Devrimci Sağlık İş sendikasına üye oldukları için işten atılan Koç Üniversitesi Hastanesi işçilerinin direnişi 21. gününde kazanımla sonuçlandı. Tacizci müdür kovuldu, çanta arama uygulaması kaldırıldı, işçiler sendikal tazminatları da dahil olmak üzere tazminatlarını alacak.
Koç Üniversitesi Hastanesi’nde sistematik hale gelen tacize ve mobbinge, ağır çalışma koşullarına, taşeron çalışmaya ve düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşınca işten atılan işçilerin 20 gündür süren direnişi kazanımla sonuçlandı. Yönetimle sendika arasında yapılan görüşmelerin ardından işçilerin de ortak kararıyla direniş sonlandırıldı.
İşçiler son kez hastane önünde bir araya gelerek kazanımlarını ve direnişi sonlandırdıklarını duyuruyor. Hastane önünde yapılan eyleme çeşitli sendikaların temsilcileri DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Arslanoğlu ve HDP Milletvekili Züleyha Gülüm katıldı.
Özellikle kadın işçiler için çalışmayı dayanılmaz hale getiren tacizci müdür işten atıldı. İşçilere hırsız muamelesi yapan ve onurlarını kıran üst ve çanta arama uygulaması zaten direniş sürerken fiilen ortadan kalkmıştı. Görüşmelerde de dile getirildi. Bir poşet çayla dışarı çıktığı için hırsızlıkla suçlanan ve Kod 46’yla, yani hırsızlık suçlamasıyla tazminatsız olarak işten çıkarılan işçinin çıkış kodu değiştirilecek. Kıdem ve ihbar tazminatlarıyla birlikte işçilere sendikal tazminat da ödenecek. İşçiler toplamda 16 maaş tazminat alacak.
Yapılan açıklamada direnişe destek veren, dayanışma gösteren herkese teşekkür edildi. Okunan basın açıklamasında şunlar söylendi:
"Koç Üniversitesi Hastanesi’nde taşeron çalışmaya, tacize, ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı örgütlenen ve sendikamıza üye olan işçiler 16 Kasım’a kadar çeşitli gerekçelerle işten çıkarıldı. Hem hastane içerisindeki bazı sorunların çözümü hem de işten atılan üyelerimizin geri dönmesi talebiyle hastane önünde yaptığımız bir basın açıklaması ile direnişe başladık.
Koç Üniversitesi Hastanesi direnişimiz konfederasyonumuza bağlı sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin, kadın örgütlerinin dayanışmasıyla bugün 21. Gününü tamamladı.
Bu süreçte sendikamız Hastane Başhekimi Erdal Aksoy ve, Koç Holding temsilcisi ve TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol’la görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmelerde taşeron sağlık işçilerinin çanta ve üst aramasının durdurulması kabul edilerek aynı gün çanta arama uygulamasına son verildi.
Sendikamız Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’yla Hastane Başhekimi Erdal Aksoy’la yapılan bir sonraki görüşmede tacizci müdürün hastaneyle ilişkisinin kesildiği bilgisi doğrudan Başhekim tarafından sendikamıza verildi.
Koç Holding’le yapılan görüşmelerde direnen 4 üyemizin hastaneye işe iade edilmesi konusundaki müzakeremiz sürerken Holding’in “bir başka iş yerinde işe iade” konusundaki teklifi kabul etmediğimizi ilettik. 21 günün sonunda geldiğimiz son aşamada direnen üyelerimize sendikal tazminat dahil olmak üzere 16 maaş tazminat ödenmesini, daha önceden ödenen kıdem ve ihbar tazminatlarındaki eksikliklerin giderilmesini, ödenecek tazminatlardaki vergi yükümlülüğünü işverenin üstlenmesini, hırsızlık suçlamasıyla işten çıkarılan işçi arkadaşımızın kodunun düzeltilmesini ve ihbar-kıdem-sendikal tazminatlarının aynı şekilde eksiksiz yatırılarak hak kaybının giderilmesini sağlayacak şekilde anlaşmaya vardığımız müzakereleri ve dolayısıyla Koç Üniversitesi Hastanesi direnişimizi sonlandırıyoruz.
Dayanışmasıyla direnişimize güç veren öncelikle çayıyla çorbasıyla, sıcakkanlı misafirperverliğiyle direnişi sarıp sarmalayan Topkapı halkına ve esnafına, tacizci müdür karşısında direnciyle yanımızda olan kadınlara, Türkiye’nin dört bir yanında sesimize ses olan işçilere, sendikalara, demokratik kitle örgütlerine, siyasi partilere teşekkür ediyoruz.
Sağlık hizmetinin bir bütün olduğunu ifade eden ve direnişimize güç veren İstanbul Tabip Odası yönetimine ve üyelerine teşekkür ediyoruz.
Direniş sürecinde her an uluslararası alanda dayanışmasını hissettiren Uluslararası örgütümüz EPSU ve PSI’ya ayrıca teşekkür ediyoruz.
Burada sadece işten atılan Koç Üniversitesi Hastanesi işçileri olarak değil aynı kaderi paylaştığımız özel sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık işçilerinin yaşadığı sorunları anlatmaya çalıştık. Bu vesileyle özel sağlık kuruluşlarında, vakıf üniversitesi hastanelerinde çalışan sağlık işçilerini kaderine razı olmak yerine sendikalı olmaya DİSK/DEV SAĞLIK İŞ’e üye olmaya davet ediyoruz.
Bu direniş ve bu direnişten elde ettiğimiz kazanımlar kendi gücüne ve sendikasına güvenen sağlık işçilerinin kazanımıdır.
Direnişin gücüyle birlikte;
Koç Üniversitesi Hastanesi’nde artık işçi arkadaşlarımıza çanta ve üst araması yapılmıyor.
Tacizci müdür hiçbir şey olmamış gibi işinin başında değil; hastane sağlık işçisi kadın arkadaşlarımız için artık daha güvenli bir işyeri.
Koç Üniversitesi Hastanesi’ndeki sağlık işçilerinin sesi artık daha gür, daha güçlü.
Tüm kazanımlarımızın takipçisi olacağız. Koç Üniversitesi Hastanesi’ne sendika girecek, sağlık işçileri kazanacak.
Koç’ta direniş kazandı! Sendika haktır, engellenemez! İnadına sendika inadına disk! Yaşasın sınıf dayanışması!"
Ne olmuştu?
Koç Üniversitesi Hastanesi işçileri sistematik hale gelen tacize ve mobbinge, ağır çalışma koşullarına, taşeron çalışmaya ve düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşınca işten atıldı. İşten atılan işçiler hastane önünde direnişe geçti.
İşçileri sendikalaşmaya iten neydi?
Koç Üniversitesi Hastanesi’nde Euroserve şirketi aracılığıyla çalışan 500’e yakın taşeron işçi var. Bundan önceki şirket olan NWG ile olan sözleşme bitince işçilerin şirketi değiştirilmek istendi. Ancak bu yolla işçilerin kıdem tazminatları da yakılmak istendi.
İşçilerin bir bölümü de bu hak kaybından dolayı istifa etti. İstifa eden işçilerin ise yerlerine yeni işçiler alınmayınca iş yükleri çok arttı. Portörler günde 3 kata, yaklaşık 40 odaya hizmet vermek zorunda kaldı. İş yüklerinin ağırlığı işçilerin gün içi molalarının dahi kullanımının önüne geçti. İş tanımı dışındaki işler de işçilerin üzerine yıkılmak istenince çalışma koşulları dayanılmaz noktaya geldi. Üstelik bu ağır iş koşulları karşılığında asgari ücret alıyorlar.
Taciz de işçilerin baskılanması için sistematik hale gelmiş uygulamalardan biri. Hastane içinde taşeron şirketten gelen işçilerden sorumlu müdür, kadın işçileri sistematik olarak taciz ediyor. Giyim kuşamdan makyaja kadar karışan müdür için işçiler defalarca kez üstlerine başvurduysa da sonuç alınmadı.
Tacizin yanı sıra taşeron işçilere yönelik ayrımcılık ve mobbing de çok yaygın. İşçilere görevleri olmayan işler yaptırılmaya çalışılıyor. İtiraz ettiklerinde diğerlerinin ‘kadrolu’ oldukları ve onlara karşı ‘saygısızlık’ yapmamaları gerektiği söyleniyor. Ancak itiraz eden işçiler de bütün çalışanların önünde hakaretlere maruz kalıyor.
İşçilerin muzdarip olduğu bir konu da üstlerinin aranması. Her gün işten çıktıklarında ‘hırsızlık muamelesi’ yapılarak üstleri ve çantaları aranıyor. Çantalarından çıkan elma, poşet çay gibi gün içerisinde kendilerine verilen ancak gün içinde tüketmedikleri şeyler bile ‘hırsızlık’ suçlamasının konusu yapılıyor. İşçiler ise kendilerinden yemek ücreti adı altında yapılan kesintilerle bunların parasını zaten ödediklerini ifade ediyor. İşçiler arasında Kod 46 ile yani hırsızlık suçlamasıyla işten atılanlar da var.
İşçilerin taşeron şirketlerinin değişiminden dolayı hakları gasp ediliyor. Yaşadıkları sorunlardan dolayı hastane yönetimine gittiklerinde kendilerine taşeron şirkete gitmeleri gerektiği, şirkete gittiklerinde ise hastane yönetimiyle çözmeleri gerektiği söyleniyor.
İşçilerin talepleri neler?
Tacizci müdürün hastaneyle ilişiğinin kesilmesi.
Sendikalı çalışmanın önünün açılması ve kimseye sendika teecihinden dolayı baskı yapılmaması.
Atılan işçilerin işe geri alınması.
Angaryaya, mobbinge ve tacize son verilmesi.
Taşeron şirketler aracılığıyla değil, kadrolu çalışmak. (SENDİKA.ORG)
Koç Üniversitesi Hastanesi'nde direniş kazanımla sonuçlandı
— sendika.org (@sendika_org) December 28, 2022
Devrimci Sağlık İş Sendikası'nın çağrısıyla emek dostları hastane önünde kazanım açıklaması için bir araya geldihttps://t.co/3Krpk1XZHE pic.twitter.com/G7r3wNayZv