"Artık" deyin "Köpek saldırısından ölmeyeceksiniz. Sadece açlıktan, yoksulluktan, cahillikten öleceksiniz. Tecavüze uğramaya, istismara maruz kalmaya devam edeceksiniz. İnşaatlarda, karanlık atölyelerde kaçak olarak rahat rahat çalışacaksınız. Kaldırımlarda gönlünüzce dilenebileceksiniz. Küçük yaşta evlendirilip, felaketlere sürüklendirilebileceksiniz. Savaşlar çıkaracağız daha, bekleyin o savaşlarda öleceksiniz"
HAYIRSIZ ÜLKE
Çocukların sokaklarda rahat rahat dilendirilebildiği bir ülke burası.
Çocukların evsiz kalabildiği, parklarda gecelediği...
Enseste kurban gidiyorlar, evlerde, tarikatlarda tecavüze uğruyorlar.
Aç uyuyor çocuklar bu ülkede, üzüntüden kendilerini asıyorlar tavanlara iplerle.
Çocuklar var bu ülkede, erkenden evlendirilen, erkenden evden gönderilen, erkenden zorla büyütülen…
İnşaatlarda, atölyelerde kaçak işlerde çalıştırılıyor, iş kazalarına kurban gidiyorlar.
Mayına basan çocuk var, okulun penceresinden kendisini atan, babası annesini gözlerinin önünde sokak ortasında vuran.
Ormanlarda, kuyularda, kuytularda çocuk cesetleri…
Kimin kimi neden öldürdüğü aslında hep belli.
Çocuklar var bu ülkede köpeklere sarılıp kaldırımlarda bir başına uyuyan ve çok uzun süre hayatta kalamayan.
Hadi gidin şimdi o çocukları uyandırın, o çocukları mezarlarından kaldırın, saklandıkları deliklerden çıkartın, kayboldukları dünyalarda bulun ve onlara anlatın.
"Biz" deyin "Sizi sokak hayvanlarının dehşetinden korumak için çok güzel yasalar çıkarttık. Başıboş olanları, saldırgan olanları, tehlikeli olanları, etrafı rahatsız edenleri yakalayıp öldüreceğiz. Köpekler ve kediler sokakta artık size kötü hiçbir şey yapamayacaklar" deyin.
Ve itiraf edin "Size ne kötülük yapılacaksa biz bizzat yapacağız" deyin.
"Sağlıksız koşullarda doğup büyümeye devam edeceksiniz" deyin.
"Anneniz babanız hep işsiz kalacak, çalışsalarda karınları hiç doymayacak" deyin.
"Asla fırsat eşitliği olan bir dünyada yaşayamayacaksınız" deyin.
"Paranız olmadıkça iyi okullarda okuyamayacak, bir meslek sahibi bile olamayacaksınız" deyin.
"Artık" deyin "Köpek saldırısından ölmeyeceksiniz. Sadece açlıktan, yoksulluktan, cahillikten öleceksiniz. Tecavüze uğramaya, istismara maruz kalmaya devam edeceksiniz. İnşaatlarda, karanlık atölyelerde kaçak olarak rahat rahat çalışacaksınız. Kaldırımlarda gönlünüzce dilenebileceksiniz. Küçük yaşta evlendirilip, felaketlere sürüklendirilebileceksiniz. Savaşlar çıkaracağız daha, bekleyin o savaşlarda öleceksiniz."
Söyleyin hadi bunları çocuklara, sevindirin onları.
Sonra meclisinize geri dönün, bakın bakalım vasfı değiştirilecek daha başka orman kalmış mı ortalarda?
Henüz imara açılmamış SİT alanları hangileri? Başka yeşil alanlar var mı talana müsait? İnşaat yapılmamış yer kalmış mı sağda solda? Madenlere kiralanmamış dağları tepeleri gözden geçirin bir daha.
Yeniden cami yapılacak müze var mıdır başka acaba?
Kadınlara verilmiş haklara bir bakın sonra, geri alınabilmeleri için neler yapılabilir, başka hangi anlaşmalar, kanunlar iptal edilebilir?
Üniversitelerde yerinden edilmemiş iyi hoca kalmıştır inşallah? Biraz daha fazla din dersi mi koysanız okullara?
Bütçeleri yeniden gözden geçirin. Düşmandan kısıp dosta verilecekleri bir daha belirleyin. Hâlâ arttırmadığınız vergileri arttırın, yeni vergiler çıkartın. Zamlar yapın. İhaleler açın, onları eşinize dostunuza dağıtın.
Gazete var mı kapatılacak, gazeteci var mı içeri atılacak, sansür kalmış mı hiç ona buna uygulanacak? Yeni, hedefler belirleyin, o hedefleri tek tek terörist ilan edin. Anayasa'yı tekmeledikçe tekmeleyin.
Sonra arada başarılarınızı kutlayın.
Zira şu muhteşem iktidarınızda, çok güzel uyutuyorsunuz hayvanları da insanları da.
Siz bunları yaparken biz de bir kez daha düşünelim…
Hayırsız Ada'dan hayırsız ülkeye nasıl vardık, hangi hataları yaptık da çağdaşlığı barbarlığa kaptırdık…
Artık bir zahmet anlar mıyız acaba? (MİNE SÖĞÜT - T24)