“İnanç önderlerinden talep edenlere de bu kurumsal yapı bünyesinde kadro verilecek” diyen Erdoğan’a Alevilerden tepki gecikmedi. 

Şahkulu Sultan Dergahı’nda düzenlenen Cemevleri Temel Atma ve Toplu Açılış Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı kapsamında Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulacağını açıkladı. Erdoğan, “İnanç önderlerinden talep edenlere de bu kurumsal yapı bünyesinde kadro verilecek” dedi.

“MUAVİYE’NİN PİLAVI YAĞLIDIR”

Alevi kurumlarından Erdoğan’a tepki de gecikmedi. Erdoğan’ın açıklamalarına tepki gösteren Alevi Dernekler Federasyonu (ADFE) Genel Başkanı Celal Fırat “Devlet sorumluluğundan yine kaçmıştır. “Kültür Bakanlığı bünyesinde bir daire kuruyorum, isteyen kurumlar veya Dedeler gelip buradan parasını alabilir, istemeyen de gelmez.” Yani kısacası şunu söylemek istemiştir; Muaviye’nin pilavı yağlıdır, buyurun pilava” dedi.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe, şunları belirtti:

“İnanç önderlerimiz, dedelerimiz, analarımız, babalarımız tarih boyunca bu hizmeti karşılık bekleyerek yapmadılar. Asla ve asla inanç önderlerimizin devletten maaş alması kabul edilemez, hatta söz konusu bile olamaz. Çünkü devletten maaş alanlar devletin memurlarıdır. İmamlar da öyledir. Devletin önüne koydukları metinleri okurlar. Devletin dilini yaratanlar devletin Aleviliğini yaratmak istiyorlar. Buna itirazımız çok açık ve sonsuzdur.

Diyanet İşleri Başkanlığının laik bir ülkede asla yerinin olmadığını ve lağvedilmesi gerektiğini yıllardır savunan örgütlerin temsilcileriyiz. Dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığının lağvedilmesi şöyle dursun bir de üstüne Alevi Bektaşi Daire Başkanlığı gibi bir merkezin konulması kabul edilemez bir durumdur. Bunu bir de Kültür Bakanlığı bünyesinde yapıyor olmaları zaten Alevileri ve Aleviliği bir başka inanç olarak görmediklerinin ifadesidir. Bir kültürel topluluk olarak ilan ettiklerini ifadesidir. Bizi tarif eden yaklaşımları devam etmektedir. Bizi bir yerlere; Muhammed’e, Kur’an’a bağlama gibi açıklama yapma hakkı yoktur. Bir tarife ihtiyacımız yoktur.

“EŞİT YURTTAŞLIK MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”

Eşit Yurttaşlık meselesini elektrik, su parasına bağlamak gerçekten absürt bir durumdur. Biz bugüne kadar devletin, Diyanet İşleri Başkanlığına ayırdığı bütçeyi, camilere yaptığı harcamaları, imamlara ödediği maaşı alt alta koyduğumuzda birçok bakanlığın toplam bütçesinden daha fazla bir maliyet gerektirdiğini defalarca söyledik. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Biz elektrik, su parası, beton, çimento parasıyla kimlik mücadelemizin karşı karşıya getiremeyiz. Bizim kimlik ve eşit yurttaşlık mücadelemiz devam edecektir. Taleplerimiz bellidir ve bu açıklamalar taleplerimizin hiçbirine tek bir kelime dahi dokunmamıştır.

“RIZALIĞIMIZ YOK”

Alevi Kültür Denekleri (AKD) Genel Başkanı İsmet Kurt ise, çatı örgütleri olarak kamuoyuna paylaşılan talepler listesini açıklayarak, “Dün yaptığımız açıklamada taleplerimiz netti. Cumhurbaşkanı bugün yaptığı açıklamada zorunlu din derslerine ve cemevlerinin yasal statüsüne değinmedi” dedi.

Kurt, Alevi toplumu nezdinde Diyanet İşleri Başkanlığının büyük bir tartışma konusu olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:

Alevilerin birçok sorunu var. Yani bizim taleplerimizle uzaktan yakından ilgisi yok bunların. Bir çözüm süreci olacak ama nasıl? Bunun oturup müzakere edilmesi lazım. Bunun bir akılla değil de ortak akılla yürütülmesi lazım. Bizlere de fikirlerimizin sorulduğu, neticede devletin bir yerlerine bağlanacak ama ortak akıl önemli olandır. Tekçi zihniyetin yaptığıyla doğru bir şey değil. Hiçbir kuruma fikir sormadan olmaz.

Alevi kurumları bugüne kadar kendi mücadele ve çabalarıyla yüzlerce cemevi yapmıştır. Bugün birkaç tane cemevinin temel atma töreni söz konusu. İşte onlardan bir tanesi de bize bağlı Erzincan Kemah şubemiz. Bu şubemizin temelinden bugüne kadar oradaki canlarımızın katkısı söz konusu. Son bir ay içerisinde valiliğin yaptığı 150 bin lira gibi bir yardımla o cemevi bitmedi. Açılışta da Cumhurbaşkanı kendi ağzıyla da itiraf etti, ‘buranın peyzajı falan yapılmamış’ dedi. Bir takım oldu bittilerle yapılanlar doğru değil. Oradaki şube başkanımıza baskıyla kaymakamlık, valilik aracılığıyla ‘bugün bu cemevinin açılışı yapılsın’ demek doğru şeyler değil. En başta bizlerin bu konularda rızalığı yok. ‘Hakk, Muhammed, Ali’ deyip de bir cemevinin açılışını yapamayan bana göre çok samimi değildir. ‘Ya Allah bismillah’ deyip de, Hakk, Muhammed, Ali diyemeyen dil çok samimi değildir. (ULAKNEWS)

Daha yeni Daha eski