Sinan Ateş'in Ülkü Ocakları Başkanlığı görevinden alınmasının nedeninin Bahçeli'nin 'potansiyel tehdit olarak görmesi' olduğu öne sürüldü.


Kısa Dalga yazarı Ersan Atar
, Sinan Ateş'in öldürülmesi öncesi yaşanan gelişmeleri yazdı.

Atar, Ateş'in potansiyel bir lider olarak görüldüğü ve tehlikeli olarak görüldüğü için görevden alındığı iddiasında bulunurken, "Öyle ya Devlet Bahçeli de hep böyle Erdoğan’ın koltuğunun altındaki, ileri yaşlardaki siyasetçi değildi ya. O da bir zamanlar genç bir akademisyendi. Ve o Sinan Ateş, parti içinde aktifti, eğitimler verir, faaliyetler düzenlerdi. Hatta kimine göre O’nda “Muhsin Yazıcıoğlu gülüşü var”dı. Tehlikeliydi. Derhal o görevden uzaklaştırılmalıydı. Hem ne vardı işte, Hacettepe Üniversitesi gibi saygın bir kurumda kadro ihdas edilmemiş miydi? 'Uslu uslu derslerine girip çıksın, gençlere tarih anlatsın'dı" ifadesini kullandı.


Ateş'in görevden alındıktan sonra da aktif bir şekilde çalıştığını aktaran Atar, şöyle devam etti: "Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevinden alındı, 'gençlere tarih anlatsın' dendi ama öyle olmadı; Sinan Ateş dergiler, kitaplar çıkarıyor ve hatta Bahçeli’den çok dolaşıyordu. Sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarda, 'ülkenin güneyi' diyor, 'kuzeyi' diyor, 'şimdi de en doğusundayım' diye Iğdır il tabelası önünden mesajlar veriyordu. Mesajlarına yanıt da buluyordu ve bu yanıtlar, 'Sen emret Genel Başkanım' diye başlıyordu. Tarikat şeyhleriyle görüşüyor, aşiret ağalarını ziyaret ediyordu; ağırlanıyordu. Kendisine eşlik edenler, 'tenhalarda kıstırılıp' sopalarla dövülüyordu; döven ülkücü, dövülen ülkücüydü. Bu isim, Sinan Ateş öldürülmeden bir süre önce gittiği Iğdır’da kendisine eşlik eden Iğdır Ülkü Ocakları Başkanı Mutluhan Kaşkar’dı. Kaşkar bir keresinde kafede, birinde de sokakta dövülmüştü. Ve dövenlerde sopa ve kılıç vardı... Lafı uzatmayalım: Sinan Ateş, ülkücü çevrede “Lider – Teşkilat – Dokrin” üçlemesinin 'Lider'liği için potansiyeldi" (SOL.ORG)

Daha yeni Daha eski