Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Adalet Bakanlığı’na Abdullah Öcalan ile SEGBİS yoluyla görüşme başvurusunda bulundu.


Başvurusunda Öcalan'a yapılan tecritin hukuka aykırı bir uygulama olduğunu ve sonlandırılması gerektiği görüşünü belirten Demirtaş, "İmralı Cezaevinde uygulanan politikalara kalıcı şekilde son verilmesi için avukat ve siyasetçi kimliğimle, bulunduğum Edirne F Tipi Cezaevinden, SEGBİS marifetiyle Abdullah Öcalan ile görüşmeyi, sonrasında da kendisinin, ailesi ve avukatları ile düzenli görüşebilmesinin sağlanmasını talep ediyorum" ifadelerine yer verdi.

Demirtaş, "Hukuka, adalete, toplumsal barışa ve sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine inanan bir siyasetçi sorumluluğuyla yaptığım bu başvurunun olumlu karşılanmasını umuyor, diliyorum" dedi.

Demirtaş’ın başvurusu şöyle:

"Bilindiği üzere Abdullah Öcalan, Bakanlığınıza bağlı İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevinde yirmi üç yıla yakındır tek kişilik hücrede ve tecrit koşullarında tutulmaktadır. Kendisi, yirmi ayı aşkın süredir ailesi ve avukatları ile hukuka aykırı şekilde, görüş hakkından mahrum bırakılmıştır. Oysa geçmiş yıllarda, kendisinin dışarıyla temas kurabildiği dönemlerde Türkiye’de toplumsal barış ve demokratik çözüm umutları her seferinde büyümüş ve toplum nefes alabilmiştir.

Şu anda ülkede derin bir yoksulluk, ekonomik kriz ve sosyal bunalımlar yaşanırken hükümetin içeride ve dışarıda sürdürdüğü çatışma ve gerilim politikası büyük kayıplara, acılara yol açmaktadır. Halkın en büyük beklentisi bu hatalı politikalardan bir an önce vazgeçilmesi; yoksulluğun, işsizliğin son bulacağı bir barış ve huzur ortamının sağlanmasıdır.

Ancak birçok hatalı politikanın yanında İmralı Cezaevinde Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit de bu kaotik ortamı beslemekte, gerilimi giderek tırmandırmaktadır.

Bakanlığınızın zaten hukuka aykırı olan bu uygulamayı sonlandırmasının tüm Türkiye için daha hayırlı olacağına inanıyorum. Ülkenin her bir evladı paha biçilmez kıymetteyken göz göre göre feda edilmelerine sessiz veya izleyici kalmak, demokratik siyasete ve barışa inanan hiç kimse için ahlaklı bir tavır olmaz, olamaz.

İmralı Cezaevinde uygulanan politikalara kalıcı şekilde son verilmesi için avukat ve siyasetçi kimliğimle, bulunduğum Edirne F Tipi Cezaevinden, SEGBİS marifetiyle Abdullah Öcalan ile görüşmeyi, sonrasında da kendisinin, ailesi ve avukatları ile düzenli görüşebilmesinin sağlanmasını talep ediyorum.

Hukuka, adalete, toplumsal barışa ve sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine inanan bir siyasetçi sorumluluğuyla yaptığım bu başvurunun olumlu karşılanmasını umuyor, diliyorum." (T24)

Selahattin Demirtaş, PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşme talebine ilişkin açıklama yaptı. Abdullah Öcalan ile SEGBİS yoluyla görüşmek için Adalet Bakanlığı’na bugün dilekçe veren Demirtaş, Halk TV'de yayımlanan Sözüm Var programına bir mesaj gönderdi. 

Selahattin Demirtaş mesajında "Esad’dan Mursi’ye, Suudilerden Birleşik Arap Emirliklerine, İsrail’e kadar herkesle görüşmek, barışmak mübah ve meşru görülürken sıra Kürtlere gelince terör parantezine alınıp sadece silah ve operasyon seçeneğinin dayatılmasını Türkiye için son derece sakıncalı bir politika olarak değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı.

Demirtaş'ın mesajı şöyle: 

"Bugün 13.30’da Adalet Bakanlığına, Öcalan ile görüşme yapma isteğimi içeren bir dilekçe verdim. Herhangi bir spekülasyona yer vermemek açısından size şunları söylemek isterim:

YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİNE DAİR EMARE YOK

Benim veya HDP yönetiminin İmralı’da hiçbir teması, iletişimi veya görüşmesi olmadı. Yeni bir çözüm süreci başlayacağına dair en küçük bir emare veya bilgi de yok. Ancak biz, giderek tırmanan gerilim ve her gün can yakan, can alan çatışmalar karşısında yerimizde oturmak, sadece acıyı ve taziye dileklerimizi paylaşmak istemiyoruz. Çatışmaların önüne geçebilmek amacıyla, siyasetçiler olarak inisiyatif almak için bu başvuruları yapıyoruz.

TÜRKİYE İÇİN SON DERECE SAKINCALIDIR

Esad’dan Mursi’ye, Suudilerden Birleşik Arap Emirliklerine, İsrail’e kadar herkesle görüşmek, barışmak mübah ve meşru görülürken sıra Kürtlere gelince terör parantezine alınıp sadece silah ve operasyon seçeneğinin dayatılmasını Türkiye için son derece sakıncalı bir politika olarak değerlendiriyoruz.

AYNI GEREKÇELERLE GÖRÜŞMEK İSTİYORUZ

Örneğin Akşener, Perinçek Türkiye’nin güvenliği ve barışı için “Hükümet bizi görevlendirsin, Esad ile görüşmeye gideriz” demişlerdi. Biz de aynı gerekçelerle İmralı’da Öcalan ile görüşmek istiyoruz. Durum bundan ibarettir. Son derece iyi niyetli, kamuoyunda da geniş destek bulacağına inanıyor, umuyor, diliyorum.

Özgür günlerde görüşebilmek üzere, selamlarımla…" (GAZETE DUVAR)

GAZETE DEMOKRAT'IN NOTU:

1) Demirtaş'ın Öcalan'la görüşme talebi iktidar tarafından büyük ihtimalle kabul edilecektir diye düşünüyoruz.

2) Görüşme talebinin, bir süredir alttan alta dile getirilen ve "Demirtaş ikna edilmeye çalışılıyor" şeklinde özetlenen sürecin bir sonucu olup olmadığının anlaşılması fazla uzun sürmeyecektir.

3) Demirtaş'ın babasıyla görüştürülmesinin, hatta ondan önce Aysel Tuğluk'un tahliyesinin, bu sürecin başlangıçtaki işaret fişekleri olup olmadıklarının anlaşılması da aynı şekilde fazla uzun sürmeyecektir.

4) Demirtaş'ın üzerindeki sorumluluk bu anlamda artık çok büyük, çok kritik ve çok da tarihsel bir sorumluluktur.

5) Bu anlamda şunu artık rahatlıkla söyleyebiliriz: Demirtaş Erdoğan'a teslim olursa büyük ölçüde "yenilmiş" olacaktır.

6) Doğaldır ki, Demirtaş Erdoğan'a teslim olursa, bugüne kadar söylediği her cümleyi, her kelimeyi inkar etmiş olur. Böyle bir inkar aynı zamanda kendisini inkar anlamı taşır.

7) Demirtaş Erdoğan'a teslim olursa -bize göre tamamen yapay olan ve sadece iktidar tarafından köpürtülen- toplumsal kutuplaşma ve hatta düşmanlık güçlenecek ve etki alanı da genişleyecektir.

8) Yukarıdaki 7 maddeyi bize, Demirtaş'ın açıkladığı görüşme talebindeki şu cümleler yazdırıyor; "Şu anda ülkede derin bir yoksulluk, ekonomik kriz ve sosyal bunalımlar yaşanırken hükümetin içeride ve dışarıda sürdürdüğü çatışma ve gerilim politikası büyük kayıplara, acılara yol açmaktadır. Halkın en büyük beklentisi bu hatalı politikalardan bir an önce vazgeçilmesi; yoksulluğun, işsizliğin son bulacağı bir barış ve huzur ortamının sağlanmasıdır"

9) Ama hemen bunun yanında yine Demirtaş'ın, görüşme talebi metnine ilişkin yaptığı açıklamasındaki şu cümle yukarıdaki sıraladığımız 7 maddeyi kelimenin tam anlamıyla bir anda boşa çıkarabilir. "Benim veya HDP yönetiminin İmralı’da hiçbir teması, iletişimi veya görüşmesi olmadı. Yeni bir çözüm süreci başlayacağına dair en küçük bir emare veya bilgi de yok"

10) "Altılı Masa" ile bütün bir toplumsal muhalefetin Selahattin Demirtaş'tan beklediği tavıra gelince... Bu tavır çok nettir ve Demirtaş'ın bizzat kendi ağzından çıkmıştır: "Beni değil jetle Diyarbakır’a, mekikle Mars’a da götürseler durum değişmez!" Doğru tavır ve Selahattin Demirtaş işte budur! (GAZETE DEMOKRAT)

Daha yeni Daha eski