açıklamasını DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu yaptı. “Sizleri sadece 6 ay öncesine götürerek, sadece son 6 aylık hikayemizi sizlere hatırlatarak başlamak istiyorum” diyerek sözlerine başlayan Çerkezoğlu, şöyle konuştu:

"Bundan tam 6 ay önceydi. TÜİK enflasyon rakamını yüzde 21 olarak ilan etmişken, yeni bir döviz krizi başlarken “Geçinmek istiyoruz. Artık yeter” diyerek meydanlarda yan yana gelmiş ve taleplerimizi yükseltmiştik.

O günlerde ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı ve Hazine ve Maliye Bakanı ise geçinemeyen milyonlara çeşitli vaatlerde bulunmuş, 6 ay içerisinde bütün bu zorlukların aşılacağını söylemişti. Evet aradan 6 ay geçti. Enflasyon bugün, TÜİK’in resmi rakamlarıyla bile yüzde 21’den 73’e dayandı. Gıda enflasyonu yüzde 90’ı aştı. Asgari ücretlinin, emeklinin, dar gelirlinin gıda enflasyonu ise yüzde 130’a dayandı. Dolar 17 lirayı aştı.

Tam da Maliye Bakanı’nın söylediği gibi; dar gelirliler, ücretiyle geçinenler, yani bu ülkenin en az 4’te 3’ü ağır bir biçimde yoksullaştı. Ve bunlar 6 ayda oldu. Tam da Maliye Bakanı’nın kendisinin de kabul ettiği gibi bir avuç zengin, bir avuç sermayedar kasasını doldurdu. Gerçekten de Maliye Bakanı’nın söylediği gibi sermayedarlar, patronlar çeşitli teşviklerle, ucuz kredilerle, bir sürü kolaylıkla karlarına kar kattılar.

Kur Korumalı Mevduat diye bir şey icat ettiler ve bu sistemle bankaların, adı konmamış bütün faiz borçlarını devlet üstlendi. Yani biz üstlendik. Zenginler paradan para kazandı, bankalar kârına kâr kattı ama biz daha fazla yoksullaştık.

Bu yaşadıklarımızı bilerek ve isteyerek yapıyorlar. Tam 6 ay önce bizler ‘Geçinmek istiyoruz’ diyerek taleplerimizi yükseltirken; iktidarın gayet bilinçli politikalar izlediğini söylemiştik.

Türk Lirası’nı değersizleştirerek emeğimizi ucuzlattıklarını, ücretlerimizi bilerek ve isteyerek baskı altına aldıklarını savunmuştuk. Fakirden alıp zengine veren bir düzen kurmaya çalıştıklarını söylemiştik. Bu ekonomik modelin felaket getireceğini söylemiştik.

Onlar ise 6 ay sonra bolluk ve refah günlerinin başlayacağını iddia etmişti. Maalesef ki kim doğru söyledi, kim halkı kandırdı, tarih kısa bir sürede gösterdi. Küçük bir kesim dışında bugün bu topraklarda adeta bir yaşama savaşı veren herkes, o 6 ay öncesini bile mumla arar duruma geldik”

Sadece mayıs ayında asgari ücret 1516 lira kaybetti. 1 Ocak’tan bugüne yaşadığımız 5 ay boyunca asgari ücretin reel olarak kaybı 5000 lirayı buldu. Yani cebimizdeki para 5 ayda 5000 lira kaybetti.

Hani, ‘Asgari ücreti enflasyona ezdirmedik’ diyorlar ya; bu da yalan. TÜİK verilerine göre asgari ücret 2018 yılından bu yana enflasyon karşısında alım gücünü kaybediyor, eriyor.

Hani çok övünüyorlar ya, ‘Türkiye şu kadar büyüdü, bu kadar büyüdü…’ En son 2022 yılının ilk çeyrek rakamlarını açıkladılar. Türkiye ekonomisi yüzde 7.3 büyümüş. Evet büyüdü. Türkiye ekonomisi büyüdü. Biz çalıştık, biz ürettik, işçiler, emekçiler olarak biz çalıştık, biz ürettik, Türkiye büyüdü ama biz bu büyümeden payımızı almadık. Emeğin Milli Gelir’den aldığı pay son 2 yılda yüzde 39’dan yüzde 31’e düştü.

Yapmaya çalıştıkları şey belli. Enflasyonla, pahalılıkla mücadele edeceklerine; rakamlarla mücadele ediyorlar. Ama hiç kimsenin inanmadığı bir enflasyon rakamı açıklayarak bizleri çok daha düşük ücretlere mahkum etmek istiyorlar. Bu, milyonların ekmeğine sofrasındaki lokmasına el uzatmaktır. Bunun adı hırsızlıktır. Yoksuldan alıp, zengine vermektir.

Bu yıkımın karşısında derhal ve ilk olarak, başta asgari ücret olmak üzere bütün ücretlerin artırılması gerekmektedir. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun derhal toplanmasının önünde hiçbir mevzuat engeli yoktur. Eğer engel varsa, o da politik tercihlerdir. Asgari ücret tespitinde sadece enflasyon değil, büyüme rakamları ve yoksulluk sınırı da esas alınmalıdır.

Asgari ücretle birlikte bütün ücretler ve emekli aylıkları da artırılmalıdır. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine yükseltilmeli ve EYT mağduriyetine de son verilmelidir. Artık açlığa karşı mücadeleye dönüşen hayat pahalılığı konusunda yapılması gereken ilk şey; ücretlerin artırılmasıdır ama bu yetmez. Elektrik, su ve doğalgaz başta olmak üzere faturalara yapılan zamlar geri alınmalı; temel tüketim maddelerinden vergi alınmamalıdır. Akaryakıt üzerindeki vergi yükü de kaldırılmalıdır." (SENDİKA.ORG)

Business News