TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamları yine tartışma konusu oldu. Madde sepetini açıklamayan TÜİK eylül ayı enflasyonunu 3.08 açıklayınca ekonomistler de üretici enflasyonunu hatırlattı. Ekonomist Burak Arzova "Sanki üretici aylardır maliyetlere kendisi katlanıyormuş, hayrına iş yapıyormuş gibi bir durum ortaya çıkıyor" dedi. Eski TCMB Başekonomisti Hakan Kara ise "Bundan kötüsü 2. Dünya Savaşı'nda yaşadı" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), eylül ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre tüketici enflasyonu aylık yüzde 3.08 yıllık ise yüzde 83.45 arttı. Üretici enflasyonunda ise makas daha da açılarak aylık 4.78 yıllık ise yüzde 151.50 oldu. 

Tüketici enflasyonunda ulaşım ve gıda enflasyonu zirvedeki yerini korudu. Yüzde 117.66 ile ulaşım enflasyonu ilk sırada yer alırken gıda enflasyonu ise yüzde 93.05 ile ikinci sırada yer aldı. Alt gelir grupları için gıda ve ulaşım gider kalemlerinin önemli bir kısmını oluşturyor.

Üretici enflasyonundaki tablo da kararmaya devam etti. Eylül ayında üreticinin kullandığı elektrik ve doğalgaza yapılan yüzde 50 zam enflasyonu etkiledi. Üreticinin elektrik, gaz ve buhar maliyeti TÜİK’e göre eylülde aylık yüzde 16.76 yıllık ise yüzde 416.58 oldu.

Ekonomistler ise tüketici enflasyonunda madde sepetini açıklamayan TÜİK’i eleştiriyor ve verilere güvenmiyor. Ekonomist Burak Arzova tüketici enflasyonunun daha yüksek olabileceğine dikkat çekerek, “Üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki fark dikkat çekici. Makas açılıyor. Üretici maliyeti mi göğüslüyor? TÜİK’in madde sepetini açıklamaması bir körlük yaratıyor” dedi.

‘ÜRETİCİ HAYRINA İŞ YAPMIYORSA RAKAMLAR MANTIKLI DEĞİL’

Arzova şöyle konuştu: “Tüketici fiyatlarıyla üretici fiyatları arasındaki tarihsel fark büyüyor. Ancak bu fark tüketici fiyatlarına yansımıyor. Sanki bu şirketler aylardır bu fiyatları yansıtmadan maliyetlere kendileri katlanıyorlarmış ve hayrına iş yapıyıorlarmış gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bu anlamlı değil. Bir yandan da beklentilerin altında gelen bir rakam. Madde fiyatlarını da göremediğimiz için karşılaştırma yapmamız mümkün değil. Enerji fiyatlarında artış yansımamış gibi.”


Gıda enflasyonuna da değinen Arzova “Gıda fiyatları çok daha yüksekken TÜİK raklamları bunun altında kaldı. Eylül aylarında yüksek enflasyonla karşılaşıyoruz. O nedenle bu rakamlar için bunu söyleyebilirim. Tarihsel olarak baktığımızda 2020 eylül ayında aylık yüzde 0.66 değişim gösteren gıda enflasyonu 2021’de yüzde 0.50 değişim göstermiş. Bu yılın eylül ayına baktığımızda ise yüzde 1.97’lik bir değişim görüyoruz” ifadelerini kullandı.

‘REKABET EDİLEBİLİRLİK ORTADAN KALKIYOR’

Sanayicinin durumuna da değinen Arzova “Sanayinin temel girdilerinde yüksek fiyat artışları var. Sanayinin rekabet edebilirliği ortadan kalkıyor. Rekabet anlamında oldukça sıkıntılı bir dönem sanayicileri bekliyor” dedi.

‘BUNDAN KÖTÜSÜ 2. DÜNYA SAVAŞI’

Eski TCMB Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Akademisyeni Hakan Kara da şu değerlendirmede bulundu: “Enflayonun yüksek olması kötü bir şey ama renflasyonun hangi hızda arttığı da önemli. Ani bir şekilde geldiğinde tüketici uyum sağlamakta zorlanıyor. Sürpriz şekilde gelen enflasyonlar alım gücünü hızla düşürüyor ve etkileri daha derin oluyor. Enflasyonla mücadele etmek için öncelikle mücadele etmeyi istemek enflasyonu düşürmeyi istemek lazım. Enflasyonu önceleyen bir politika yok. İlk yapılması gereken şey enflasyonla mücadele konusunda ciddi samimi, bir program ortaya koymak.”

Kara twitter hesabında ise grafikler paylaşarak “99 yıllık Cumhuriyet tarihinin en apansız enflasyonu 2. Dünya Savaşı'nda yaşanmıştı. Rekoru kırmak epistemolojik heterodoks nöro ekonomi modeline nasipmiş” ifadelerini kullandı. Kara, enflasyonun bundan daha hızlı arttığı tek dönemin 2. Dünya Savaşı dönemi olduğunu hatırlattı. Ayrıca Kıbrıs enflasyonuna da dikkat çeken Kara, tüketici enflasyonunun Kıbrıs'ta yüzde 120'ye dayandığını hatırlattı. (CUMHURİYET)

Daha yeni Daha eski