Sözün özü... Azmettiricilerin kurtarıldığı bir cinayet davasında her şey o kadar kirli noktaya ulaştı ki... Ankara’da bir işadamıyla birlikt...
Sözün özü... Azmettiricilerin kurtarıldığı bir cinayet davasında her şey o kadar kirli noktaya ulaştı ki... Ankara’da bir işadamıyla birlikte adaletin kendisi de öldürüldü
Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman'ın 2018 yılında da bir cinayet soruşturmasında zanlı ile gizli görüşme yaptığı, talimatlarına uymayan savcıyı sürgüne gönderdiği ileri sürüldü.
Ayhan Bora Kaplan'dan rüşvet aldığı iddia edilen Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman'ın daha önce de iş insanı Ömer Faruk Ilıcan'ın öldürülmesi olayında şüpheli olarak gözaltına alınan Cemal Kadooğlu için devreye girdiği iddia edildi.
Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, Kocaman'ın Kadooğlu'nun iddianameden çıkartılması için o dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğüne dair deliller olduğunu belirtti, Kadooğlu'nu suçlayan iddianameyi hazırlayan savcının sürgün edildiğini ileri sürdü.
Barış Pehlivan, 21 Mart 2018 tarihinde öldürülen iş insanı Ömer Faruk Ilıcalı'nın cinayet zanlısı olarak Cemal Kadooğlu'nun yakalandığını, AKP milletvekili Ahmet Uzer'in soruşturmanın seyrini değiştirmek için dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile görüştüğünü, ardından o dönem Cumhuriyet Başsavcısı olan Yüksel Kocaman'ın adliyedeki odasında Cemal Kadooğlu ile görüştüğünü yazdı. Görüşmenin ardından Başsavcı Kocaman'ın, soruşturma savcısı Ali İhsan Akdoğan’a bu cinayet dosyasına dair talimat gönderdiğini ileri süren Pehlivan, Akdoğan'ın buna rağmen, Cemal Kadooğlu dahil herkesi şüpheli gösteren bir iddianame hazırladığını ve Başsavcı Kocaman’dan habersiz doğrudan mahkemeye sunduğunu belirtti.
Barış Pehlivan "Katilleri açıklıyorum" başlıklı yazısında konuyla ilgili iddialarını şöyle dile getirdi:
"Hal böyle olunca, araya başsavcı girdi ve 'Sehven gönderdik' diyerek mahkemeden iddianameyi geri aldırdı. Cinayet savcısı sürüldü, dosya Başsavcı Vekili Burhan Tezcan’a emanet edildi.
REZALET ÜSTÜNE REZALET
Çürüme kartopu gibi büyüyordu.
Cinayet şüphelisinin tahliye edilmesi için hâkimlere baskı da yapıldı...
Direnen hâkimler görevden de alındı.
Yerlerine gelen hâkimler, Kadooğlu ailesinin tutuklu şüphelileri ile aranan tetikçilerin takasına da girdi.
Yetmedi. Ankara Adliyesi’ndeki bir başsavcı vekili ile cinayet şüphelisi Kadooğlu ailesinin avukatı dışarıda gizlice buluştu.
Yetmedi. Şüpheli avukatları tarafından o başsavcı vekiline 'korsan iddianame' verildi.
Yetmedi. İddianamede, Kadooğlu ailesinden hiç kimse yokken cinayet sebebi 'alacak' meselesine çevrildi.
Yetmedi. Bir kamu bankasının genel müdür yardımcısı devreye girdi. O isim içinde 260 bin dolar olan çantayı Ankara Adliyesi’nde cinayet savcısı Burhan Tezcan’a vermek istedi. Ancak savcı, adliyede para almak istemedi. Hatta fısıltı o ki durumu Başsavcı Yüksel Kocaman’a iletti. Sahi başsavcı ne yanıt verdi?
İddia o ki rüşvet teklif edilen savcı Tezcan, başına gelenleri Adalet Bakanlığı, HSK ve Cumhurbaşkanlığı’nda üst düzey isimlere anlattı. Yani devletin zirvesi olanları biliyordu. O dönem Ankara kulislerinde Başsavcı Kocaman’ın görevden alındığı konuşuldu.
Tam da bu sırada ilginç bir fotoğraf ortaya çıktı. Başsavcı Kocaman, 20 Kasım 2018’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret ettiği bir fotoğrafı sosyal medyadan paylaştı.
Acaba Başsavcı Kocaman’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a o görüşmede 'Hakyolcular bana kumpas kurmak istiyor. Size gelip anlatacaklarına inanmayın' dediği doğru muydu?
(Tesadüfe bakın ki Yüksel Kocaman şimdi de Ayhan Bora Kaplan’dan villa ve araba aldığına dair iddiaları da FETÖ’ye bağlıyor.)
Sözün özü...
Azmettiricilerin kurtarıldığı bir cinayet davasında her şey o kadar kirli noktaya ulaştı ki... Ankara’da bir işadamıyla birlikte adaletin kendisi de öldürüldü." (GAZETE DUVAR)
Hiç yorum yok